• bir imza gününde yazarından imzalı olarak sahip olduğum kitap. kitapta yazarın anlatmaya çalıştığını kabaca şöyle ifade edebilirim: "ben osmanlı'nın tekrar kurulmasını istemiyorum. ben osmanlı'nın toplumlara, insanlığa ve devlet yönetim anlayışına bakış açısının incelenmesi ve üzerine düşünülmesi taraftarıyım." yazar, osmanlı karşıtı görüştekiler ile ilgili olarak "onlar osmanlı'nın her şeyine karşı çıkıyorlar. ben de metod olarak osmanlı'nın her şeyini övme şeklini seçtim." şeklinde özetlenebilecek bir metod ile kitabı yazmış.
    kitapta osmanlı döneminde meydana gelen bir çok olay anlatılmış. hoş ilgi çeken anekdotlarla dolu. uzun zaman oldu okuyalı umarım yanlış hatırlamıyorumdur.
    barbaros hayreddin paşa'nın kralın daveti ile fransa'da düzeni sağlamak için askerlerleri ile bir kışı fransa'da geçirmesini şimdiki amerika'nın barış operasyonları ile kıyaslıyor. hırvatistan'daki bir krallığın hem vatikan'a casusluk yapmak hem de ticareti geliştirerek doğu-batı ticaretinin kendisine bağlı bu krallık üzerinden yapılması için ekonomide serbest bölge yapılmasına dem vurarak çok çok önceleri osmanlı'nın geniş görüşlü olduğundan bahsediyor. izlanda kıyılarına yapılan sefer ise bir hayli ilgi çekici (bkz: #11896986)

    kısacası, yazar osmanlı ile ilgili olarak "unutma, unutturma" görüşüne sahip. her ne kadar mustafa armağan salt tarih dışında bazen sıkıcı yorumlarını katmış olsa da unutulan bazı olayları hatırlatması açısından ilginç bir kitap. hele ki bu konulara merakınız varsa kitapta bahsedilen olayları bir de kendiniz incelediğinizde yorumsuz ve daha net bilgilere ulaşabiliyorsunuz. (zaten sanırım yazarın yapmak istediği de bu)
  • tarihimizin osmanlı devleti dönemini neredeyse kayıp cennet, hatta armağan'ın tabiriyle "insanlığın son adası" olarak görenlerin kurabileceği cümle. nasıl osmanlı denince tüyleri diken diken olanlardan aniden uzaklaşma isteği duyuyor, yazıp söylediklerine değer vermiyorsam, bu cümleleri edenlere karşı da aynı hissi taşıyorum.
  • ancak ve ancak,
    el etek öpme meraklısı kişi ya da kişilerin,
    balkan devletleri ya da arap ülkelerinin hala osmanlı hayali ile yaşadığını sanan cahil ümmetçilerin,
    osmanlı'nın en fazla zararı türkmen'lere verdiği ve onlara kan kusturduğunu bilmeyen şaşkın milliyetçilerin, dile getirebileceği bir söylemdir.

    "osmanlı hatasıyla sevabıyla misyonunu tamamlamış ve tarihteki yerini almıştır. şunlar güzel yanları, şunlar da kötü yanları" denilse anlarım. ama yok kusursuzdu yok herkes hayrandı, keşke geri gelse gibi tanımlamalar komik duruyor.

    osmanlı adaleti deniyor.
    küçük yaştaki hıristiyan çocularını ailelerinden koparıp, büyütüp gene onlara karşı savaştırmak mı adalet? yoksa kundaktaki kardeşini ferman çıkarıp boğdurmak mı?

    osmanlı 72 milleti bir insanlık bahçesi içinde yaşatmışmış. (bkz: haydi canım sen de)
hesabın var mı? giriş yap