• lale müldür şiiri.

    hermetika

    seni ilk gördüğüm gün, sonbaharın yabanıl
    kahverengi geyiği benim için olduğunu
    anlamıştım. boynuzların iletken elektrodlar
    gibi, tuzumsu bir karla kaplanmıştı.
    ağaçların etrafında yavaşça dolaşan
    buğuların ve serpiştiren buzdan iğnelerin
    arasında mor'u tanıdım.

    omurganda yanan ışıkla oryantal ikonların
    karanlık gölgeleri ardında kırmızı ve
    maviyi karıştırıp moru elde ediyordun:
    gizin rengini.

    beni ilk gördüğün gün senin için
    olduğumu anlamış mıydın? bal peteklerinden
    bir yağmur yağıyordu. defne ormanlarının
    arasında oranj'ı tanıdın. ikimiz de
    duruyorduk öyle kolera çarpmış gibi
    sersemlemiş, büyülenmiş, buğuların üstünde.
    hiçbir şey değişmedi yine de çünkü "aşk
    likid korku dolu bir kadehtir."

    budist rahiplerin safran giysileri
    yanıyordu havada. birisi yerde
    mor giysisiyle yatıyordu. sana
    yalan söylemek istemiyordum. oranj
    olmadığımı, mor olduğumu benim de,
    hatta hileli bir "deeper blue"
    olduğumu... birbirine zıt iki renk...
    anlamıyordun... kadın yogilerin
    cinselliğini arttırdığı söylenen
    mor bir ışıkta beni oranj sanıyordun.

    oranj değilim ben, yasın belirtisiyim,
    morum, safranım belki ama oranj
    değilim. mutluluk çıkmaz benden.
    benim turunçgillerim yapraklarını ağlar.
    yine de senin için tuhaf şövalyem,
    incelikli zulmün için, kalbimin
    morluklarını unutup oranj olmayı deneyebilirim.

    "o, omega, gözlerinin mor ışığı."
  • haliç'ten indiler
    birdenbire. cenk etmek
    zorunda kalmak.
    ben portakal yemek
    birdenbire hasta
    olduğum için anne-
    baba evinde. bu notları
    yazmak kabz halinde.
    battaniyeyi üstüme
    çekmek. "unutmaya yatmak"
    birçok şeyi. ilaç torbam.
    dış medeniyetler. güzel
    hatıralarım var mıydı?
    varsa bile ben unuttum.
    ben şeyim aslında?
    şeyim... hayatı boyunca
    uyumu aramış uyumsuzun
    biriyim. uzun çok uzun
    süredir bana kimse değmedi.
    zigzaver marka bir tabanca
    var aklımda ama onu ben
    kullanmayacağım. gerisi
    beni hiç ilgilendirmiyor.

    lale müldür
  • (bkz: modern aşk)
  • hermesin öğretisine ait kimi metinlerin eski yunanca ve latince yazılmış eldeki parçaların bütününe verilen isim..
  • haydi dinleyin çamurdan insanlar!
    bir an düşün,
    nasıl oluştuğunu ana rahminde.
    aklına getir o usta işçiliği
    ve ara o sanatçıyı,
    böyle güzel bir görüntüye şekil veren.
    kim çizdi göz yuvalarını?
    kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını?
    kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı?
    kim yaptı kemiklerini
    ve etini deriyle örttü?
    kim ayırdı parmaklarını
    ve düzleştirdi tabanlarını?
    kim hazırladı kalbini
    ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde?
    kim görünür kıldı güzelliğini
    ve sakladı bağırsaklarını içeride?
    kaç çeşit beceri kullanıldı
    ve kaç tane sanat eseri yaratıldı
    oluşturmak için bir insanı?
    (…) gözlerinle görmek için o’nu,
    mükemmel düzenine bak evrenin;
    algıladığın her şeyi yöneten
    zorunlu yasalara ve
    olan ve olacak olan her şeyin
    mükemmelliğine bak!
    uzayda kendine verilen yerde dolaşır her yıldız.
    niçin bütün yıldızlar aynı yolu izlemezler?
    her birinin yerini tayin eden kimdir?
    bunların yapımcısı ve sahibi olmalıdır birisi.
    mümkün değildir tesadüfen ortaya çıkmaları.
    düzen tümüyle yaratılmış olmalıdır mutlaka.
    ölçüye sığmayan sadece
    ortaya çıkandır ‘tesadüfen’.
  • acayip bir şiir.
    hissedenin ayak iziyle dolu.
    lale, çiçek kadın, morun etki alanından kaçamayan ve dahası arkaodalarını boyayan, rüyalarda kaçtığın ağacın ardından el sallayan..
    bulur çağıran ötekini hem bu oda kaç adımlık..
  • "atum'un varlığı bölümünden;

    atum asli zihin'dir.
    o, çok büyüktür,
    "atum" adıyla anılmayacak kadar.
    o gizlidir,
    yine de apaçık her yerde.

    ********************

    zihin hapsolunamaz,
    çünkü her şey zihnin içinde mevcut olmaktadır.
    hiçbir şey öyle hızlı ve güçlü değildir.
    sen sadece kendi tecrübene bak.
    kendini yabancı bir ülkede hayal et
    ve niyetin gibi süratle orada olacaksın!
    okyanusu düşün ve işte oradasın.
    cisimlerin hareket ettiği gibi hareket etmemişsindir,
    ama yolculuk etmişsindir mutlaka.
    göklere uç, yüksel;
    kanatlara ihtiyacın olmayacak!
    seni engelleyemez hiçbir şey;
    ne güneş'in yakıcı sıcaklığı,
    ne de dönüp duran gezegenler.
    yaratılmış olanların sınırlarına ilerle.
    taşmak ister misin hiç
    kozmos'un sınırlarının ötesine?
    senin zihnin için o dahi mümkündür.
    hissedebilir misin hangi güce sahip olduğunu?
    eğer bütün bunları yapabiliyorsan,
    öyleyse ne düşünüyorsun seni yaratan için?
    anlamaya çalış atum'un zihin olduğunu.
    böyle kontrol eder kozmos'u.
    her ne varsa düşüncedir,
    yaratıcı'dan doğan düşünceler."

    (bkz: şerefsizim benim aklıma gelmişti)
  • hermetika

    eski mısır ' da yaşamış hermes - thot ' un ( trismegistus ) öğretisine ait kimi metinlerin eski yunanca ve latince yazılmış eldeki parçaları bütününe verilen ad .. kimi araştırmacılara ve ezoterik bilgilere göre atlantisli hermes - thot ' un öğretisi , mu - atlantis ' e indirilen siriusyen öğretinin mısır ' a getirilmiş biçimidir .. hermes - thot ' un öğretisinin henüz keşfedilmemiş , kayıp orijinal biçimine ( yani tercüme edilmemiş , değiştirilmemiş ilk metinler bütününe ) " zümrüt tabletleri " ya da " zümrüt dizeler " denir .. ( kimi okültistlere göre bilgiler gerçekten zümrüt levhalara işlenmişti ; kimilerine göre de , zümrüt burada bir semboldür ) .. bu öğretinin bölük pörcük parçalar halinde ve aslından çok şey kaybederek günümüze dek aktarılışının öyküsü şöyle özetlenebilir :

    mısır ' da , son tufan ( atlantis ' in batışı ) öncesi ilk dönemde ( i.ö. 16.000 - 14.000 arası dönemde ) atlantisli yazıcı rahipler atlantis ' in kutsal dilini kullanıyor ve genellikle anıtlar üzerine yazıtlar yazıyordu .. tufan sonrasına denk gelen ikinci dönemde ise kutsal dil ezoterik ekol sayesinde korunabilmekle birlikte halk dili geçerli olmuş ve yazıtların yerini kolayca tahrip olabilecek elyazmaları almıştı .. birtakım nedenlerden ötürü eski yazıtların bulunduğu anıt ve tabletler tapınaklardaki gizli bölmelere götürülüp saklanmıştı .. buna karşılık , yazıtları kutsal dilden halk diline çevirme çalışmaları yapılıyordu .. üçüncü dönemde ise halk diliyle yazılmış bu elyazmalarından yunanca ' ya çeviriler başlamıştı .. fakat yunanca ' ya çevrilirken farklı sözlükler kullanılarak , ancak metnin özü aktarılabiliyordu ki , bu da anlam kaybı demekti .. sonunda hermes - thot ' un öğretisine ait bu elyazmalarının çoğu iskenderiye kütüphanesi yangınlarında yok oldu .. kalan bölük pörçük parçalar ise ancak , kimi eski yazarların kendi kitaplarındaki alıntılardan ibaretti ..

    eski yunanca ve latince ' den oluşan bu alıntılar da genellikle , yazarların referans olarak veya görüşlerini doğrulamak üzere kullandıkları kısa pasajlardı ..
    hermetika adı verilen , hermes ' in öğretisini kısmen aktaran bu bütünün başlıca parçaları şunlardır :

    a ---- " öğretiler bütünü " ( corpus hermeticum ) : poimandres ' in ( pymander ) 14 vaazdan oluşan derlemesidir .. hermes - thot ' un birine verdiği , " asclepiyos ' un tanımları " adı altında belirtilen bilgileri içerir .. ( kimileri grek tıp ilâhı asclepius ' un mısır ' a gidip dönmüş bir inisiye olduğunu ileri sürerler ) ..
    b ---- mükemmel vaiz : asclepiyus ' a hitap edilen metinlerdir .. yunancası kayıp metnin latincesi mevcuttur ..
    c ---- erken dönem hıristiyan rahiplerinin yazdıkları metinlerdeki kısa alıntılar .. 25 parçadan oluşurlar .. fakat rahiplerin bu alıntıları sansürden geçirerek yazmış oldukları kuşku götürmez ..

    d ---- bu dönemde yaşamış zosimus , fulgentius ve iamblikos ' un ( jamblique ) üç metni .. iamblikos ' un metni ya da kitabı " mısır misterleri " adını taşır .. ( plütarkos da yazılarında isis ve osiris ' i konu almıştır ) ..
    e ----- 5 ' inci ve 6 ' ıncı yüzyıllarda yaşamış john stobaeus ' un 27 metni ..

    bu metinlerin " âlemin bakiresi " adı verilen kısmı , isis ve horus arasındaki diyaloglardan oluşur ve okültizmin çok önem verdiği bilgileri içerir .. âlemin bakiresi ' nde işlenilen kavramlardan bazıları şunlardır :
    1 ---- ruhların tekâmül ihtiyaçlarına göre bazen erkek , bazen dişi bedenini seçiyor olmaları ;
    2 ---- arslan ve yunusların diğer hayvanlara kıyasla daha yüksek bir tekâmül aşamasında olmaları ;
    3 ---- insanların , gezegenlerini kirletmeleri halinde 4 unsurun başkaldırmasıyla karşılaşması ;
    4 ---- eskilerin kökeninin dünya - dışı olması ;
    5 ---- yeryüzünde bilge ruhların bulunmaları gereken makamları deneyimsiz genç ruhların kaba kuvvetle işgal ediyor olmaları ;
    6 ---- dünya gezegeninin şakraları ;
    7 ---- dünya gezegeninin dengesizlikler , hastalıklar geçirebilen , fakat tedavi edilebilecek bir beden olması ;
    8 ---- fiziksel âlemin süptil âlemin aynası olması ;
    9 ---- dünya insanlığını bilgilendirmek üzere , uzaydan gelip uzaya dönen , "ilâh denilen varlıklar"
    10 ---- ' karma ' yasası ;
    11 ---- evrende kozmik yasaların işlemesi ;
    12 ---- başka bir yıldız sisteminde , yönetici ruhların ve başmelek denilen varlıkların olması ..

    ortaçağ avrupası 'nda simyaya, okültizme , tıp adamlarına ilham kaynağı olan ve okullarda okutulan hermetika metinleri halen çekiciliğinden bir şey yitirmemiş bir çalışma alanıdır.
hesabın var mı? giriş yap