• hangi üniversite mezunusun sen sorusunun ardında bölüm ne sorusununda geleceğini bilen hacettepe mezununun kısaltılmıl cevabı... ayrıca aşağıdaki örneklerde görülebileceği gibi ayrı ayrı cevap vermekle birlikte vermek arasında büyük fark vardır...*

    a:
    - ne mezunusun sen?
    - hacettepe konservatuar...
    - müzikle mi uraşyosun?
    - müzisyenim efendim...
    - kasetin var mı?
    - yok efendim şarkı söylemiyorum...
    - e napıyosun...
    - piyanistim..
    - düğünlerde çalışarak mı bakcan kızıma? vermiyorum sana kız mız... git başka kapıya...

    b:
    - ne mezunusun sen?
    - hacettepe efendim?
    - oooo, hanım bizim damatta okumuş adammış canım...
    - teşekkür ederim efendim, teveccühünüz...
    - iyi iyi, sevdim seni delikanlı...
    - saolun efendim, hislerimiz karşılıklı ve kızınızıda çok seviyorum...
    - aman aman, allah bir yastıkta kocatsın diyelim şimdiden...
    - çok teşekkürler baba..
    - ah, ne güzelde baba dermiş... ee evladım söyle bakalım, mühendis misin yoksa doktor mu?
    - müzisyenim efendim?
    - nası yani? o ne yani? sen hacettepe demedin mi demin?
    - dedim ama bölüm konservatuar efendim...
    - hanımmmmm, silahımı getir çabuk...
  • okurken fena ama çıkınca da özlüyo insan..
  • hem çok sevdiğim,hemde nefret ettiğim okulum.
  • seçme sınavında hocaların 23 saniye geç gelen öğrencilere kendilerini beğenmiş bir şekilde "oo assolist miyiz" diye sordukları ve aldıkları kapak cevap* ile utançlarından yetenekli olanları bile seçmemeyi tercih ettikleri, objektif seçimden uzak olup gayet torpille çalışan zihniyetin bir başka kolu.
  • bundan 7,8 sene önce türkiye nin en iyi hoca profiline sahipken yeteneksiz yönetim tarafından baltalanarak elindeki bircok kaliteli hocayı kaybedip (örn. ilhan baran,istemihan taviloglu, vefat etmeden önce hikmet şimşek v.b.) aynı orantıda kaliteli sanatçı yetiştirme potansiyelinide yitirmiş olan yinede türkiyenin en değerli konservatuvarı ünvanını sürdüren okuldur. bu okulda geçmişi bulunan sanatçılara orn:
    (bkz: fazıl say)
    (bkz: haşim yedican)
    (bkz: çağ erçağ)
    (bkz: tuna ötenel)
    (bkz: asım ekren)
    (bkz: yener erten)
    (bkz: mehmet ali erbil)
    (bkz: hülya aksular)
    (bkz: doğan cangal)
    (bkz: phillipe garcia)
    (bkz: kaan girgin)
    (bkz: özlem tekin)
    (bkz: soner özer)
    (bkz: cem sevgi)
    (bkz: serhat güdül)
    (bkz: cüneyt gökçer)
    (bkz: eralp kıyıcı)
    (bkz: erden bilgen)
    (bkz: serdar barçın)
    (bkz: pınar duruk)
    (bkz: vecihe cansu olgun)
    (bkz: emre elivar)
    (bkz: askin arsunan)
    (bkz: meric sumen)
  • yarı zamanlı olarak girmis herkes icin 2. ev niteligi tasiyan, hatta surekli tasinan bir kimseyseniz evinizden daha cok alisik oldugunuz mekan. 10-12 yillik ogrenim hayatindan (master/doktora yapmazsaniz +sinifta kalmazsaniz) sonra okuldaki insanlarla gereginden fazla samimiyet sahibi olmaniz veya daha ileri safhalarda laubali boyutuna gelmeniz de kacinilmazdir. cok guzel, uzun ve anlamli ve yapici dostluklar kurabileceginiz gibi eger ergenlik doneminde yetisirken aileden gerekli ilgiyi goremezseniz (veya iradeniz zayifsa) muhtemelen kotu aliskanliklar kazanabieceginiz, hayati "eglen cos, gerisi bos" seklinde algilayabilmenize sebep dusuncelerin kaniniza asilanabilecegi ve beyninizin bos dusuncelerle curutulup geriye size agir calisan bir beyin ve herseye yuzeysel bakan bir insan sifati kazandirabilecek bir okul. secim tamamen size birakiliyor ve ogrenciler hicbir sekilde kontrol edilmiyor ve de yonlendirilmiyor ki bu hem iyi hem de kotu birsey. 