• yeni bir yabancı dizi.izlemedim ama şimdilik imdb'de 8.1 puan almış.

    http://www.imdb.com/title/tt1844923/
  • ingiliz bir ailenin her cuma gecesi birlikte yemek yemesini konu alan ingiliz dizisi. birbirleriyle sürekli didişen 2 erkek kardeş, işitme cihazı sürekli kulağında olmasına karşın açmayan çöp meraklısı bir baba ve komşuları jim tarafından sürekli taciz edilen bir annenin diyalogları altında geçiyor.
    yeni bir fikir değil, yine de eğlenceli.

    http://www.channel4.com/…rammes/friday-night-dinner
  • dizinin ana eksenini goodman ailesinin her hafta yediği şabat yemeği oluşturuyor (günbatımı ertesi güne geçiş için gerekli tek kriter olduğundan cuma akşamı aslında cumartesi'ne geçilmiş sayılıyor haliyle). her aile üyesinin ayrı ayrı aşırı tuhaflık ve takıntıları ve yapışkan komşu ucube jim'in sadece mimikleriyle dahi seyirciyi gülmekten geberttikleri harika yapım. kabak tadı veren amerikan sitcom'larından senelerdir bıkmış olanlar için mucizevi bir çözüm*. ikinci sezon çekimlerine mart 2012'de başlanmış olup, önümüzdeki sonbaharda başlayacak yeni sezonda yayınlanacağı duyuruldu öte yandan. tamsin greig'in çok müthiş olduğunu da belirtmeliyim.
  • 22 temmuz cuma günü yeni bölümleriyle yayınlanmaya devam edecekmiş.
  • hakkında nasıl bu kadar az entry olabilir şaşırdığım dizi. vhoaa? mardiiin. izleyin lan şunu.
  • binge watching olayının bokunu çıkarıp bir günde 25 bölümünü izlediğim dizi. "goodman" ailesinin bir haftasını, bir güne sıkıştırmış oldum böylelikle. ikinci gün, oturup bir 25 bölüm daha izlemeye vardım halbuki. zira, gülmenin bi sınırı olmalı diye düşünürdüm, meğer yokmuş. gereksiz derecede fazla güldüm, öyle güldüm ki çenemin ağrımasından ve gözlerimden yaşlar geldiği için ekrana bakamamaktan rahatsız olmaya başladım. günlere böle böle izlemek vardı kafamda; fakat maalesef gözlerimi açtığım vakit 4 sezonu bitirmiş olduğumu fark ettim, çok üzgünüm.

    dizinin imdb sayfasında, 5. sezonu da gelecekmiş gibi görünüyor. "sheffield indie band"lerinden fırlamış saç modeliyle kalbimi yakan tom rosenthal'ı birkaç sezon daha izleyebilirim.

    dizinin konusu, yahudi bir ailenin her cuma akşamı toplanıp yemek yemelerinden ibaret. "birlikte yemek yeme isteği" desem daha doğru olur, çünkü her bir bölümde yedikleri yemek bölünüyor ve ortalık "salaklar sofrası"na dönüyor. çoğunlukla tek mekanda geçen bir ingiliz sitcom'u olup 4 sezon 25 bölümden oluşuyor. bilhassa, abi-kardeş arasındaki eşek şakaları muazzam. gün içinde abimle dövüşen, kazık kadar olmasına rağmen birbirimize eşek şakası yapan insanlarız. bu diziden birkaç numara kaptım bile. abi kardeş ilişkisi sayko kıvamındaki insanların iki katı özdeşleşebileceği bi dizi olmuş. kardeşi olmayanlar için üzgünüm. mark heap'in "jim" karakteri, bir ingiliz dizisinde görebileceğiz en tuhaf yan karakterlerden biri. awkward silence'lar, cringe'ler, başkası adına utanmalar, rahatsız olmalar bir dizide ne kadar fazlaysa, o dizi o kadar başarılı demektir gözümde. bu dizi başlı başına, utanma üzerine kurulu.

    --- spoiler ---

    horrible grandma, mr morris, jim, valerie, mr. greencock (greenballs) vb tüm yan karakterler müthiş. martin'in "pocket hitler" dediği mr morris'e gülmekten geberdim. hele hele punk rock hakkındaki yorumları müthişti.

    -the government? pineapples and the government? well, i'll tell you what it's all about. punk rock.
    + punk rock?
    - yes, it's everywhere. you turn on the radio, punk rock.
    + right.
    - you walk down the street, everywhere punk rockers.
    + everywhere.
    - aren't i right, nelly?
    + oh, yes, lou. he doesn't like punk rockers.
    - i don't. (puh puh puh *tükürüyor*)
    kalan kısmı şurada.

    jim dışında sevdiğim diğer karakter, martin goodman. işitme cihazı kullandığından hiçbir şeyi doğru düzgün anlayamıyor. ketçap sever, isaac newton hastası, oturup liveleak videolarını konuşmak isteyeceğim, dünya sikine minare götüne türden bi adam.

    jackie'nin her bölüm yaptığı tatlı "kırıntı turta" olarak geçiyormuş. izlerken canım çekti.

    --- spoiler ---
  • yeni keşfettiğim kopartan dizi.

    ama yahudi ailesinin sürekli ünlem olarak jesus demesi garibime gidiyor. ahaha derdimi...
  • ikinci sezonundan itibaren hastası olduğum dizi. ilk sezon sanırım alışma süreciydi, karakterlerin ve esprilerin tam oturması açısından. ikinci sezondan itibaren nasıl aktığını anlamıyorsunuz, oyuncular inanılmaz tatlı ve rahatsız edici derecede komik. black books hayranı olduğum için fran’i burada görüp direk izlemeye başladım, iyiki de öyle yapmışım. dondurma eşliğinde friday nigth dinner izlemek bu ara favori uğraşlarımdan biri.
  • ıngiliz mizahinin ne kadar kaliteli olduğunu gosteren bir yapıt, anira anira güldürür
  • black books sonrasi benzer dizilere bakarken farkedip sardigim dizi.

    malum her ingiliz sitcom u kafadan guzel olmuyor. o yuzden once birkac bolum yoklamak gerekiyor. peep show , fawlty towers gibi cok begenilen ama pek de bir ske benzemeyen diziler de var malum. hatta it crowd icin de cok pozitif duygular besleyemedim keza.

    misal coupling, blackadder ve spaced gibi eskiden izleyip sevdiklerim olsa da black books u epey sonra ogrenince, dedim onyargimi biraz kirip baska dizilere de bakiyim biraz. sonrasinda friday night dinner baya sardi. nefis dizi.

    essoglessekler su garip sarkiyi da kafama kazidilar. :)
hesabın var mı? giriş yap