george herbert
-
frank herbertin oglu. (bkz: frank herbert) (bkz: dune)
-
"iyi sözlerin çok kıymeti vardır, para ile alınamaz." - george herbert
"tanrının değirmeni ağırdır ama iyi öğütür." - george herbert -
" aşk ve öksürük saklanmaz " - george herbert
-
tasma
yıktım mabedi, kestim zırlamayı,
gideceğim artık buralardan!
kısmetim firari bir süvarininki kadar açıkken
ve tuvale tesadüfle düşen
bulutunki kadar aflak,
ne sandın, ah edip sızlanacak mıydım?
çıkarmayacak mıydım cüppeyi, salak ?
iyi ama şimdi ben gitmekle acaba
ekini mi bıraktım, ağustosta tarlada?
ishamından kanlı bir diken parçası mı yoksa elimde kalan?
ve şu cennet yemişinden toplayamayacak mıyım bir daha?
ki en mühim bir esastı: hurmanın sırrı ihlastı,
hey yüce yemişleri yaradan!
aslına bakarsan, kutsal kase de doluydu
burnumu çeke çeke içmeseydim onu..
ve nasırım da mısırım da oradaydı
göz yaşımla boğmasaydım tarlaları.
şimdi zaman mı benden çalmış oldu ben mi zamandan ..,
hey allahın şaşkını?
tek bir defne yaprağı yok mu artık koca evrende
şu başıma tac olacak,
yoluma dökülecek çiçekler, o parlak renkli çelenk
hepsi havaya mı uçtu?
mabedinden çıkmakla
israf ta mıyım, alayını sarfta mıyım, söyle!
ah hayır ehl-i kalbim
kalbimin sabırsız eli hayır,
öyle değil tabi ki,
bir meyvesi olacak elbet bu firarın.
haydi çifte zevkle geri getir kederle uçan seneleri:
kurtul şu rigor mortis münakaşadan evvela;
öyle mi fitiz böyle mi?
ve sonra terk et altın kafesini
o kafes ki, senin kumdan kemendin
teemmül terkeşinde tepili
kum misali zibil gibi,
zerre-i tefekküründen imaretti.
seni iten ve içine çeken
ibrişim bir kuşak idi.
ve yasa’ndı seni ipe çeken
sen ona göz edip de hiçbir şey görmezken.
haydi ama topla artık dikkatini
gideceğiz az sonra, vakit geldi.
çıkar korkularının kravatını.
çağır şu can çekişen kafanı da:
cüppeyi giyen o değil miydi
abd-al rahman
ve rabbin semerine layık olan kafan!
çağır işte onu!
çağır çağırmasına da,
şu bedevi figanımla
her kelimede gittikçe büyürken
hiddetim ve yabanlığım,
kulağım da bir yandan ezanda:
“haydi çocuklar namaza!”
ve yine cevap verdim işte, hay alla: (hayyalel felah)
“la ilahe illalla...” (la ilahe illallah)
alıntı http://borgesdefteri.blogspot.com/
çeviri: sibel danande
edit: son iki parantez bana ait, tam doğrulama yapılamadı. çeviri ise son derece özgür ve şiirin yazıldığı orijinal dili öğrenme isteği uyandıran. eğer george herbert'in böyle bir şiiri yoksa hoş bir edebi kafa karıştırmaca. şiir iddiaya göre borges'in en sevdiklerinden. uyarıcı etkisi nedeniyle pturgilinpotura teşekkürler. -
sadece dinsel şiirlerine ulaşılabilmesi nedeniyle bir eleştirmen tarafından "kutsal metafizik" şair diye tanımlanmaktadır. bir söylentiye göre bunun nedeni, ölmeden önce dinle ilgili olmayan tüm şiirlerini yakmış olmasıdır.
-
the altar adlı şiirinde harika bir teknik yeteneği kullanarak sonenin içinde bir hikaye anlatmıştır
-
"insan, her zaman eğildiği taraf düşer" ve "komşunu sev, ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma" gibi sözler sarfetmiş ingiliz şair. şiirlerine ulaşabileceğim bir kaynak bulamadım tapınak rahipleri adıyla dilimize çevrilmiş bir kitabı da varmış onu da bulamadım. bulan varsa yardım etsin hele.
-
şiirlerinde tanrıyı asla sorgulamayan ve kadere inanan 17. yüzyıl şairi. bu bağlamda şiirlerinde çelişki görülmez. metafizik şiirin önemli temsilcilerindendir.
-
"bir çiçekle, çelenk yapılmaz." sözünün sahibidir..
-
rotschild ailesinin damadı. 1901'de almanya'da kaza geçirip sakatlanınca, iyileşmek için mısır'a gider ve arkeoloji merakı da o zaman başlar.
eski eserler dairesi başkanı gaston maspero tarafından howard carter ile tanıştırılınca, carter'ın kazılarını on beş yıl boyunca finanse eder ve en sonunda da tutankhamon'un mezarının bulunmasıyla büyük mutluluk yaşar. mezarın açılmasından birkaç ay sonra, traş olurken yüzünde açtığı bir kesiğin mikrop kapması sonucu ölmüştür.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap