• iskandinav mitolojisinde olum tanricasi. valhallanin kralicesi.
  • yunanca helis'den gelen ingilizce onek -gune$le ilgili, yukselen anlamindadir-.
    orn: helikopter, heliport..
  • helikopterin kısa söylenişi
  • film mükemmel olmamakla beraber izlenir. lakin soundtrack.. mükemmel..

    http://www.youtube.com/watch?v=f1ft5re60eu
  • hikaye kurgusunda sorunlar görülse de "gerçekçilik ve şiddet" konusunda söyledikleriyle dikkat çeken bir film. meksika ve uyuşturucu çetelerini anlatırken şiddeti olduğu gibi bütün gerçekliğiyle anlatmaya çalışan bu film, cannes'da en iyi yönetmen ödülüyle dönmüştü. beklenti büyük olmamalı ama izlenmeli.
  • --- spoiler ---

    devletin varlığına rağmen, hasbelkader yaşayan insanların, devletin egemenlik alanına sehven girişleri ve hazin sonlarını anlatan bir filmdir. bununla birlikte, savcı ablanın zor zaptettiği memelerini heli'nin ağzına dayaması, heli'den karşılık alamayışından sonra "gay misin?" diye sorması aşırı özgüven patlamasıydı. adama tezek verip yemeyince vejetaryen mısın dese aynı etki olurdu.

    --- spoiler ---
  • seyri zor ama yönetmenliği çok etkileyici olan film. filmekimi 2013'te izlerken seyircilerin gülerek tepki verdiği sahneler de vardı gerçi, bunun da sebebini filmin en eksik kısmı olan senaryoya bağlıyorum.
  • geçtiğimiz senenin mayıs ayında cannes film festivali'nde steven spielberg'in başkanlığını üstlendiği jüri tarafından yönetmen ödülüyle taltif edilmiş bir aile/suç filmi. spielberg'in yönetmenlikten anlamadığını söyleyecek değilim tabi ki (buna kargalar bile güler), ama mesela asghar farhadi'nin "bir ayrılık"tan bir tık daha az kaliteli olan, ama geçen senenin en iyilerinden olmayı başarmış "geçmiş" (le passe) filmi dururken hangi kafayla bu filme ödül verdiklerini şu an gerçekten merak ediyorum. tıkır tıkır işleyen senaryosu, bir o kadar iyi olan yönetmenliği ile "geçmiş" geçen senenin en etkileyici ve başarılı filmlerindendi. ama bu filmi ödüllendirmek yerine "heli" ödüllendirilmiş. hak etmiyor mu? bence hak etmiyor. zira "meksika'daki uyuşturucu sorunu"na gayet klişe ve yüzeysel bir bakış atıyor. aile filmi dedim. bir suç filminden çok aile filmi "heli". beş kişilik bir ailenin küçük bir kız yüzünden uyuşturucu tacirleriyle başlarının belaya girmesi anlatılıyor. ama bu meseleye; uyuşturucu sorununa, devletin tacirlerle mücadelesine vs bayağı kötü değiniyor yönetmen amat ascalente. son otuz dakikada ise hikayenin dağılmasını önleyememiş. bu otuz dakikadaki hamlelerle (ki yönetmen özellikle heli köprüde uyandıktan sonra hikayesini nasıl ilerleteceğini bilememiş gibi görünüyor) filmin kalitesi düştükçe düşüyor. hikayenin çözüm bölümün tatmin edici olduğunu söylemek mümkün değil. aslında dendiği gibi o otuz dakika kesilip atılsa filmin kalitesi biraz artardı. şu haliyle "heli" ortalama bir suç/aile filminden ötesi değil. şiddet sekanslarının gerçekliği ise bence bir filmin kalitesini artırabilecek bir şey değil.
  • bazı filmler; insanın önce donmasına, sonra çözülmesine neden oluyor.

    hakkında bu kadar az yazılmasına üzüldüm. bence, film yönetmen filmi ve ne anlatmak istendiyse onu anlatmış.
    ne daha eksik ne daha fazla.

    bir konunun klışeleşmiş olması (uyuşturucu)onun konu edilmemesi ya da görmezden gelinmesi anlamına gelmez. film çok zor izleniyor, akmıyor, daraltıyor ama bir o kadar da çekiyor. kendi ülkemde bir kasabadaymışım gibi hissettim.

    insanlar sadece yaşıyor. yaşam o kadar ağır ilerliyor ki, dursun istiyorsun.
    herşey apaçık, dupduru...

    ...ve o çekilmez yaşamdan geriye kalan tek şey o şarkı... insanın içine girip en kuytu yerine çörekleniyor.
  • oyunculuklarıyla, senaryosuyla ve insanı donduran sonuyla gerçekten yarrak gibi bir film. ekşicilere prim vermemeyi kendine görev bilip ara vermeyen ve yarısında çıkmamı engelleyen işletmecilere selam ederim.
hesabın var mı? giriş yap