10-11 yasinda da hangi cocugun ne kadar iyi secimler yapmaya baslayabilecegini bilemeyiz ama 10 kisiden 8 i ziyan olurken geriye kalan 2 saglam tas ta hayati boyunca cogu seyi kolay atlatir, kendi meselelerini kendi halledebilir, mantikli kararlar verebilir, insanlari iyi tanir, kendisini korumayi bilir hale gelir. hacettepe uni. ankara devlet konservatuvari bir muzik okulundan cok bir hayat okuludur. genc yasta sizi icine atarlar ve sag yada sakat kalmak size bagli bir durumdur. kucuk yasta size verlen bu buyuk sorumluluk sonucunda ya nitelik ve nicelik konusunda dolu bir insan olursunuz ve hayatta sirtiniz yere gelmez yada dolu gorunen ama bos olan bir topluluguna farkinda olmadan katilmis bulursunuz kendinizi.
  • hacettepe'ye baglanmadan once cebeci'de bagimsiz olarak kurulan ankara devlet konservatuvari, bünyesinde zamanının cok iyi öğretim elemanlarini, sanatcilarini barindirmis, cok iyi muzisyenler yetistirmistir. egitim sisteminde aksakliklar olan ve öğretim elemanlarinin - bu tip bir karma okulda (ilkokul/ortaokul/lise/universite/yuksekokul) - cok onemli olan pedagoji bilgisinin kit oldugu, yine de dogru eğitimciye /ögretmene /sanatciya denk gelirseniz dunya standartlarinda egitim alabileceginiz (fakat bu sansi ishlemeyi bilemezseniz bu durumun size herhangibir artisi olmayacaktir cunku en iyilerle bile calishsaniz sizi bir yerlere getirecek olan sey sizin sarfettiginiz gayret olacaktir) istenirse herseyin basarabilinecegi, hayatini muzige adamayi goze alanlarin girmesi gereken muzik okulu.
  • girmeden önce önünden saygıyla geçtiğim girip senelerimi geçirdikten sonra ise adı geçtiğinde bile üzüldüğüm ve aslında bir sanatçı yetiştirme kurumu olması gereken, ankara'da beşevler'de bulunan binanın adı. öyle ki ilkokuldan hemen sonra girilen bölümlerde okuyanların -kendi gayretleri olmaz ise- genel kültürden bile yoksun, tek bir yabancı dil bilmeden, uzun lafın kısası bomboş çıktıkları okul. ayrıca 11-12 yaşındaki çocuklarla üniversite son sınıftakilerin aynı ortamlarda dolaştıkları akıllara durgunluk verici örnek alma merkezi. içinde binbir dalaverenin döndüğü, eğitmen kalitesinin gitgide düştüğü ve hatta tiyatro bölümünde son sınıfların birinci sınıflara ders verdiği sanat okulumsusu. çok kaliteli eğitmenlerin çok kolay harcandığı, gözden çıkarıldığı ve emekli edildikleri ancak bunun yanında sanat yaşamı boyunca hiçbir varlık gösterememiş kişilerin öğrenci yetiştirdikleri, kapı kilitleyip öğrenci taciz ettikleri, haketmemiş çok sayıda kişinin adının başına prof. doç. vs. ünvanlarını eklediği entrikalar yuvası.
  • iyi kötü çoooook anımın olduğu, 10 sene öğrencilik, 4 sene öğretmenlik yaptığım, tabiri caizse gençliğimi koridorlarında harcadığım okul. bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır misali uktelerimin olduğu ama yine de memlekette beğendiğim tüm meslektaşlarla ortak özelliğim olduğuna sevindiğim, eski mezunu olduğum okul. kantinine kurban olunası yer.
hesabın var mı? giriş yap