• bir ara bir yazar yazmıştı (emre kongar ya da hasan pulur olabilir);

    bir üniversite öğrencisine sormuşlar (büyük ihtimalle bir sınavda tarih bölümü öğrencisine, ama tam hatırlamıyorum)
    "gülhane hattı hümayunu"
    nedir diye,
    o da demiş ki;
    "hattı hümayun yoktur, sathı hümayun vardır".

    (bkz: hatti mudafa yoktur sathi mudafa vardir)

    yanlış anlamalar için not: bunu söyleyen öğrenci espri yapmamış. yazar, "işte böyle cahil gençler var" anlamında bir şeyler yazmıştı.
  • kişi ve mülk dokunulmazlığını sağlamak için somut adımlar atmış, bunu yaparken de dinsel ayırım yapmamış, ölçütleri herkese eşit olarak uygulamıştır. bunun nedeni, imparatorluk burjuvazisinin türk ve müslümanlardan ziyade diğer millet ve dinlerden müteşekkil olmasıdır.
    dünya tarihine insan hakları bakımından göz attığımızda, gülhane hatt-ı hümayunu manifestosunda olduğu gibi, aristokrasi ve yönetici sınıftan sonra gelen ilk sınıfı memnun etmeye (ya da seslerini kesmeye) yönelik gelişmeler olduklarını görürüz.
    osmanlı, mehmet ali (kavalalı) tarafından hezimetlere uğratılmış, imparatorluk batıdan yardım istemek zorunda kalmış bunun neticesinde orta doğu ve kuzey afrika batı tahakkümü altına girmiş, ayrıca imparatorluk ingiliz ve fransızlar'a gebe kaldığı için boğazlar antlaşması'nı imzalamak zorunda kalmıştır.
    bu sarsıcı süreçler, içeride memnuniyetsizlikleri katlanarak artmasına yol açmış, bab-ı ali yeni reformlara razı gelmiştir. böylelikle, 1839'da sultan abdülmecit önemli kişileri (istanbul'un önde gelenleri, yabancı diplomatlar vb.) sarayına. yani gülhane'ye davet etmiş ve manifestosu ile içeriğini duyurmuştur. tanzimat-ı hayriyye diye bilinen reformların, yani tanzimat döneminin başlangıcı olmuştur.
  • bugünkü gülhane parkı’nda okunmamıştır. topkapı sarayı’nın eski gülhane bahçesi’nde, ahırkapı feneri’nin arkasına düşen alanda okunmuştur. burada bir gülhane köşkü vardı, yıkıldı.
hesabın var mı? giriş yap