3175 entry daha
  • james damore adlı çalışanını, sjw tarikat üyelerinin histerik kelle isteyen seslerine ve feminist tanrılara kurban etmiş zamanın ruhuna uymuş şirket.

    google'ın ideolojisi (diğer birçok politically correct olma manyağı dev şirket gibi) otoriteryen progressive left ki bana, zamanında, hugo boss'un nazi elbiselerini tasarlamasını hatırlatıyor. ilerideki kuşakların küfürle anacağı google yöneticileri utanç verici olarak tarihe geçecek. müesses nizam (establishment) böyledir, faşist diye suçlarken faşizm uygular. tepki verirsen şeytanlaştırır.

    sözlükteki endoktrinize olmuş sjw'lar da sevinç çığlıkları atarken cadı yakan orta çağ avrupası ahalisinin sevinicini hatırlatıp yüzümü ekşitmeme sebep oluyor. adamın yazdıkların mizojini varmışmış. nerede var evladım. "kadınların beyin gramajı erkeklerden azdır" cümlesini kullanmış olsa dahi mesela, bu size göre mizojini, bana göre teknik bilgidir. eğer mizojini baremini bu sjw tarikatı üyelerine bırakırsak bilimsel olsa bile kelime konuşamaz olacağız. neyse.

    öze gelirsek, işten atılan gencin yazdıklarının irdelendiği kaynak beni ikna etti, paylaşayım. google'dan atılmayı göze alan bu fazlasıyla cesaretli ve idealist mühendisin idolü olan kişi prof. jordan peterson ile olayı aydınlatıcı şekilde konuşmuşlar. detayı olayın kahramanından ve ilk ağızdan duyarak adaletli bir yargıya varmak isteyenler için:

    ingilizce söyleşi videosu
    (bkz: youtube/@toroslardir benim yurdum)

    kimlik politikası o derece salak bir şey ki, google gibi bir şirketin 1984 kitabından çıkmışçasına diversity (çeşitlilik) sorumlusu genel müdür yardımcısı var. bir spekülasyon yapayım: bu genç adamın yazdığı memoyu siyah bir kadın google çalışanı yayınlasaydı hiçbir ceza almayacaktı, tarihte ezilen olduğu için. mirasını tepe tepe kullanabilir. işte kimlik poliitikası mantığı budur. daha başlangıcında, ayrımcıdır, çok hukukludur, cinsiyetçi ve ırkçıdır.

    "geleceğin faşistleri, kendilerini anti-faşistler olarak adlandıracaklar". churchill'e atfedilen öngörü cümlesi.

    ayrıca:
    (bkz: feminizmin baskıcı ve sansürcü olması/@toroslardir benim yurdum)
    (bkz: toplum için sansür/@toroslardir benim yurdum)
  • "neden feministlerle konuşulamaması" diye bir başlığa dönmüş buralar.

    hep bir çemkirme hali, hep bir ukalalık, hep bir nobranlık. feministleri ve tavırlarını o kadar ezberledik ki ne diyecekleri daha baştan belli, çünkü sözlüğe fikir alış verişi için değil, fikir dayatmaya geliyorlar. yemiyorsan "çomar, cahil" diye başlıyorlar saydırmaya.

    başlığın konusu ile ilgili yeterince bilgilenmek için olayım mağdurunun kendi ifadelerini içeren entry için (bkz: #70114095)

    mağdurun yazdığı da burada. cadı avına çıkan feministler acaba bunu okudular mı? elbette hayır. feminizmin yanlışlanamaz, sorgulanamaz dogmalarını kabul etmeyenleri "kafir mizojinistler" diye itibarsızlaştırmaya çalışma acizliğini aşabilen pek az feminist tanıdım sözlükte, sayı ile 2.

    james damore pozitif ayrımcılığı eleştirmeye cesaret etmiş. google neden "fikirlerin çeşitliliği"ni destekleyeceği yere cezalandırmış diye soracaklarına, bu ayrımcılığı desteklemek ancak feministlere yakışır. ayrıca (bkz: equality vs equity)

    hazin olan; ilgili google mühendisine yapılana oh çeken, kendi gibi düşünmeyenleri yok etmeye çalışan zorba mantığın burada da kendini göstermesi. bu açıdan bakınca, mühendisin söylediklerinin ve başına gelenin üstüne bu kenan evren kafasının, bu çarpık algının mağduriyet kartını kullanarak ayrımcılık propagandası yapması.

    endoktrinize olmuş beyinlerin yazdıklarında, feministlerin utandırma taktiklerinde geçen neredeyse her yöntemi denediklerine şahit olabilirsiniz. örnekleri direkt bu entry'lerden yapayım:

    1- "heh geçenlerde tam da bununla ilgili bir yazı yayımlandı aç, oku, öğren!"
    utandırma taktikleri madde 17.

