• ramazan ayında iftardan sonra çocukların maniler eşliğinde kapı kapı dolaşarak para toplaması.
    "heleseya çıkmak" diye söylenirmiş. çocuklardan birisi küçük bir davul bir başkasıda çan takarmış boynuna, mani aralarında "helese yelesa" diye hep bir ağızdan bağırırlarmış. ikinci meşrutiyet'den (1908) sonra yapan birileri görülmemiş.
  • 300 yıldan beri türkiyenin ve dünyanın en güzel şehri sinop'ta hala devam eden gelenek.
    ramazan ayında kadınlar erkekler neşe için bir kayığı süsleyerek sokaklarda şarkılar söyleyerek dolaşırlar akşamları.. maksat eğlence olsun..
  • (bkz: goygoycu)
  • bilinen tarihten de eski zamanlardan kalma bir gelenegin kulture yansimasindan dogan sicacik bir golgedir helesa. hikayesi de soyledir (sinop gibi dogal liman olmayan sehirlerdeki hali eklektik bir davranis olsa gerek) :

    eski zamanlarda aniden bastiran firtinali gecelerde gemiler en yakin dogal limana siginirlardi. iste bu ani karaya cikma durumunun yarattigi "cepte bes kurus para yok, daha baligi bile tutamadik, ne yiyecegiz, ne edecegiz?" sorununun kasaba halkina "bize yardim eder misiniz ?" seklinde yansitilmasidir helesa.

    buyuk ihtimalle onbinlerce yillik bir gecmisi olan belki de bilinen en eski gelenektir. balikcilara yardim eden ailelere balikcilarin daha sonra donus yolunda tuttuklari baliklardan verdikleri de anlatilir.

    benim cocuklugumda halen vardi. tabi o zamanlar fenel alayi da vardi. daha sonra diger pek cok guzide degerimiz/animiz/aliskanligimiz/guzelligimiz/orjinalligimiz gibi giderek yok oldu gitti helesa.

    hatirlayanlari oldukca belki de yokolmamistir, kim bilir, belki birgun yeniden canlanir, sokaklarda ellerinde sembolik sandallar, uzerlerinde fenerler cocuklar kosturur, kapi kapi dolasirlar.
  • (bkz: grup helesa)
  • yılbaşından önce kadınlı erkekli grupların teknelerle denize açılıp yardım topladıkları etkinliğe verilen addır.

    ayrıca helesa, etimolojik olarak antik yunancadaki deniz kelimesinden gelmektedir. bugün karadenizde varolan birçok kültür içerisinde hem birlikte çalışmayı hem de paylaşmayı yüksek sesle dile getirmek için kullanılan bir nidadır.
  • tosya da bir düğün adeti.
  • karadeniz'de toplulukların birlikte çalışmasını organize etmek ve işe daha iyi konsantre etmek için söylenen söz. tabi eski zamanlarda söylenirmiş daha çok. şimdi nerede o eskisi gibi hep beraber yapılan işler. teknolojinin de etkisiyle imeceye çok ihtiyaç kalmadı.

    geçenlerde dağa gittik, amcam kurumuş ağaçları kesti ve arı kovanı için kendine iskele yapacak. neredeyse 10 metrelik 3 kütük var. biz de bi 10 kişi varız. en öne amcam ipi taktı, orman yolunun içinde o çekecek biz de kaldırıp ittirecez. amcam her hazır olduğunda helesa diyor, biz de hooooop deyip kaldırıyoruz. beraberlik olduğu için de tabi güçler eşit paylaşıldı ve kimse kaçmadı. eskiden o insanların kilometrelerce uzaktan nasıl yük taşıdıklarını az da olsa tecrübe etmek güzeldi.

    bu da böyle bir anımdır.
  • helesa yalesa!

    gecenin bir vakti görmemle evde "helesa yalesa heymola isa isa ho" diye gezmeme sebep olan kelime. gerçekten, garip bir şekilde beni gaza getiriyor bu kelime. belki de şundandır; helesa yalesa
  • heleşen, heleşen dövmek kavramlarıyla ilintisi olası. karadenizde çok ayrıntılı anımsanıyor, eğer benzer veya aynıysa bizde, fethiye'de silik izleri var görünüyor.

    (bkz: heleke/@malloryknox)
hesabın var mı? giriş yap