• orjinalinin adı tristes tropiquesdir. günümüz etnolojisinin yapı taşlarından biridir bu kitap.
  • "ama ben varım. şüphesiz birey olarak değil; çünkü bu anlamda kafatasımın içindeki karınca yuvasında barınan birkaç milyar [doğrusu 100 milyar civarı] sinir hücresinden oluşan bir başka topluluk ile onun robotu olan vücudumun arasındaki mücadelenin her an hırpalanan hedefi olma dışında ben neyim? ne psikoloji ne metafizik ne sanat bana sığınak oluyor. bunlar bir gün ortaya çıkacak yeni tür bir sosyolojinin, artık kendi içlerinde de inceleyebileceği mitoslardır."
  • uzun zamandır türkiye'de basılmayan kitaptır.aynı zamanda bulunamayandır*.
  • ünlü yapısalcı, antropolog ve etnolog olan claude levi strauss'un kitabıdır. kitabın arka kapağında şöyle yazıyor:

    --- spoiler ---

    saussure'ün "genel dilbilim dersleri", freud'un "düşlerinin yorumu", wittgenstein'ın "tractatus"u yüzyılın düşünce yaşamında ne oranda önem taşıyorsa, claude levi-strauss'un "hüzünlü dönenceler"i de o oranda önem taşır. antropolojinin bu çağdaş klasiği ilk kez dilimize kazandırılıyor. levi-strauss öncü bir bilim adamı olmasının ötesinde, dili kullanışındaki ustalığı, avrupa-merkezliliği aşan bakışı ve lirik denilebilecek üslubuyla neredeyse proust'la boy ölçüşen bir "yazar" kimliğiyle karşımıza çıkıyor. soru şu: ilk-el olan ile post-modern olan arası "biz" hangi dönencedeyiz?

    --- spoiler ---
  • kısa zamanda yeniden basıma girmesini beklediğimdir. ikinci eli de bulunmuyor maalesef.
  • "insan kendi düşünsel ve tarihsel çevresi içinde yer değiştirdikçe, daha önceden işgal ettiği ve daha sonra işgal edeceği bütün konumları kendisiyle birlikte taşır. insan aynı anda her yerde bulunur; o, cephe halinde ilerleyen ve her an bir aşamalar toplamını yineleyen bir kalabalıktır. çünkü bizler birçok dünyada birden yaşıyoruz; bunların her biri kendi içinde yer alandan daha gerçek, ama kendisini kuşatandan daha sahtedir. bunlardan bazıları eylem aracılığıyla bilinir, bazılarıysa düşüncelerde yaşanır. ama bir arada varoluşlarından kaynaklanan görünürdeki çelişki, daha yakında bulunanlara bir anlam vermemizi, buna karşılık daha uzaktakilere anlam vermekten kaçınmamızı dayatan zorunluluk içinde kaybolur. oysa ki hakikat anlamın giderek genişlemesiyle bulunur. ama bu genişleme, patlama noktasına kadar geriye doğru götürülmüş bir genişlemedir."
  • (bkz: #64192211)
  • ufku açan antropoloji kitabıdır. edebi ve biraz da çetrefil bir dili vardır. son bölümünde hintlilerin batı uygarlığı karşısındaki durumu acıyla okunur.
  • yazarın olağanüstü gözlem gücü, var olan durumu iyi tahlil edip geçmişle gelecek arasında nasıl bağ kurduğunu görebileceğimiz, çok güzel bir dille yazılmış, akıcı ve ufuk açıcı bir kitap.

    etnograf olan yazar daha çok amerika yerlilerinin yaşamı, gelenek ve göreneklerini paylaşsa da doğu uygarlıkları üzerine gözlemleri de bence çok değerli.

    --- spoiler ---

    hindistan' daki bu büyük başarısızlık bir ders veriyor: çok kalabalıklaşan bir toplum, düşünürlerinin dehasına rağmen, ancak esaret salgılayarak yaşamını sürdürebilir. insanlar, coğrafi, toplumsal ve zihni alanlarında kendilerini darda hissetmeye başladıklarında basit bir çözüm yolu onlara çekici gelebilir: türlerinin bir bölümünün insanlık niteliğini yadsımak. böylece bir kaç on yıl boyunca diğerleri ayaklarını rahatça uzatabileceklerdir. sonra yeni bir dışarı atma işlemi gerekecektir. bu ışık altında bakılınca, avrupa'da son yirmi yılda olan biten ve nüfusunun bir kaç misli arttığı yüzyıllık bir dönemi sona erdiren olaylar, bana artık, bir ulusun, bir doktrinin, bir grup insanın hatası gibi görünmez. ben bunlarda daha çok, bizden bin ya da iki bin yıl önce, güney asya'nın yaşamış olduğu, sınırlarına dayanmış bir topluma doğru bir gidişin işaretini görüyorum. çünkü insanın insan tarafından sistematik biçimde horgörülmesi yaygınlık kazanıyor; ve bu sorunu, geçici bir salgın şeklinde niteleyerek bertaraf etmekse aşırı bir ikiyüzlülük ve bilinçsizlik olur.

    asya'da daha şimdiden öngörebildiğim ve beni ürküten şey geleceğinin imgesidir. yerliler amerikası'nda sevdiğim ise, insan türünün, içinde yaşadığı evrenin ölçüleriyle uyum içinde olduğu ve özgürlüğün kullanımı ile göstergeleri arasında tutarlı bir orantı bulunan, orada bile geçici, bir dönemin yansımasıdır.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap