• sea island'daki g8 zirvesinden sonra ortaya atılacak olan yeni kavramdır. esasen büyük ortadoğu projesi'nin yeni adıdır. kavramlarla çok sık oynamak gerekir ki içi boşaltılabilsin, aydınımsı mahlukat lapin gibi üzerine atlayıp aylarca tartışabilsin, sömürgen tuzaklarına "masada biz de varız" çığlıklarıyla sevinerek düşebilsin.
  • surekli oynanmaktan dolayi yalama olmu$, gev$emi$ ve geni$lemi$ bolgelerin uzerine oynanan yeni oyunlar silsilesidir.
  • (bkz: gizli hedef)
  • usame bin ladin ve bir arkadaşı (ismini hatırlamıyorum) 1999’da ingiltere’de saygın bir gazetede bir bildiri yayınlamışlardı. özet olarak; müslüman ortadoğu toplumlarının ezildiğini, her ne kadar devletlerin petrol zengini olsalar da halklarının sefalet içinde yaşadığını, göstermelik seçimlerle abd yandaşı oligarkların sürekli yönetimde kalıp vatanın asıl sahiplerini sefalete terk ettiklerini, en küçük özgürlük taleplerinin bile şiddetle cezalandırıldığını, petrol gelirlerinin çoğunun batılılar tarafından sömürüldüğünü, ortadoğu halklarına terörden başka bir şans tanınmadığını ve tüm bunların da batılılar tarafından desteklendiğini, bu durumun sonsuza dek süremeyeceğini, artık batılılara ve arap oligarklara karşı cihad ilan ettiklerini deklare ettiler. bunlar batılılarca pek dikkate alınmadı, taaa ki 11 eylül saldırılarına kadar. 11 eylülden sonra abdliler bu bildiriyi ciddiye aldılar. artık cihad batılılar için önemli bir terör sorunu haline geldi. onlar da kabul ettiler. elleriyle besleyip büyüttükleri ortadoğu oligarşisi ve oligarşik politikalar kendilerine terör ve abd düşmanlığı olarak geri dönmüştü. baskı ve şiddetle sorun çözülemeyecektir. ılımlı bir geçişle ortadoğuya demokrasi getirilmeliydi. ortadoğu muhalefeti desteklenecek, kadın hakları geliştirilecek, muazzam sermaye tabana yayılarak fakirlik önlenecek, eğitim seviyesi yükselecek, bunlar da zamanla ortadoğuya batı tipi demokrasi getirecekti. model ülke olarak da türkiye ve ispanya seçilmişti. türkiye laik ve müslüman, aynı zamanda demokratik bir ülke olduğu için, ispanya ise araplara yakınlığından dolayı seçilmişti. işte tüm bunlara büyük ortadoğu projesi denmişti. daha sonra ortadoğunun sınırları fas’tan afganistan’a kadar genişletildi ve "genişletilmiş ortadoğu ve kuzey afrika projesi" adını aldı.

    uygulamaya baktığımızda ikiyüzlülüğü görmekteyiz. ilk ciddi sınav hamas’la verildi. hamas, hastane kuran ve işleten, yoksullara yiyecek dağıtan, ebeveynleri olmayan çocukları bakıp büyüten, yaşlılara yardım yapan, filistin mülteci kamplarının tüm sosyal ihtiyaçlarını (sinema, bar,konser falan değil, yiyecek,içecek,barınma,sosyal yardımlar vb.) karşılayan sosyal bir örgüttür. aynı zamanda militan yetiştirip terör eylemleri için israil’e de gönderirler. işte bu hamas tam bunların dediği gibi şeffaf seçimlerle iktidara geldi. hamas’ı hemen tecrit ettiler, terörist bir örgüttür deyip kesti attılar. oysa ki ciddi olsalardı hamas onlar için tarihi bir fırsat olabilirdi. terörden arındırıp sosyalliğinden faydalanabilirlerdi. başka bir örgüt yok ki, ortadoğuda hamas kadar tabanı olsun. ortadoğu sorunun temeli filistin sorunudur, bu sorun çözülmeden kan ve gözyaşı, abd düşmanlığı eksik olmayacaktır bu topraklarda.
    diğer önemli örgüt mısır’daki müslüman kardeşler örgütüdür. yine bunlar da önemli oranda bir tabana sahip muhalif güçtür. zaman zaman teröre bulaştığı söyleniyor ve muhatap alınmıyor. oysa ki ortyadoğuda teröre bulaşmayan yok, neticede israil’i de teröristler kurmuştur. ariel şaron da bir teröristtir, sabra ve şatilla mülteci kamplarını havaya uçurarak çoluk çocuk kadın yaşlı 2000 kişiyi öldürmüştür.
  • son günlerde yaşanan gelişmelerden sonra kafa karıştıran proje.
  • arap baharı'nın çıkış sebebi. öylesine oturuyor ki yerli yerine. tüm taşlar hem de. birileri istedi o bölgede sünni bir kuşak oluşturulacak dedi. ve yıllardır işbirliği yaptıkları diktatörleri devirdiler. hem de halk desteğiyle oldu bu. garibim halklar da devrim yapıyoruz, özgürleşiyoruz masallarıyla emperyalizmin kucağına kendi iradeleriyle oturdular. bunun tek şartla olacağını biliyordu o birileri. anahtar, islamiyeti kullanmaktı. daha doğrusu islamiyet'in artık bir inançtan çok bir siyasi ideolojiye dönmesi gerekiyordu. ve döndü de.

    uyumlu islam/ılımlı islam denen abd-batı üretimi ideolojiyle hem bölgedeki batı sermayesi için radikal dinci akımların önü kesilecek, hem de bölge dahilinde olası bir batı karşıtı halk hareketiyle gerçek ulusal bir kalkışma ortamı engellenmiş olacaktı.

    büyük orta doğu projesi olarak bilinen şeyin aslında kuzey afrika'yı da kapsadığını çoğu kimse en başlarda idrak edememişti. hatta arap baharı ilk çıktığında da bir çok kişi bağlantı kurabilmiş değildi. fakat olaylar geliştikçe, ilerlediği yöne bakıldığında aslında nasıl büyük bir tezgahın var olduğu öğrenilebiliyordu.
hesabın var mı? giriş yap