    2- "bu devre yakismayan, cirkin ve abaza olduguna kalibimi basacagim bir developerdan gelen aciklamalar neticesinde dogru olani yapip adami kovan sirket."
    utandırma taktikleri madde 14.

    3- "burada bir sjw lafı öğrendim diye kendini marjinal entellektüel sanan mizojinistler tarafından eleştirilen şirket."
    utandırma taktikleri madde 10, 17.

    özetle, işte sorun budur. medya, akademi ve bürokrasi; gerici bir ideoloji olan otoriteryen feminist ideolojinin etkisiyle; kitap yakma modunda, ifade özgürlüğünü sansürleme amacıyla hareket ediyor ve gender studies tarafından robotlaştırılmış feminist ve profeministler hitlerjugend hesabı sadakatle ezberletileni tekrarlıyor.

    edit:
    bu entry'den sonra klasik feminist ağızlarıyla sataşmalı, düzeysiz, laubali entry'lere cevap verebilirim de gerçekten bıktım bunlara doğru yolu göstermeye çalışmaktan. neticesi yok, iki kere iki dört desen beş diyor bu tipler. çünkü mağduriyet edebiyatı öyle tatlı ve verimli bir bataklıktır ki; herkes, her şey kendisine karşı çalışır zanneder ve ne yapsalar yeridir onlara göre. bu nefret tohumunu ve ön yargıları beyinlere nakşeden yılanın başı gender studies kürsüleri. bunların nasıl oluşup kök saldığı ayrı bir entry konusu. diğer taraftan, james damore'un google'a karşı dava sonucunun ne olacağını da merak ediyorum şimdiden.

    feminist dünya okumasına sahip biri dünyaya at gözlüğüyle bakar, düşman bellidir, yapılması gereken basittir. feminist anlayışın sorunu şu: kendini çekiç gören biri her şeye çivi gözüyle bakmaya başlıyor, bu kaçınılmaz çünkü baktıkları pencere sadece buna müsait. halbuki olayları kadın-erkek gibi en görünür fiziksel özellikleri ayrımı üzerinden değil, adaletsiz olana karşı çıkma üzerinden okumak lazım. yani, mesela, martin luther king taraftarı olup blm karşıtı olabilirsiniz, 1940'ta yahudilerin yanında olup 1990'da karşısında olabilirsiniz, 1910'da kadınların da oy verebilmesi için çaba sarf edip 2017'lerde pozitif ayrımcılık dalgası ve devletin gücü ile beyaz ve erkeklerin şeytanlaştırılmasına (bir nevi ergenekon süreci gibi bu, takip eden bilir) karşı durabilirsiniz.

    google'daki işten atılan genç mühendis başka yerde de iş bulur ancak, bu dönem anlatılırken, google'ın ifade özgürlüğüne ve fikirlerin çeşitliliğine karşı duruşu hatırda kalıcı olacak. bu arada, abd ve kanada gündemini takip etmiyorsanız bu konuya biraz fransız kalabilirsiniz çünkü türkiye'de henüz bu otoriter postmodern baskı güçlü değil. ama allah aşkına warren farrel'ın veya camille paglia'nın veya christina hoff sommers'ın nasıl da feminist hareket tarihinden silinip şeytanlaştırıldığını bilmiyorsanız "pardon?" gibi mahalle ağzı yapmayınız.
  • james damore konusuyla ilgili bizdeki erdem satıcılarının çarpıttığı yerlere şöyle bir göz atınca; sadece google ile ilgili olmayan, sosyal adaletçilik ve imtiyazcılık (pozitif ayrımcılık) kavramlarının ifade özgürlüğünü engellemede ne kadar mahir olduğunu görebilirsiniz.

    "alt right’çı faşistlerin eleştirilerine maruz kalan firma" demişler,
    çünkü progressive left'e itiraz eden herkes alt-right. hmmm, peki kim iddia ediyor bunu? progressive left, aferin evladım, tam da sizden beklenen yaklaşım. mantık yok, mantık öldü.

    "sen gidip çalıştığın şirketteki iş arkadaşlarının yarısının cinsiyetleri nedeniyle o işe uygun olmadığını iddia edersen böyle kapıya konulursun." demişler
    cinsiyetleri nedeniyle o işe uygun olmadığını iddia etmek başka şey, ehil olmadıkları halde sadece cinsiyetleri nedeniyle o işe alınmış olmaları doğru değil demek başka şey. james damore ikincisini yapıyor ama işte, mesele çarpıtmak olunca sjw'luk kurumunun eline kimse su dökemez.

    "bunun kafasındakiler ..." demişler. ad hominem yapmaya başlayan cümle budur. bu iki kelimeden sonra dünyadaki bütün fenalıkları yazarsın, böylece zırvalasan da tribünleri gaza getirmeyi garantilersin. bence tartışmaktan kaçınanların adapsızlığı bu. diğer taraftan, sjw olununca bir nevi zorunlu hizmet gibi ad hominem yapmak. bunu tayyip yapınca kızıyorsunuz, mesela "bunlaaaaar camileri yıktılar yahu, kuranları yaktılar" derken tayyip aynısını yapıyordu.

    "neyse ki güç artık insanları nasıl sömürürüz derdindeki firmalardan dünyayı nasıl daha iyi bir yer yaparız düşüncesini öne çıkaran silikon vadisine kaymış durumda." demişler. bu saflık, bu zırvalıkla nereye kadar? sesli güldüm.

    yukarıda bir yerde kendini iyice zeki zannedenlerden biri şöyle yazmıştı.
    "sjw" gibi abd sağcılarının anlamsız propaganda sloganlarını kopyalayan ezikler" yani diyor ki sjw kelimesini uyduranlar abd sağcılarıdır. kanada'daki mahkemelerin adı bile "social justice tribunals" be cahil evladım. sözlüğün kurucu sahibi ssg'nin sosyal adaletçiliği ile övündüğü entry'lerine bakın mesela. bu arada sjw'liğin nasıl da sefillerin sefili bir karakter gerektirdiğini bilmeyenler için harika oyunlaştırılmış bir anlatımı şurada.

    postmodern ideolojilerin ortak sorunu şu: insanlar üzerinde yaratmış olduğu baskı ortamını sonsuza kadar sürdürebileceğini farz ederek yola çıkıyor. üzgünüm millet, bu doğru değil çünkü baskılar oldukça direnenler olacaktır. nefret söylemini istediği yere çeken, sınırlarını belirleyen otoriteryenliğe karşı ifade özgürlüğü uzun vadede hep kazanacak.

    edit:
    "ehil olmadıkları halde" derken ne demek istiyorsunuz? demişler. liyakatsizlik demek istiyorum, bir iş için alınacak ya da pozisyonu yükseltilecek kişinin seçiminde, o işle ilgili olmayan cinsiyet veya ırk gibi kriterlerin rol oynamasından bahsediyorum. bu durum, türkiye'deki uygulamaları norm alınca sizlere o kadar anormal geliyor ki "yok canım, koca google, kadın olduğu için torpil yapacak değil ya" diye düşünüyorsunuz. mağdur edilen kişi, bir röportajında, kadın ve beyaz olmayan adaylara birden fazla iş görüşmesi şansı verildiğini, onlara özel programlar açıldığını söylemişti. işin bu tarafının itirafını google'dan, dava devam ederken dinleyeceğiz.
    bu hayatta "gözleri olup görmeyen, kulakları olup duymayan" olmayın. "gender quotas australia" yazıp bakın mesela google'a.

    bir diğer edit konusu: ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına razı değilim, kısıtlamak için bahaneler üretmeye çalışma acizliğini bırakmak lazım. ifade özgürlüğünü, onurlu insanlar olarak yaşamamızın ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz zaman, başkalarının fikirlerine "gerçekten" saygı göstermesini öğrendiğimiz zaman medenileştik diyebiliriz.
  • facebook ve kendi alt şirketi olan youtube gibi ifade özgürlüğünü sınırlamakla kalmayıp tehlikeli işlere soyunmuş monopol teknoloji devi. o kadar büyük ki, bilginin nasıl bir algı yaratmasını istiyorsa ona göre matrixle oynayabiliyor. resmen distopya.

    tanık beyanları ve üstüne texas senatörünün olası yaptırımlara ilişkin beyanları için

    ayrıca veritas gizli kaydı google için bir diğer sıkıntı olacak gibi

    ayrıca;
    (bkz: james damore)
723 entry daha
hesabın var mı? giriş yap