*

  • adalet agaoglu'nun kendi ruyalarini anlattigi kitabidir. gayet fantastiktir..
  • adalet agaoglu'nun, bir gazete roportajinda, erotik icerikli oldugu iddia edilerek, iceriginin saptirildigindan yakindigi kitabi. bizzat okudum, ruyalarinda ataturk'u, ilkokulda giydigi ayakkabilari, ve dahi doktora jurisine tez yerine bir tencere biber dolmasi verdigini vs. gordugunu yazmis. biber dolmasi fetisisti arkadaslar, bu kitabi son derece erotik bulacaklardir buna hic suphe yok..
  • geceye seslenme sekli:
    -geceeee.. hayaaatiiiiiiim
  • adalet ağaoğlu'nun rüya ve kabusları üzerinden kişisel tarihini ve hatta tüm bir kollektif bilinçaltının çözülebileceğini en azından değerlendirilebileceğini anlattığı kitabı. okuması çok keyiflidir. hele ki insanların en özeline inesi gelen o röntgenci bünyeler için sözlükten birilerini takip etmek kadar keyif vericidir sanırsam...
  • gelmediniz, ben hep sizi bekledim
    eksilen yanlarimla
    sizden sakli eskidim

    her seyden önce ask verilmis bir sözdü benim için
    gün, ay, saat, hafta; takvimisi zaman yani
    aldikça dönemeçleri degismedi hiçbir sey
    yalnizca ufuklar yeniledim

    kaç asktan olusmus bir seydi ask
    her sevgiliyle biraz daha
    biraz daha sizden sakli eskidim *
  • densiz bir sözlükçünün adalet ağaoğlu'nun aynı adlı kitabına özenerek bloguna isim olarak uygun gördüğü söz öbeği. işbu kişinin rüya aleminde başından geçenleri anlattığı hede:
    http://gecehayatim.blogspot.com/
  • rüya yorumu denemeleri için çok uygun adalet ağaoğlu kitabı. o zaman bir deneme yapalım.

    ruganlarım ve kuyu yazarın hatırladığı en eski rüyasıdır, bu durum rüya yorumlama serbest çağrışım ile yapıldığı için önemli olduğundan ruganlarım ve kuyu rüyasını ele alalım.

    adalet ağaoğlu rüyasında ilk önce ısırgan otlu,sonra tozlu bir yol, sonra açık yeşillik bir alan,sonra çakıllı bir yol ve en son kuyu olan yerlerde bulunmuştur. bu yerlere eşlik eden duygularını anlatmıştır. bu ağaoğlu’ nun o dönemdeki yaşantı ve duygularının bir temsili olabilir. ısırgan otlu bölgede kendisini çok savunmasız hissetmekte buna karşın erkek kardeşlerinin ısırgan otundan rahatsız olmadığını belirtmektedir. erkek kardeşlerinin giysileri pantolondur. freud’ a göre pantolon penisi temsil ediyor olabilir ve bu rahatsız edici durumdan koruyan bir şeydir. ısırgan otlarını geniş yapraklı olarak tasvir etmiştir, bu da vajina’ yı temsil ediyor olabilir çünkü sadece kendini rahatsız etmekte erkek kardeşlerini pantolonları korumaktadır. anlatımında kardeşlerinin pantolonlarını güzel bir şekilde anlatırken, kendi elbisesini kötüleyerek anlatmıştır bu da penis kıskançlığı ile açıklanabilir. taşlar arasından geçişi kardeşleri için çok kolay kendisi için çok zor olarak anlatmıştır, bilinçaltında erkek olmanın daha üstün olduğu düşüncesi olabilir. onlara yetişmek için çabalarken ayağı ısırgan otlarına giriyor ve onları gözden yitiriyor, burada ne kadar uğraşırsa uğraşsın cinsiyetinin onu engellediği ve erkek kardeşlerine yetişemeyeceği düşüncesi ifade ediliyor.

    abisinin ısırgan otlarını yüzüne vurması artık bununla yüzleştiğinin ve koşarak uzaklaşması, ısırganlı bölgeden çıkması vajinasını kabul edip onu engellediği düşüncesinden uzaklaşmasının ifadesi olabilir.

    tozlu yolda artık eşitler bu sefer kardeşi eski bir şort ve potin giymiş, bu onu hüzünlendiriyor. önceden özenerek anlattığı pantolon artık eski bir şort, buradan artık penis kıskançlığı yaşamadığı söylenebilir.

    daha sonra çimenlerde yuvarlanıyorlar, çimenler pubik kıllarını temsil etmektedir, cinsiyetinin farkına varması olarak yorumlanabilir, daha sonra güzel bir manzara görmüş ve çok mutlu olmuştur, manzara kadın genital organlarını temsil etmektedir. ve bunların farkına varıp kabullenmek onu mutlu etmiştir. kardeşlerine bu manzarayı göstermek istemiş fakat onları görememiş ve bulmak istediğinde içinde ısırgan otu korkusu belirmiştir. yani kardeşleri ortaya çıktığında tekrar vajinasından korkmaya, rahatsızlık duymaya başlamıştır. kendini çakıllı bir yolda bulmuştur, tekrar onu rahat sız eden bir duruma dönmüştür. babası rugan bir ayakkabı almış, ayakkabı kadın genital organını temsil etmektedir. bu ayakkabının çizilmemesi için rahat koşamamakta, kardeşlerini bulamayacağından korkmaktadır, burada cinsiyeti yine onu engellemekte aynı zamanda zarar görmesini istememektedir.

    daha sonra yolunun üstüne kuyu çıkmıştır. kuyu vajinayı temsil etmektedir. kardeşlerinin orda olacağından şüphelenmiş, onlara bakarken ayakkabısının tekini düşürmüştür. ayakkabısını düşürmesi doğum olarak yorumlanabilir. kardeşlerinin ve kendisinin eşit olduğu ve hepsinin sonuçta bir vajina yoluyla dünyaya geldiğini düşünerek ödünleme savunma mekanizmasını kullanmış olabilir.

    daha sonra daha büyük bir kuyu görmüştür ve kovanın içinde kendisi vardır, kova aşağı doğru inmekte ve inerken şarkı söyleyen değirmen ecesine gidiyoruz demektedir. burada ece ebeveyni temsil etmektedir ve doğum anına anne rahmine gitmektedir, giderken ayakkabılarının olmadığını fark etmiş ve rahatsızlık duymuştur, ayakkabılarını istemektedir.

    rüya geneline bakıldığında bazı dönemler kadın olmanın onun için zor olduğu, bazı dönemlerde cinsiyetini kabul edip penis kıskançlığı yaşamadığının ifadesini görüyoruz.
hesabın var mı? giriş yap