• birinin hissizliğini, hissederken hissetmek* fena olanıdır.
  • hissizliğini hissedip bunu hisli bir biçimde dile getirmek daha fena olanıdır.
  • (bkz: catatonik)
  • tam olarak hissiz degil demek ki, onu da hissetmese tamammmm
  • 5 duyu organı ve zihinde uyandırdığı mental formasyonları baskılamaktan ziyade, onları özgürce yaşamaktan geçer. bir nevi hissedip, hissedilen şeyin neden ve nasıl hissedildiğini anlamak, koşullarını keşfetmektir. zira evrende kişinin kontrolünde olan hiçbir şey yoktur, bir istisna dışında; bu sürekli yükselip-alçalan "şeylere" yönelik reaksiyonları.

    herhangi bir his, pozitif ya da negatif, lakin insanlar genellikle negatif durumlarda spiritüel terapilere başvurduğundan duruma uyumlu bir örnek verelim;

    diyelim ki birini, bir olayı yahut şeyi unutmaya çalışıyorsunuz:

    karanlıkta, meditatif pozisyonda odaklandınız. önce bedeninize, sonra nefesinize.
    fakat ortada maymun gibi daldan dala atlayan bir zihin var değil mi? lafı evirip çevirip aynı şeye getiriyor; unutmaya çalıştığınız "şeye".
    işte onu baskılamaya çalışırsanız sadece kendinize daha fazla acı çektirmekte olduğunuzu fark edeceksiniz, bunun istisnası yoktur.
    o'nu baskılamak yerine içinizde "o'na ihtiyacı olduğunu sanan" odağı bulun ve gerçekten ihtiyacı var mı yok mu? enerjinizi bu sorguya yönlendirin.
    ancak bu koşulla unutursunuz, çünkü unutmak yoktur, affetmek, anlamak yahut çözmek vardır. reaksiyonsuzluk durumu vardır.
    beden ve zihinden oluşan "benlik" ne benim ne sensin, ne benim , ne de senin. bizler bedenler ve beyinler içerisinde ziyaretçi farkındalıklarız, onlar bizim kontrolümüzde değil, biz de onların kontrolünde olmak zorunda değiliz.
  • kelime oyunlarıyla, metaforlarla ota boka anlam yüklemeye çalışmaktır.
  • kendine bu kadar acımamak lazim. birseyin tadıni cikartip o an yasamak yerine, "irade kullaniyorum, duygularimi yonetiyorum, onlar beni yonetemez" diyen kisi boku yemistir net. hz. freud der ki; bastirilan her sey birgun misli ile vucut bulup kisinin karsisina muhakkak cikacaktir. kisi, beklentiden ziyade an'ı icindeyken yaşar ve tadini cikartirsa, ancak o zaman o seyi tuketecektir. gerisi safi kendini kandirmaca.
  • bütün hislerim karıştı, hissedemiyorum artık.
  • hani bilgisayarda çok fazla dosya açarsanız ve bilgisayar bir anda kitlenir ya. onun gibi bir şeydir. yaşanan olaylar sonucunda hissetmeniz gereken o kadar çok his vardır ki bünyeniz bunu kaldıramaz. hissetmeniz gereken duyguları hissedemezsiniz. bu sayede o ağır duygulardan kaçtığınızı düşünebilirsiniz ama bir süre sonra fark edersiniz ki artık üzülmemenin yanında sevinmiyor, gülmüyor, eglenmiyor, hiçbir şeyi merak etmiyor, hiçbir şeyden zevk almıyorsunuz. bu durum bazen o kadar uzun sürerki acıyı, üzüntüyü, kederi bile özler hale gelirsiniz. elinizde sadece hiçlik duygusu ve hissizlik hissi kalmıştır. hissizliğinizi fiziksel hislerle tatmin etmeye çalışırsınız. gecenin ayazında soğuk havanın kemiklerinize kadar işlemesini verdiği hissi en derinlerine kadar hissetmeye çalışarak maskelersiniz mesela bu hissizliği. bu değişik tecrübe sonsuza kadar sürmez yavaş yavaş fakat istikrarlı bir şekilde tekrar hissetmeye başlarsınız. muhtemelen bir daha da hissizliği hissetmezsiniz. ama ömrünüzün kalanı boyunca bu hissi ,hiçbir şey hissetmemenin verdiği hissi, unutamazsınız ve bazen de özlersiniz.
hesabın var mı? giriş yap