• cogunlukla vejetaryen yemekleri yiyen ama ara sira da olsa et ve baliga da hayir demeyen adem evladidir. hani heteroflexible'daki durum gibi algilayabiliriz bunu da. turkcesini de bulmak lazim, ama yok. o zaman bari biz koyalim dedik; esnekçil. suser zeytin diyor ki, bo$ kumedir bu, cunku bir ki$i ya vejetaryendir ya da degildir. yani 6 ayda bir etli yemek yiyen adam vejetaryen degildir diyor hakli olarak.
  • yahu bir insan biseksüel olabilir, social drinker olabilir, social smoker olabilir, hatta social drug abuser da olabilir, ama social carnivore olunmaz, ayıptır, hayvan ölüyor orada şakası yok bu işin en azından hayvan için, bıçak indi inecek enseye...
    bulduğunu yiyene denecek lafı arayanlar için gelsin (bkz: omnivor)
  • "dünyada yaşayan herkes et tüketimini yarıya indirse, bu tüm dunya nüfusunun yarısının vejetaryen olmasına denk düşer." fleksitaryenleri destekleyelim; o ayda bir yenen kebap da menüden çikar elbet.
  • diğer adlarıyla semi-vejetaryenler. bu bireyler tamamen vejetaryen (bazıları süt/süt ürünleri ve/veya yumurta hariç bazıları bu gıdalar dahil hayvansal kaynaklı besin tüketmeyen bireyler) değildirler ancak sağlık, etik ya da başka bir takım nedenlerden ötürü zaman zaman omnivor beslenirler. bu noktada fleksitaryenler tercih ettikleri hayvansal gıda gruplarına göre alt gruplara ayrılırlar.
    pollotaryenler/pollo vejetaryenler (pollotarians): sadece kümes hayvanları tüketirler.
    pesketaryenler (pescetarians): sadece balık ve deniz ürünleri tüketirler. sanıyorum bu tip bir beslenme aynı zamanda makrobiyotik diyet olarak da adlandırılır. çünkü makrobiyotik diyet de bitkisel ağırlıklı ancak zaman zaman balık ve/veya deniz ürünleri içeren diyet olarak tanımlanmaktadır.
    pollo-pesketaryenler (pollo-pescetarians): hem balık ve deniz ürünleri hem kümes hayvanlarını diyetlerinde bulundururlar.
    bilişsel vejetaryenler: bu grup nadiren memeli hayvan da tüketmektedir.
    ilk 3 grup internette mevcut ancak bilissel vejetaryenler ismini ben sadece tezimi hazırlarken sadece bir kaynakta görmüştüm. bunun nedeni bir çoğunun zaten öyle bir iddiası olmasa da herkes tarafından vejetaryen olarak kabul edilmemeleri. fakat fleksitaryenlerin bazıları dahi kendilerini vejetaryen olarak nitelendirmedikleri ve etik nedenlerle bu beslenme şeklini seçenler için hayvanlar arasında çok bir fark olmaması gerektiğini düşündüğüm için bence diğerleri gibi alt grupların arasına katılmasında fayda var.
    tabi unutulmamalıdır ki fleksitaryenizmin hatta vejetaryenizmin bu denli alt kolu olmasında bireylerin bu beslenme düzenini tercih etme nedenleri (hayvan hakları/sağlık/çevresel/dini inanış) veya bu beslenme düzenine muhtaç kalma durumları (sosyo-ekonomik nedenler yüzünden hayvansal kaynaklı gıdaya ulaşamama) etkilidir.
  • egeli insanlar bu sınıfa gayet girerler bence. haftada bir et yiyen biri olarak kesinlikle beni tanimliyor. insanoğlu bence kesinlikle etçil çevremde 3 vegan 4 vejetaryen bu ekibin 2 si yakın arkadaşım vegan onlarla beslenme sorun yaşamıyorum beraber severek yediğimiz şey çok benim için kahvaltı sorun oluyor bazen onlarda kalınca ama hani ölmüyorum.idare ediyorum.

    tercihleri çevresel- sağlıksal ve duygusal olanlara saygı gösteriyorum. ben olur muyum asla... kısıtlanmaktan hoşlanmıyorum, doğanın döngüsünün bu olduğunu biliyor ve inanıyorum izlediğim belgeseller vs fikrimi asla değiştirmiyor.

    karbon izini et dışında birşeylerle de azaltabilirsiniz.
  • pek bir şey planlamadan aklıma eseni yaptığım için farkında olmadan bu gruba dahil olduğumu öğrendim.

    hayvanlara yapılan eziyetin etik boyutu konusunda türkiye'de yapılan apartman önü vahşi kesimli kurban bayramları sağ olsun, erken yaşlarda zaten bilinçliydim. hatta o sıralar (14-16 yaş arası) tamamen duygusal olarak giriştiğim pek sağlıksız ve bilinçsiz bir vejetaryenlik denemem de oldu. fakat olayın çevresel boyutunu daha yakın bir zamanda öğrendim (bkz: küresel ısınmada hayvancılık etkisi ve çevrecilik). bu gibi sebeplerden dolayı et tüketimimi epey azalttım ama kendimi kısıtlama konusunda çok iyi olmadığım için arada et tükettiğim de oluyor. kişisel bakım ürünlerinde de tamamen cruelty free ürünlere geçmem çok daha kolay oldu.

    tanım: haftada 5+ gün et tüketiminden uzak duranlar için flexitarian terimi kullanılabiliyormuş.

    amaç buysa zaten, kıyısından köşesinden de katkıda bulunan insanlar, sırf katı bir şekilde uymuyorlar diye bence çok da yadırganmamalı.
    (bkz: #69865122)
  • halkımızın ister istemez içinde bulunduğu beslenme biçimi, yalnız fleksitaryenlikten değil yoksulluktan.
  • suppppper kaypakca bir kelime. tanim icabi her yola gelir, gunde bir kez et yeseniz de, ayda bir kere yeseniz de teknik olarak tanimin hala icindesinizdir.
    aslinda vejateryen beslenme agirlikli olmasi ama "ara sira" bunun disina cikilmasindan pismanlik duyulmamasi gibi de yorumlanabilir.

    kelime olarak, bana biraz da "metroseksuel" gibi, trend olsun diye ortaya atilan, sonra da gunluk kullanima oturamayacak bir kelime gibi geliyor.
  • tim spector, kepçeyle bilgi çorbası kitabında,”küresel ısınmayı azaltmak için yarı zamanlı vegan ya da haftanın üç günü et yemeyen yarı vejetaryen yani flexitarian olmayı düşünün” diyor. hahahaha!!
hesabın var mı? giriş yap