• 2019'un eylül ayında kurulan hatay'ın ilk çoksesli orkestrası.

    orkestranın en önemli özelliği neredeyse tamamı hataylı veya hatay'da yaşayan müzik öğretmenlerinden oluşuyor olması. kurucusu ve şefi yine bir muzik öğretmeni olan ali uğur'dur.

    hatay için önemli ve değerli bir topluluk olduğunu düşünüyorum. şehrimize bir gram bile katkısı olan herkese teşekkürler. yıldızınız parlasın çocuklar.
  • ibb orkestraları ile birlikte gerçekleştirdikleri konserlerin ilkini dinledim. oldukça başarılı birliktelik olmuş. ibb orkestralar müdürü bu konserlerin devam devam edeceğini duyurdu. antakyanın kendine gelmesinin zaman alacağı düşünülünce bölgeye değer katmak isteyen değerli sanatçılardan oluşan bu ekibin bu süreyi istanbulda çalışarak ve gelişmeye devam ederek geçirmesi, istanbul dinleyicisi ile buluşması ve üretmeye devam etmesi bakımından ibb'nin her türlü desteği çok kıymetli.

    maalesef böylesi büyük felaketlerde genellikle bir öncelik sırası yapılır ve sanat alanları son sıralarda yerini alır. zira barınma, insanların temel yaşamsal ihtiyaçları daha önemli görülür. oysa sanat da en azından müzikle yaşayanlar için orkestranın parçası olanlar için temel yaşamsal aktiviteden başka bir şey değildir. ibb de bunun farkında olarak bu ekibe teknik desteklerin yanında kendi orkestralarının gücünü de katarak hem de istanbul seyircisiyle buluşturarak acıları ile baş başa kalmalarının önüne geçmiş iyileşme süreçlerinin hızlanmasına katkı sağlamıştır. istanbul'da kalabalıklarla buluşacakları üretken bir sürecin sonucunda bu tecrübelerle antakya'ya çok daha güçlü dönmeleri dileğiyle!

    konsere dair birkaç not eklemek gerekirse, şefin samimi tavrı ve senfoni konserlerinde sık rastlanmayan bir biçimde uzun konuşmaları farklı bir formata dönüştürmüş. büyük oranda bu paylaşımı olumlu bulduğumu söylemeliyim. özellikle orkestradan arkadaşlarına dair anlattıkları oldukça kişisel ve içten paylaşımların seyirci ile orkestranın duygusal anlamda eşitlenmesini sağladığını düşünüyorum. felaketi yaşamamış olan, çevresinden birini kaybetmemiş olan kişilere felaketin ardından binlerle anılan hayatını kaybedenin birer sayıdan ibaret olmadığını her birinin dostlarının, arkadaşlarının, geleceğe dair planlarının olduğunu içten bir dille anlatmış bu sürecin arkasındaki ihmalleri de göz önüne sermiş oldu.

    anlatılanların arasında çok küçük bir bölüme dair bir itirazım olabilir sadece, çok önemli de değildir belki ama bir noktada şef antakya'nın yeniden yapılanması sürecine dair bazı önerilerini dile getirdi. bu konuda çok fazla farklı görüş varken bir görüşü bazı profesyonellerin yorumlarına dayanarak doğru olarak sunmak çok anlamlı değil doğrusu. meslek alanları bu tür olaylarda hızla bir otorite kurma eğilimindeler ancak bu çok da basit bir konu değil. ikinci nokta da antakya'nın salt binalar üzerinden değil, kültür üzerinden ele alınması ve dolayısıyla kültürün de antakyalılardan bağımsız düşünülemeyecek olması hakkındaki görüş. buna bir itirazım yok kesinlikle katılıyorum. ancak bunun devamında şefin kültürün bileşenleri arasında kurduğu hiyerarşik ilişkiye itirazım var. antakyanın gastronomi ile anılmasından rahatsız olduğunu belirten şef ardından yemeğin kültür üretmediğiyle ilgili bir yorum yaptı. rahatsızlık anlaşılabilir ancak yemeği kültürel alanın dışına itmek anlaşılamaz. bu konu elbet tartışılabilir. özetlemek gerekirse naçizane önerim şefin konuşmalarında bu tür tartışmaya açık konulara dair fikir beyan etmemesinin daha doğru olacağıdır. şef bir söyleşiye davet edildiğinde bu tür konularda dilediği gibi kişisel görüşlerini beyan edebilir orada soru cevapla bu konular karşılıklı tartışmalara da dönebilir çok da keyifli olur bence ama konser sırasında çok anlamlı bir yere oturmuyor.

