• kilim veya halidan yapılmış iki gözlü çanta....
  • hurcun, taşıma hayvanlarının (kadana, katır, at, deve, eşek) iki yanına asılarak heybe olarak kullanımı da vardır.
  • (bkz: heybeliada)
  • iranlı hanımefendi bakiyyih nakhjavani'nin inkılâp yayınlarından çıkan bir kitabının adı.
  • bir sevinme,ferahlama nidası.ama biraz uzatılarak söylenmelidir.-heyyyyyy beeeeeeee!!!
  • istanbul'un anadolu yakasında, hatta belki de sadece erenköy taraflarında yeni yeni açılmaya başlamış marketler zinciri.
  • şok tarafından satın alınmasıyla, suadiyede yüzer metre arayla üç şubesi olan marketler zinciri.
  • şükran kurdakul'un bir şiiri:

    doğumu antalya'dan getirdim,
    yenikapı'nın bilmediğim bir evinden..
    binbaşım yeni gelmiş cepheden,
    anam en güzel yaşında.

    çocukluğu topkapı'dan getirdim,
    tarhana çorbası kokar.
    bir gecesini görsem yetimliğin aynasında
    anıları durdurmak gelir içimden.

    ilk gençliği izmir'den getirdim,
    özgürlük sözcüğü yetmez anlatmaya..
    nasıl sığmış avuçlarıma koca dünya,
    kitabın biri insan, biri ben.

    denizli'den getirdim
    mahpushane işi bir fotoğraf.
    kayar gider belleğimden,
    ne kadar yattım, ne zaman çıktım, ne zaman girdim?

    balıkesir'den yüz köyün adamını getirdim
    gözleri hüzün çiçekleridir
    kimi kuşkuyla bakar yüzüme,
    kimi kardeş bilir beni.

    kadıköy'den kimi getirdim bilirsiniz,
    yılların eskimeyen şiiri.
    yeni çağlara birlikte yürüdüğüm,
    bilmediğim çağlardan gelen.
  • sefa kaplan'ın oğuz atay ve bütün disconnectus erectus'lara ithaf ettiği şiiri. hikmet burukluğu taşır çokça. biraz da selim kırgınlığı..

    heybe / sefa kaplan

    -oğuz atay ve bütün disconnectus erectus’lara

    i

    hadi gülüm koy heybene hüznünü
    bir parça beyaz peynir bir parça kalbi harap
    birkaç günlük yalnızlık birkaç kitap
    hani şu sevmediğin tehlikeli kitaplardan
    sigarayı ve kibriti unutma
    hatıraları da
    sonra birkaç ölmüş arkadaş resmi
    birkaç ölüm ilanı
    biri mustafa polat’ın / biri benim elbette
    unutma – unutmak
    ihtiyarlamak demektir
    ha teybi de unutma ölü sesler dinleriz
    kalbin şimdilik kalsın
    hem güvenme kalbine – ihanete hazırdır
    hadi acıları da aldınsa yanına
    vakit geldi demektir
    hadi gidelim o uzak liman kentine
    orada bizi bekliyor
    sahib-i zaman

    .........

    bu adamlar bize niye hep gülüyor albayım
    hem sanki insan olmak tek bizim suçumuz mu
    böyle gördük kitaplardan böyle yaşamaktayız
    ya da daha doğrusu – ne dersiniz albayım
    karşıdan gelen kadın bilge’nin saçları mı
    muhteşem yalnızlığım herkesi korkutuyor

    ey zavallı dünyanın bütün gerizekalıları
    birleşin… birazdan panzehirlerin…
    o boğuk uğultusu… sende ölüm ilanı var mı
    albayım bu insanlar… turist döviz getirir
    biliyorum albayım… eskidi bu masallar
    çünkü ben artık hergün…
    ölüp ölüp geliyorum / tek başıma kalıyorum
    (insanlar tek tek ölür. çift kişilik
    ölümler hazırlanmadı henüz öyle mi?
    cehenneme iki bilet lütfen,
    bir öğrenci olsun…)

    alın bu başı artık asırlık cehennemler
    gözlerim kirpiklerim daha bilmem neremler
    yalnızlıktan uzaklar kanserler ve veremler
    bana göre albayım (arzederim)

    ey uzak deniz halkı biz sizi tanıyorduk
    çıplak martılarınızı - örtülü ömrünüzü
    birkaç günlük balıkla kainata benzeyen
    örtülü ödenekle örülmüş ömrünüzü

    sizler de insandınız suç yalnız benim değil
    eğil canım sevgili kendi içine eğil

    ii

    ha henüz unutmadan hüzünleri aldın mı
    rengi sevdalı olsun ama kırmızı mutlak
    boğaz’da yudumlanan o eski hatırayı
    çıkar artık sandıklarından…
    ezberlenmiş şiirleri de unutmamışsındır inşallah
    (işimiz inşallahlarla ne zamandır albayım)
    heyben büyük olmalı içine ayrılıklar
    arkadaş ölümleri – kimliği meçhul acılar
    anayasada yer almayan bütün suçlar
    alanların bir kısmı
    (çünkü çok çabuk değişiyor bu
    ülkede ve insanın kendisini mahvetmesi
    pek suç sayılmıyor albayım - arzederim)

    harbe gidenlere döndük sevgili orhan veli
    cahit sıtkı birazdan uzun yabancıların
    - necatigil ustayı kim ihmal edebilir -
    attila ağbimizi bırakalım şimdilik,
    ama canım tanpınar mümtaz ve nuran ile
    beyaz peynir aldın mı yüz gram olsa yeter
    akşamımız hazırsa ülfete başlayalım
    birkaç kitap çıkar artık… ‘tehlikeli oyunlar’…
    sonu başı bellidir ama olursa olsun
    biz madem yeni baştan yaşıyoruz hikayeyi
    birincisi albayım: mütehakkim ve mazlum
    ikincisi niyazi peygamber tarafından
    sonraayferfahrilersalihalarhülyalar
    ömerler evliyalar o ölüm ilanını
    eklemeyi unutma bir ben varım muhalif
    hayata ve hukuka kendine ve gurbete

    kendimden gurbetlerim perişan eder beni
    hem neden mahivetim düşman avuçlarında
    mahzunluğum yeterdi – değil mi ya albayım

    ben kendime kendimce ölümler tasarlarım
    olmazsa bir başıma bir köşede susarım

    ........

    ben neden biraz böyle biraz garip albayım
    yanlış hayallerinde hep muzdarip albayım
hesabın var mı? giriş yap