• "haklılık hayattaki gerçekçi limitleri kabul etme becerisi ile ilişkilidir. bu şeması olan kişiler kendilerini ayrıcalıklı hissederler. istediklerini o an yapabilme, söyleyebilme veya elde edebilme konusunda ısrar ederler."

    "bu bölümü yazarken yararıyla ilgili oldukça konuştuk. haklılık şeması olan pek az kişinin bunları okuyabileceğini görüyoruz. bu kişilerin değişmeyi istediğine pek rastlamadık. kendilerine yardım kitaplarını okumazlar, terapiyi reddederler. bunu yerine sorunlarla ilgili diğerlerini suçlar ve değilmemek için mücadele ederler. "

    "haklılık şemasına sahip partnerinizin değişmesini beklemeyin. siz değişmelisiniz. haklı partnerinizi idare etmek sizin uzmanlaşabileceğiniz bir beceridir. basit olarak bu beceri sınır koymaktır. haklı kişiler narsisttirler. empatiden yoksun, suçlayıcı ve verdiklerinden daha fazlasına hak sahibi hissederler kendilerini. hiçbir zaman kendi sınırlarını belirleyemezler. onların sınırlarını siz belirlemelisiniz."

    kaynak; (bkz: hayatı yeniden keşfedin)
  • jeffrey young & janet klosko; simarik haklilik, bagimli haklilik ve durtusellik seklinde kategorize etmis.

    simarik haklilik: kucuk daglari siz yaratmissinizdir. talepkar ve kontrolcusunuzdur. her sey sizin istediginiz sekilde olmalidir, baskalari buna engel olunca ofkeleniyorsunuz. baskalarinin duygularinla cok az empati duyarsiniz. kimseyi umursamaz ve tacizkar olabilirsiniz. normal sosyal beklentilere ve kurallara aldiris etmezsiniz.istediginizi sucluluk duymadan alirsiniz cunku buna hakkiniz oldugunu dusunursunuz.

    bagimli haklilik: zayif, yetersiz, ihtiyac icindeki kisi rolune burunur ve digerlerinin guclu olup size bakmasini beklersiniz.

    durtusellik: hayatiniz boyunca yasadigimiz davranis ve duygularinizi kontrol edememe halidir. durtu kontrolunde sikintilariniz vardir. asiri yeme, madde kullanimi, sigara ya da asiri cinsellik gibi bagimliliklar seklinde kendini gosterebilir. her bagimlilik bu semaya sahip oldugunuzu gostermez.

    kokenleri:

    simarik haklilik: cocuklar ne isterse yapilir. cocuk ebeveynleri kontrol eder.

    bagimli haklilik: cocuklar kendilerine bagimli yapilacak sekilde simartilmislardir.

    durtusellik: cocuklara engellemeleri tolere etme becerisi ogretilmemistir. sorumluluk almalari ya da verilen gorevleri bitirmeleri beklenmemistir.

    haklilik semasi, kusurluluk ve sosyal olarak tercih edilmemeye telafi mekanizmasi seklinde de gelistirilmis olabilir. kisi kendini ozel ve herkesten daha iyi seklinde hissederek karsi saldiriya gecer.

    biblioterapi ya da profesyonel yardimla, haklilik semasi degistirilebilinir.

    atif yapilan kaynak: young,j.,klosko, j. &reinventing your life- the breakthrough program to end negative behaviour. istanbul: psikonet yayinlari, 2017.
  • depresyona girmek yerine buna gireyim bari deyip yıllar evvel oluşturmuş olabileceğim şema. nasıl mı şüphelendim?

    -üzüleceğimi anladığım an “dur ya şöyle düşünmeye başlarız, olur biter” diye düşünüp modumu hop diye değiştiriveriyorum. ama bunu elimden geleni denedikten sonra yapıyorum.

    -“haklıyım” diye düşünemeden rahat edemiyorum. gücün bir şekilde bana geri dönmesi gerekiyor. son golü atan ben olmalıyım.

    - sanki o durumun değişmesinden çok, haklı olmak benim için daha önemli. sanki kaybıma değil de yanlış yaptığım ihtimaline üzülüyorum.

    -haklıysam eğer, her şey mantıklıdır ve sonuç üzücü olsa bile her şey yolundadır, yani üzülmeme gerek yok.

    aslında hatalarını kabul eden ve elinden geleni ardına koymayan bir insanımdır, ve bu haklılık meselesi tam da o noktada başlıyor. ben elimden geleni yaptığımı düşündükten hemen sonra.

    evet, bunları kendime itiraf etmek çok zordu, şimdi asıl soruya gelelim:

    bu bir haklılık şeması örneği midir, yoksa akıl sağlığı yerinde olan birinin düşüşü engellemeye çalışması yolunda attığı doğru adımlar mıdır? bilen varsa yeşillendirsin lütfen.