    küçük bir eleştiriyi araya iliştirdikten sonra emeği geçen herkese teşekkür ederek sonlandırayım. seçilen eserler, yapılan düzenlemeler, yorumlamalar çok çok başarılıydı. istanbul'da olanların düzenlenecek dayanışma konserlerinden birine mutlaka katılmalarını tavsiye ederim.

    en kısa zamanda antakya'ya çok daha güçlü bir şekilde dönmelerini, planlamış oldukları eğitim projelerini hayata geçirmelerini diliyorum!
  • 2019'da hatay'da müzik öğretmenlerini buluşturan bağımsız orkestra.malesef ki bir türlü yüzleri gülmedi: kuruluşlarının bir yıl sonrasında pandemi , pandeminin getirdiği kısıtlamaların sonrasında ise yaşanılan büyük deprem...şehir kayboldu, şehirle beraber arkadaşlarını yitirdiler.
    crr'de gerçekleşen "dayanışmanın müziği" konserinde ibb orkestraları ile ortak ezgilerini dinleme şansım oldu. depremdeki kayıplarının ardından onlarsız ilk birlik sesleriydi ve ürperticiydi. kimi zaman umudun, kimi zaman isyanın, kimi zaman değişimin, kimi zaman acının kollarına bıraktık kendimizi.
    her sanatçının hislerini yüzlerinden okuyabilecek kadar da yakından izledim programı ve o geçirdiğim iki buçuk saati hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyorum. başka nasıl olabilirdi ki? içimizde biriken, öfkemize karışan acımızı başka nasıl yaşabilirdik, nasıl ifade edebilirdik ? bunu hissettim her ezgide, her sanatçının enstrümanı ile muhabbetinde
  • 3 haziran akşamı ankara'da opera sahnesinde ankara devlet operası solistleri ile konser verecek depremzede orkestradır. biletleri hala mevcut olup biletinialdan alınabilir.
  • yıkıntıların içinde bir konteyner kentte sanat icra etmeyi sürdüren gıpta edilesi, bütün dünyaya emsal olası gurur duyulası bir orkestra. depremde birçok üyelerini kaybettiler bugün onların da anısını yaşatmaya şehre de umut aşılamaya devam ediyorlar. çok sesli müziğin, hatta nitelikli müziğin icra dahi edilemediği birçok kentin aksine enkazın içinde bunu yapabilen bir kent olduğu için medeniyetin beşiği işte hatay...
    yıkıntılar arasında umudu yeşertmeye devam edeceğiz
  • depremin 1. yıl dönümü anısına az önce hatay'da anlatılması güç duyguların yaşandığı bir anma konseri düzenlediler.

    böylesi büyük felaketlerden sonra insanların en çok ihtiyaç duyduğu şey duygularında acılarında birilerinin onlara ortak olduğunu görmek bana kalırsa. bu konser de buna vesile oldu. umuyorum ayakta kalma ısrarlarına devam eder ve daha da büyürler.

    iyi ki varlar.
  • 43. istanbul film festivalinde karanlık zamanlarda şarkı söylemek belgesel filmiyle öyküsü anlatılacak olan orkestra.

    "antakya... yıkılmış şehir, esasında daha fazla şehirdir.

    şehri bir arada tutan binaları, sokakları, anıları yıkıntılar altında kaldıktan sonra kalandır belki de şehir. belki de tüm bu yıkıntıyı bir “seda” toplayıp bir araya getirecek. “hatay akademi senfoni orkestrası” bunun için yola çıktı. felakete gittikçe daha hızlı giden bu “yüksek hızlı tren”in bir rayı “olağanüstü hal”, diğer rayı “enkaz”dır; bu tren deprem istasyonundan geçti ve artık yoluna daha hızlı devam ediyor. bugünü dönüştürmek için hep beraber imdat frenine asılmamız gereken, durdurmamız gereken trendir içinde olduğumuz. hataylı sanatçılar bunun için dayanışıyor. bir yıl geride kaldı ve onlar acılarımızı katlanılabilir, dayanılabilir bir şeye dönüştürdüler. onlar olmasa bu acıya dayanılmazdı."

    bilet
hesabın var mı? giriş yap