hamo

• (bkz: hamdi et lokantası)
• muhammed, ve daha çok mahmut isminin doğu ve g.doğu anadolu'daki kısaltması.
  ibo vs. gibi olmadığından uzun süre hamo diye çağırdıkları amcaların ismini gerçekten hamo zannetmiştim.
• kucuklugumden beri severek gittigim urfa yorelerinden bir kebapcidir. teras katindaki manzara sahanedir ama yer bulmak ta imkansizdir. terasta cam kenarinda masada oturabilmek icin 1 hafta oncesinden yer ayirtmak gerek. hafta ici hafta sonu fark etmeksizin mekandaki her uc kisiden ikisi yabancidir. yalniz porsiyonlar kucuk ve sanki lezzeti eskisi gibi degil.
• (bkz: hamdi restaurant)
  eminönü, pera ve şişli'de olmak üzere üç şubesi bulunan elit kebapçı. pera kesinlikle tavsiyedir.
• pera şubesinde yediğim haşlama içli köfte, içli köfte durakları top tenimde ilk 3'e girmiştir.
  
  manzarasında evlilik teklif edebilir, selfi çubuğunuzla istanbul'un tarihi coğrafyasından şahane bir kesitle güzel bir kompozisyon yaratabilir, o çok menem instagram profilinize derinlik katabilirsiniz.
• gençligimizde dillerden düşmeyen "hamal hamo" şiiridir.
• bir yılan balığı türünden yapılan yemek. japon mutfağında kullanılır.
• ağadere caddesinin gediklisi hamo. kolu hep sakattır. yaşı elliye dayamıştır. o mu deli biz mi pek anlamış değilim.