• satie'nin* eseri kesinlikle sonbaharı anlatıyor. ilkinde yaprakların dökümünden başlayan bir anlam karmaşası söz konusu, boş bir oda ve camdan izlenilen yağışlı bir dışarısı*. notalar yükseldikçe hava soğuyor*, kararıyor*. kim bilir belki yavaş yavaş kar, yağmaya hazırlanıyor.*
    * ve sonrasında hazin bir kış öyküsü...
  • bir adam: koltuğa gömülmüş, başı hafif sağına düşmüş, gözleri kapalı oturuyor. elinde rakı bardağı kaydı kayacak. ayakları çıplak, sağ bacağı kıvrılmış, sol tekini uzatmış öne doğru. uyuyor mu numara mı yapıyor belli değil. yüzünde muzip bir gülümseme var. oda kasvetli, ağır dökümlü perdelerin eriyen kıvrımlarından içeri giren ışık hüzmesi, odanın içinde havalanmış tozları parlatarak adamın oturduğu yerin karanlığına açık gölgeler bırakıyor. işte bu, bu anın müziği.
  • being there ve about schmidt filmlerinin en dingildedigimiz noktasinda duydugumuz nefis eser.
  • birinci gnossienne uzerine aysel gurel sozleri ve sertab erenerin sesini ekleyince su oluyor: (bkz: saril bana/#4460648)
  • (bkz: gnossiennes)
  • bi takılmışlığı getirir aklıma. sanki hayatın kötü çözünürlüklü takıla takıla oynayan ama içi çok dolu derin bir film olduğunu göstermeye çalışır. ayrıca anlatmak ile yaşamanın arasında kalmışlık da var sanki ve anlatılan duygu ya da diğer şeyler noktalanmıyor, şarkı bitiyor ama noktasız şekilde.
  • yaralarınızın kabuklarını tırnaklayan bir satie'dir.
  • triste sire'nin damar bir cover'ı vardır; derbeder dakikalarda anımsanınca sadistçe bir zevk duymaya başlar insan :

    https://www.youtube.com/watch?v=-ifpbq4-aya
  • the painted veili de hüzne boyamış melodi. ağlatıcı...

    derken darbeli bey ile bu şarkı üzre danışıklı konuşurken şöyle sahneler canlandı:

    ben bulgaristan dolaylarına gittim
    fırtına olmuş...
    ailecek zarar görmüşler
    minik kız ağlıyor
    kimse ona bakmıyor
    herkes bişeyleri toplama çabasında
    ama ellerinden bişey gelmiyor
    halbuki veletle ilgilenseler
    yeşil gözleri var kızın
    kocuman
    sadece gözleri ağlıyo bi müddet sonra
    yağmurun suyuna karışıyor...
    sadece yağmurun sesi var
    pıtır pıtır pıtır
    romantik değil şarkı
    acıklı
    acılı (*)
    bunu besteleyen insan acı çekmemiş olamaz
    fırtınadan kimse bişeyi kurtaramadı
    ortalığın kuruması için de derin bir buhar tabakası lazım...
    bütün dünya buhar olacak
  • bu bestenin lügatımda ki karşılığı: hüzündür. hüzün bu notalarda dile gelmiştir. bu notalarda vücut bulmuştur. her keresinde ama her keresinde hüznün türlü türlü hallerini iliklerinize kadar hissedersiniz.

    ayrıca painted veil i izleme sebeplerimden birisidir. revolver i de sırf bu yüzden dördüncü kez izleyebilirim.
hesabın var mı? giriş yap