• 80 öncesinde şair ataol behramoğlu ve ismet özel in çıkarttığı, toplumcu gerçekçilik görüşündeki edebiyat dergisi.
  • 12 mart sırasında kapatılmış ve yazarlarından bir kısmı tutuklanmış edebiyat dergisidir. kurucuları,ismet özel, ataol behramoğlu, murat belge, bedrettin cömert ve ayhan gerçeker'dir.
  • hazırlık çalışmaları 1969 yılında başlayan, ilk sayısı mart 1970 yılında yayımlanan dergi. ilk sayı istanbul'da yayınlandıktan sonra dergi merkezi ankara'ya taşınmış yayın yönetmenliği görevini ismet özel üstlenmiştir. 12 mart vesilesiyle kapatılan derginin 18. sayısında sorumlu müdür diye adi geçtiği için ataol behramoğlu tutuklanmış yanılmıyorsam da iki yıl hapis yatmıştır. dergiye süreyya berfe ve asım bezirci de katkıda bulunmuştur.
  • bu derginin ilk sayısı ayraç'ın 4. sayısının hediyesidir. ataol behramoğlu, murat belge gibi isimlerin toy hallerini görmek mümkün, ve tabii toyluğunu şu sıralar yaşayan ismet özel'i.
  • şurada selim temo'nun bir değerlendirmesi var. genel olarak dergiye özelde ise ismat özel'e yönelik "ağır" eleştirileri var. değerlendirmenin "biriciği" ise ataol behramoğlu nedense:

    http://agorakitapligi.com/…temo-mesele-sayi10-2007/
  • karşı gazetesi yerine başka isimler böyle bir adla belki benzer bu isme. ama bir dergi işte.

    gazete günlük, gerçi bu dergi kaç günde bir çıkıyordu ne bileyim de. ama gazete mi dergi mi deseniz ben kitap derim. kitabın kalınlığı dertlerin çoğunluğu ile doğru orantıda artar ve kimse okumaz onu, okuyan zaten bilir filan. en iyisi dergi, dergi toplumuyuz biz. gazeteler artık koymuyor bize, zaten 1 liraya karşı gazete mi olur, lan sermayeye 4 daha koy ot al. bir ay oku, döne döne oku.

    'soğuktan şikayet edeceğine, çayın altını yak' demiş filozofun teki, karanlık - mum hatta sen yanmazsan ben yanmazsan bile.

    işte yeni önerim, domenico' ya bağlamıcam. ve; "anne! başının etrafında dolaşan, ve sen güldükçe berraklaşan, o hafif şey havaymış" demicem. sonra kendimi yakmıcam ve bir deli ve bir köpek hariç kimse benim yanışıma tepki vermeyecek değil herhalde.

    belki de derim, evet totem yapmak ve evet diyalektik. tersi olur, ben ölürken yeniden doğarız hep beraber sonra küllerle oynar o deli ve köpek. onların insanlar gibi her halükarda taş olmasına içim el vermez.
    evet, yaşasındı bağımsız ruh hastaları!

    üstadlar özellikle.

    aslında entry burda bitse, şekil olurdu. ama ben kendimin derdindeyim.

    son şunu diyim, bir dergi imzalatmak sevdiğin yazara biraz hoş olmayabiliyor. zaten ben o dergiyi en fazla ne kadar saklarım. yana yana aradığım çeteler nerde filan. işte bu nedenle ben sevdiğim yazara çantamdaki şiir kitabını imzalattım. sağolsun, yazarım. çok yaşasın, imzaladı. evet, göğe bakma durağı.
  • iftarlık gazoz filminin bir sahnesinde, halkevi'nin onunde konusan genclerden birinin elinde tuttugu dergi.
  • pdf'i veya fotoğrafı dahi bulamayan eski dergi.
  • 1970'lerin başında turgut uyar'ın "divan" ı çıkardıktan sonra gerici ilan edildiği dergi..
    tomris uyar bu durumu erhan altanla söyleşisinde şu şekilde dile getiriyor;

    -o konu kemal tahir'in bir yazı yazmasıyla başladı zaten. hiç onun yapmak istediğini yazmıyordu kemal tahir. hiç ilgisi yoktu. ama kemal tahir onu öyle yorumlamak istiyordu. o sırada bir şair arıyordu sanıyorum, kemal tahir rastlantısal olarak buldu turgut'u ya da birilerinden duydu, buldu. hatta biz bir dergi bile çıkarttık kemal tahir falan, türkiye defteri diye. hulki aktunç'la çıkartmıştık dergiyi. o yazıya mesela içerledi. güzel bir yazıydı ama içerledi. çünkü onu ummadığı bir yere koyuyordu. çünkü 'hayır' da diyemeyeceğin bir şey. bir usta kalkmış seni öyle gördüğünü söylüyor. "hayır ben böyle değilim" diyemezsin. çünkü övüyor ve güzel şeyler de yakalamış. dediği şeyler yok değil. ama amaç başka

    erhan altan araya giriyor;
    yani divan'a eleştiriyi düşünebilirim de gericilik eleştirisi saçma...

    tomris uyar;
    kemal tahir'in dediği eski kalıplara bağlılık. oysa turgut uyar eski kalıpları kırmak için kullanıyor, gırgır geçmek için kullanıyor. orada özellikle seçilmiş, özenle seçilmiş, komik kafiyeler vardır. onlar mahsus konmuştur, ne kadar komik olduğunu göz önüne sererek biçimden yararlanmak... çünkü önce halk şiirinden yararlanmak istedi, işe yaramadı halk şiiri maalesef.
    diyor..

    kemal tahir'in turgut uyar'ı tuttuğu yerin yerliliğe meyil olduğunu tahmin edebiliyorum ancak tomris uyar'in bu duruma tepeden bakışı, turgut uyar'ı yaşarken kendini hiç tanımlamdığı bir yerde konumlandırma arzusu ve genel olarak turgut uyar'ı ve hatırasını keyfince dönüştürme arzusu can sıkıcı..
hesabın var mı? giriş yap