*

  • suiniyetle de yapılabilen eylemdir. önce güveninin kazan, sonra kazık at.
  • ilgili kişiye mesuliyet ve gurur zerk eder. lakin günden güne azalmaktadır bu hadise, yitmektedir.
    birinin güvenini kazandığınızı anladığınız an, yere daha sıkı basma ihtiyacı peydah olur metabolizmada.
  • çağımızın en zor erdemlerinden biridir zira artık kimsenin kimseye tahammülü yoktur.
  • asla tam olarak gerçekleşmeyecek olandır. hele bir de güveni tam olarak kazanmamışken, o güveni sarsacak şeyler yapılırsa, iyice boka sarar.
  • herkesin yapabileceğini sandığı ama aslında çok ciddi meziyetler gerektiren bir olgu, hele ki güvenin bundan kırk, elli yıl önceki gibi toplumsal dinamiklerle bireye dayatıldığı değil bireyin inisiyatifine bırakıldığı böyle bir zamanda. günümüz dünyasında herkes güvenilir olduğunu düşünür ama güvenilir olmanın tanımını kaç kişi net olarak yapmış ve kendine yazdığı reçeteye sırf içsel bütünlük adına uymaya çalışıyor derseniz, işte orası epey tartışılır.

    her konuda olduğu gibi güven kazanmak konusunda da duygular esastır. daha çok küçük yaşlardan beri güven, güvenilirlik ve güvenilmezlik adına öğrendiklerimiz bilinçaltımızın bir parçası olarak bütün hayatımızda yerini alır. buna bir de mizaç eklenince tanımlar net hale gelir. aklımızın erdiği zamanlarda okunan psikoloji kitapları tanımlarımızla ilgili farkındalığı kazanmaya yarar. örneğin mutlu ve sevgi dolu bir ailede yetişen bir bireyin güven algısı, sokakta yetişen bir yetimden doğal olarak çok farklı olacaktır. iki farklı ortamda yetişmiş bu bireylerin, birinin güvenini kazandıklarında hissettikleri duygular ve karşısındakine hissettirdiklerine verdikleri önem arasında algı farkı yeryüzüyle gökyüzüyle arasındaki fark gibidir.

    insanoğlunun herhalde en önemli açmazlarından biri, kendisine yapılmasını isteneni karşısındakine vermekte tereddüt etmesidir. nitekim her insan trafikte diğerlerinin kurallarını çiğnediğinden yakınır ama fırsatı ele geçirince kendisi çiğnemekten kaçınmaz. bu nedenle güvenin tanımında aslında en önemli olgu, çocukluktaki duyguların üç aşağı beş yukarı sağlam bir temele oturduğunu varsayarak, içsel bütünlük, yani eylem ve söylem tutarlığıdır. eylem ve söylem farklılığı olan her insan, farkında olsa da olmasa da bütünlük yolunda arayıştadır, ve eğer farkına varır ve bütünlük yolunda karar vermezse bir hamster misali kendi çarkında döner durur. sonrası malum sevgisizlik, bencillik, çıkarcılık ve derinlerde yer alan suçluluk ve öfke duygularıyla dolu bir hayata kendini adayarak yoluna devam eder.

    güvenilirlik yolunda adım atmış her insan, diğerleri tarafından farkedilir. bazıları inanamaz ve altında bir bit yeniği arar, bazıları çok şaşırır ve takdir eder. güvenilir insan, kişilerden çok, kavrama sadıktır. güvenilirlik sadece hayattaki bir duruşudur ve pozitif bir ruh sağlığı için kendisine gereklidir. bu nedenle bu kişi için güven kazanmak dünyanın en kolay işlerinden biri olur.

    bazıları için çok kolay ama bir o kadar da çetrefilli reçetesi olan birşeyi herkesten beklemek gerçekten de çok yüksek beklentilere sahip olmak demek. bir kere herkes maalesef güveni deneyimleyebilecek şansa ve kendi tanımlarının farkına varabilecek nitelik ve araçlara hiç sahip olamıyor. umut verici olansa bu fırsatlara sahip olan, gerekli eğitim ve zekaya sahip olan, üstüne düşünmeyi bilen ve gölgesiyle tanışmakta olan insanların gerçekleştirebileceği ve deneyimleyebileceği bir olgu güven. nitekim güven kazanmak, kendinle el sıkışmak ve gölgene karşı güvenini kazanmakla başlar, ki bu bütünlük yolunda atılan ikinci adımdır. ilk adım ise bunu istemektir.
  • kazanılması çok zor, kaybedilmesi çok kolay bir eylem. insan yapısı gereği hep birilerin güvenip ve arkasını yaslayıp, ardından hayal kırıklığı yaşadıkça daha da zorlaşacaktır.
  • insanın kendisine karşı olanını kazanması en zorudur
  • herhangi bir söz ve tavırdan bağımsız geliştiğini söyleyebilirim.
  • söylediklerinizin ve yaptıklarınızın ahenk içinde karşınızdakine yansıtılabilmesidir. yanisi götü ayrı başı ayrı oynamamaktır.
  • güven, kazanılan bir şey değil, inşaa edilen bir şeydir. ve dürüstlük pahalı bir mülktür ucuz insanlarda bulunmaz derler bilirsiniz. yani dürüst güven inşaa edilebilecek birisini bu ucuz zamanlarda bulmak, şans meselesidir daha çok.

    bakmayın buralarda dürüst, güvenilir kişi ayağı çektiğimize birbirimize, duyarlarımızla, afili laflarımızla, biz bulamıyoruz güvenecek adam dediğimize; işimize gelmeyince biz de çok güzel güven sarsar, yarı yolda bırakır, yalan atabiliriz. insanoğlu bu çiğ süt emmiş bir varlık, nihayetinde ondan her şey beklenir. maalesef ki.

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap