*

  • ta eskiden beri sahtekarlik sahte yalan dolan anlamina gelir almanyada ta eski dedigim
    hm sanirim 18 yuzyillar civarinda pek uyanik bir alman asil ilk dusune bilen satranc
    makinasini yapar yani deep blue nun atasini yapar ilginctir ki makinenin onunde kocaman bir osmanli kuklasi vardir ve basin toplantisi yapip insanlara tanitir dusunen turku

    insanlar pek sasirir tabi makine mekanik kollari ile deli gibi satranc oynamaktadir
    nasil felan dendiginde dehset bir cark yapisina sahiptir kendisi der kurnaz almanimiz
    icinde satranc bilen adam sakli oldugundan bahsetmez

    ve boylece satrancmeraklisi olup oynayacak insan bulamayan merakli zengin asiller hemen
    alirlar bundan cok para odeyerek lakin tabi icinde insan olmayinca pek calismayan
    makinanin foyasi ortaya cikar ve boylece scheiss turke was kann man von einer geturkten maschine erwarten (bok turk turklendirmis turk olan bir makineden ne bekleye bilirsin ki) gibisinden almanca kelime hazinesine sahtekarlik yalan dolan kopya cekmek felan olarak geturkt turken olarak girmistir bu
  • im juli ile sinemalarda (nihayet) arz-ı endam eden fatih akın'ın '96 tarihli kısa metraj filmi.

    "istanbul'un yazlık mekânlarından birinde geçen, 'gurbetçili', 'ot muhabbetli', mizahı bol bir macera"

    ayrıca (bkz: türken)
  • daum'un basın toplantısında kullanması, çevirmenin de uyanıklık edemeyip türkleştirilmiş diye çevirmesiyle (cümle içinde çarpıtma, saptırma anlamı da baki olmak üzere) mini bir krize yol açan kelime. daum, bu kelimeyi muhtemelen ard niyetle söylememiş ancak türk kelimesinin sadece "güçlü" "muazzam sigara içen" gibi kullanımları olmadığını göstermiştir necip medyamıza. medyamız aşağıda kalmamış, lakin mikrofonsuzluktan sadece bir muhabirinin "biz de almanlaştırılmış diyelim öylese" kailinden bir serzeniş feryadı duyulmştur arka plandan.

    bunun üzerine acar televizgon gazeteciliğinin en birinci vücuda gelmiş hali olan cnn türk spor servisi, bir gerçeği ilk kez açıklayarak olayın bir çeviri hatası olduğunu bildirmiş ancak almanca'da "türkleştirilmiş" diye bire bir çevirisinin yapılacağı bir kelimenin ne anlama geldiğini de açıklamaktan geri durmuştur. daum da tamamen günahsız sayılabilir mi sorusu da irdelenmelidir. nasıl ki o an çalışmakta olan bir alman'a "çalış, çalış. çalışmak özgürleştirir hattı zatında" denmesi ortamı gererse türkiye'de de "getürkt" tabirinin kullanılması insanları gıdıklayacaktır. buna mukabil, "zaten bizde de bezin adisine amerikan derler" diyerek hamburg'u, dresden'i ve daha bilimum alman kentini darmaduman eden amerikalılara bile değer vermediğimizi gösterip, almanları moralman çökertebiliriz.
  • eşanlamı: einen türken bauen.
    bilincli olarak yaniltmak, sahtekarlik vb. anlamlarini tasir.

    "getürkt" almancada hala kullanilmakta; hic tahmin etmediginiz insanin agzindan
    ciktigini duyarsaniz sasirmayin, ama o kelimeyi söylemekle ne
    halt ettigini de yüzüne vurmayi ihmal etmeyin.

    bu sözcügün engin ardic'in devsirme tanimiyla uzaktan yakindan iliskisi yok.
  • tersi vardır bunun almanyada, eingedeutscht der turkler, almanlaşmış, iyice monoton boktan kuralcı biri olup çıkmış, hans olmuş helga olmuş kişiler için kullanılır.
  • vertürkt olarak da kullanılır. bu hali daha nötr bir kullanımdır, türkleşmiş/türkleştirilmiş anlamına gelir.
  • tam anlamıyla <çakma> demektir.
  • almanya da ara sira denk geldigim basbayagi düzenbazlik, üc kagitcilik anlamina gelen kelime. insanin moralini bozdugu da oluyor, zira insanlar tv de, radyoda sacma sapan olaylari, düzenbazliklari anlatirken bu tabiri kullaniyorlar ara sira.
  • bim bum joint, ali ekber aus köln gibi güzellikler barındıran fatih akın kısa filmi. fatih abimizi sevmekte zorlanan zatlara tavsiye edilir.
hesabın var mı? giriş yap