• japon mitolojisinde, dünyanın yaradılışı anlatılırken ismi anılan eski bir japon tanrısı. olayı çok acayip, deniz yaratıklarının ve balıkçıların tanrısı olarak görevlendirilirken kendisine "sülük çocuk" ünvanı verilmiş, koskoca tanrıya sülük çocuk denilmesinin kendince sebepleri var tabii.

    japonların yaradılış hikayelerinde izanami ve izanagi adlı iki kardeş var, bunlar tanrı ve tanrıça, birbirlerinin kardeşi ve tanrılar henüz dünyaya inmiyor, gökyüzünden dünyayı seyrediyorlar çünkü dünya sadece uçsuz bucaksız okyanuslardan oluşuyor. izanami ve izanagi, söylencelere göre bir gökkuşağı üzerinde oturup dünyaya bakarlarken "burası ne kadar da boş, buralara bir şeyler yapsak, doldursak falan mı acaba?" diye aşka geliyorlar ve dünyaya iniveriyorlar. okyanusun bir kısmını pıhtılaştırarak kendilerine küçük bir ada yaratıyorlar ve o adada etrafa bakarlarken kendilerini ve birbirlerini de incelemeye başlıyorlar.

    dişi olan izanami kendine bakıp bakıp "benim her yerim olmuş, ama şuramda bir yer olmamış?" diye keşfediyor, izanagi ise kendine hayretle bakıp "benim de her yerim olmuş, üstelik benim oram da fazlasıyla olmuş?" buyuruyor. vay arkadaş. izanami ile izanagi "o zaman senin fazlasıyla olan yerinle benim olmayan yerimi birleştirirsek dünyayı doldurur muyuz?" diye denemeye karar veriyorlar. bunun üzerine bir de işi usulüne uygun yapmak için evlenmeye karar verip kendilerince bir evlilik töreni düzenliyorlar. evlilik töreninde birbirlerinin çevresinde dönecekler ve birbirlerini gördüklerinde sırayla "ne kadar iyi bir erkek/kız, bundan sonra hayatımı onunla geçirip onunla yeni canlılar yaratacak, dünyayı dolduracağım," diyecekler. karar verildikten sonra birbirlerinin etrafında törensel bir şekilde dönmeye başlıyorlar. izanami, izanagi'yi gördüğü zaman "ne kadar iyi bir erkek..." diyerek kendi yeminini ediyor, izanagi de kendi yeminini tekrarladıktan sonra çiftleşiyorlar ve ilk çocukları hiruko dünyaya geliyor.

    ancak, hiruko o kadar eksik, o kadar hasarlı bir çocuk oluyor ki, bir pelte gibi dünyaya geliyor, ayaklarının üzerinde duramıyor, gelişemiyor. bunun üzerine kardeş çift, "bu çocuk olmadı..." diye üzülüyorlar, ona "sülük çocuk" adını veriyorlar ve çocuğu bir tekneye koyup okyanusa bırakıyorlar. bu nedenle japon mitolojisinde hiruko, deniz canlılarını yarattığına inanılan ve avlarda iyi hasat için balıkçıların dua ettiği bir tanrı haline geliyor.

    daha sonra kendi aralarında konuşurlarken izanagi, "birbirimizle karşılaştığımızda sen yeminini benden önce ettin, kadının erkekten önce konuşması doğru değildir, bir daha evlenelim ve bu sefer ben kendi yeminimi söylemeden sen konuşma," diye izanami'yi uyarıyor. evlilik törenlerini bu şekilde tekrarladıklarında bundan sonra doğan çocuklarında herhangi bir maraz gözlemlenmiyor ve çiftleştikçe dünyayı, her biri birçok şey yaratacak çeşitli tanrı ve tanrıça çocuklarla dolduruyorlar.

    mitin iki okunuşu varmış, ilkinde kadının yerinin erkekten sonra geldiği anlaşılıyor ve mitin yer aldığı kojiki adlı kutsal kitap yazılırken o dönemde japon kültüründe kadınlara karşı cinsiyetçi bir yaklaşımın olmadığı ama mitin söylenmeye başladığı dönemlerde çin kültüründen etkilenildiği ve kadınların yerinin erkeklerden sonra geldiği belirtiliyor. böylece izanami yerini bildiğinde bir daha herhangi bir sorunlu çocuk doğurmadığı söylencesiyle kadınların her zaman erkeğine itaat etmesi, önce erkeğinin lafını bitirmesini beklemesi gerektiği tembihlenmiş.

    diğer bir okunuşta ise elbette iki kardeşin evliliği sonucunda akraba evliliğinden doğan engelli çocuğa odaklanılıyor ve çok eskiden beri bir yandan da "akrabalarınızla evlenirseniz sizin de sülük çocuk gibi ayaklarının bile üzerinde duramayan bir evladınız olabilir," öğüdü verildiği düşünülüyor.

    her türlü olan hiruko'ya olmuş, tanrıların "olmadı bu çocuk," diye denize salıverdikleri çocuğa üzülmeden edemiyor insan, umarım tek başına bir sandalın içinde okyanuslarda gezerken mutlu olmuştur ühü.
hesabın var mı? giriş yap