    edit: evet aradan 2,5 sene geçmiş ve yukarıda yazdıklarımı okuyunca ufak bir narsizm geliştirmiş olduğumu farkediyorum. “haklıysam herşey mantıklıdır ve herşey mantıklıysa üzülmeme gerek yoktur” konusunda büyük patladım. duygularımı mantığımla manipüle etmek beni yaklaşık 10 sene idare etti, bu sürede karşıma çıkanları ezip geçtim çünkü duygularını mantığımla manipüle ettim. bunun bilincinde kesinlikle değildim. o zamanlar kendimi fazlasıyla verici ve fedakar biri olarak tanımlardım hatta. romantik ilişkilerim başarısızlıkla sonuçlanıyordu ve bunlar hep karşı tarafın problemli oluşundan kaynaklanıyordu(!) oysa bu işte benim de bir rolüm olmalıydı(en azından neden beğenmediğim tiplere karşı kimya beslediğimi bulmam gerekiyordu)
    sonuç olarak, duvara toslaya toslaya, acı çeke çeke üzerime 10 sene lanet gibi yapışmış olan narsizm kabuğunu 2,5 senede kaldırdık(hala kırıntılarını taşıyor olsam da büyük bir bölüm kırıldı) 10 yıl boyunca kaçtığım tüm duyguların içine düşüverdim. hislerime saygı duymak mecbur hale geldi. en zayıf halimi kabullenebilmek mecbur hale geldi, karşı tarafı anlamak mecbur hale geldi. kapana sıkıştım. iyi ki de sıkışmışım. şu anda çok daha huzurluyum. seviyorum ve seviliyorum, güvenebiliyorum ve güven verebiliyorum. bağlanabiliyorum! ilişkilerimde hata yapmaya yer var, affediyor ve affediliyorum! esas güç, esas özgürlük buymuş meğer.

    kaybolmuş gibi hissedenlere sesleniyorum, panik olmayın büyüyorsunuz. kalbinizi, aklınızı açık tutun, sezgileriniz devrede olsun. en zayıf halinizi bile sevin, teselli edin. önce kendinize, sonra başkalarına dürüst olun. birkaç ay geçtikten sonra geçmişe bakıp “helal olsun sana” dedirtin kendinize.

    haklı olmaya çalışmak “ben eziğim” “ben özgüvensizim” “kontrolden çıkmak üzereyim” “çaresizim” artık alt düşüncesi ne ise, onun maske takmış halidir. sorun çözmeye odaklanın, haklılığa değil

    edit2: şu “elinden geleni yapmak” meselesine gelince: aslında elimden gelenlerin hiç biri yeterli değilmiş. “elimden gelen bu kadar” hissine sahip olmamın sebebi saygı blokajına çarpmammış meğer. dikkat, ben o zamanlar kendimi aşırı saygılı empatik sanırdım. fakat bana mantıksız gelen her şeyi de saçma ve gereksiz bulurdum ve karşımdaki kişinin hislerini önemsemezdim. sadece karşımdakinin değil, kendi hislerimi de önemsemezdim. hayatta bazen mantığınıza oturmayacak şeylerle karşılaşırsınız. onları oldukları gibi kabul etmek gerekir. diğer insanların size manasız gelen korkuları, endişeleri, sevinçleri -kısaca hisleri- buna dahildir. bunu yapmıyor oluşunuz (sırf anlayamadığınız için kabul etmiyor oluşunuz) en büyük saygısızlıktır. malesef bunu öğrenmek bana da pahalıya mal oldu. aslında hiç de sandığım kadar fedakar, anlayışlı biri olmadığımı gördüm. fakat bir süre üzülüp utandıktan sonra hafiflemeye ve siz de sıcaklık hissetmeye başlayacaksınız. hatta o size dünya saçması gelen her şeyin kendi içinde bir mantığı olduğunu göreceksiniz.
  • (bkz: döngü)

    (bkz: yengeç burcu erkeği)

    ben hep haklıyım…
  • sahip olanın kendisinden çok etrafındakilere zarar veren şema. uzun vadede kendisine de çok zarar verir ama o kişi zaten sorunun kendisinde olduğunu anlamayacağı için başkalarını suçlamaya devam edecektir.

    hani bir söz vardır ya, psikiyatriste gerçek hastalar değil, gerçek hastaların hasta ettikleri gider diye. tam olarak bu. haklılık şemasına sahip bir yakınınız varsa psikolojinizin bozulmasına ek olarak bir de sorunların sebebinin sizin psikolojinizin bozuk olması olduğuna inandırılmanız çok olasıdır.

    şuraya minik bir anekdot bırakıyorum:

    şemalar hakkında bilgi sahibi olmayan birine genel olarak ne olduklarını anlatır, biraz kendi şemalarımdan bahseder ve "bence sende haklılık şeması var." derim. gelen cevap hiç şaşırtıcı değildir:

    "evet, çünkü hep haklıyım?!"
  • “haklılık şeması tetiklendiği zaman birdenbire kendimizi nedensiz bir şekilde ayrıcalıklı hissederiz. diğerlerinin ihtiyaçları ve incinme olasılıkları önemsizleşir. dışarıdan bakıldığında bu şemaya sahip kişilerin davranışları çevresindeki insanlar için çok can sıkıcıdır. bu davranışlar basit bir ayrıcalık arayan tutumdan zorbalık yapmaya kadar giden çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. klasik anlamdaki narsistik kişilik bozukluğunun ana rengini bu şema verir.”

    hepsini istiyorum hemen istiyorum

    alp karaosmanoğlu
hesabın var mı? giriş yap