• ismet inönü'nün türkiye'yi 2.dünya savaşına sokmamasının ardından, "savaşa girmeyerek milletimizin erkekliğini öldürdü" demiş demokrat parti başbakan yardımcısı.
  • turkiye cumhuriyeti hukumetleri’nde uc kez kabine uyesi olarak bulunmus sahsiyettir. hukumet uyesi olarak gorev alislarina iliskin bilgiler asagidadir:

    s.n./kabine/gorevi/gorev baslangici/gorev bitisi/secim cevresi/partisi/gorev suresi/toplam gorev yapma suresi
    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    1. 19.hukumet/devlet bakani/11 temmuz 1950/09 mart 1951/manisa/dp/7 ay 28 gun/7 ay 28 gun
    2. 20.hukumet/devlet bakani/18 haziran 1951/02 aralik 1951/manisa/dp/5 ay 14 gun/1 yil 1 ay 12 gun
    3. 20.hukumet/icisleri bakani/02 aralik 1951/07 nisan 1952/manisa/dp/4 ay 5 gun/1 yil 5 ay 17 gun

    not: resmi degil bu verilen sureler, ben saydim ve yazdim. nasil saydim? bir yilda 12 ay var kuskusuz ve her ay (istisnasiz) 30 cekiyor.
  • bak şimdi, bu adam ve 18 arkadaşı demokrat partide celal bayar ve adnan menderes'in gittikçe otoriterleşen(hatta kemal karpat buna diktatoryal eğilimler der) tavırları karşısında duydukları rahatsızlık sonucu 1955 yılında partiden ayrılmışlardır.her ne kadar menderes partide çıkan isyanı kısa zamanda kontrol edip tekrar hakimiyeti sağlamışsa da daha sonradan tarihe bakıldığında bu olayın dp için felaketin ilk işaretlerinden birisi olduğu görülmektedir. istermisin aynısı dpnin siyasi mirasçısı olmakla övünen ve rtenin otoriteryen eğilimlerinden rahatsızlığını kapalı kapılar ardında dile getiren akpnin de başına gelsin.

    bak bi de şu var;
    http://www.taraf.com.tr/…ransu/bir-eski-dost/30314/
  • "reis beyefendi,

    rejim hala teminatsızdır. teminatsız olduğu için de diktatoryaldir. murakabe (denetim) yok, meşveret yoktur. partimizin programı bir yanda kalmış, tatbikat başka türlü nümayan (görünür) olmuştur, olmaktadır.

    milli davalara prensipler değil, bir tek adam ve onun meydana getirdiği zümre hakimdir. böyle olduğu için de yalnız iktidarı tutmak gaye olmuş ve her türlü fesadı, entrikayı gayenin hizmetinde kullanmak, siyasi ve milli hayatımızın tek vasıtası haline gelmiştir.

    hürriyet bayrağı ile iktidar gelen parti içinde dahi hürriyet yoktur.

    bu hal karşısında idealist partililer mebhut (şaşkın), millet münkesir (kırgın), üniversiteler mefluç, matbuat zebundur.

    bir tek halas (kurtuluş) ve ümid penahımız (melcemiz) olan meclis grubu ise bu münhezim (yıkılmış) ruh haletlerine ışık ve sıcaklık verip milli şevki temin etmek yolunu bulamamaktadır. bu suretle, maznunların ve masumların fırkası olan partimiz, şimdilik -zalim değilse bile- nobran ve hoyrat bir hüviyet arz etmektedir.

    bu partide muhabbet yerini korkuya, refah ise yerini başka hislere bırakmış ve neticede manevi rabıtalar zayıflamış, havaya husumet ve hırsın ağırlığı çökmüştür.

    halk artık liderleri sevmiyor, onlardan çekiniyor ve bu suretle türk milleti bir kez daha talihine küsmüş bulunuyor. buna hakkımız yoktur ve yoktu!

    halbuki ne güzel olabilirdi. işlerin üstüne ferah gönülle eğilmesini bilseydik, nefretin ve hırsın ağına düşmeseydik. türk alemi şevkle dolardı.

    bugün böyle bir şevkimiz yok...

    ...umranlar ve maddi medeniyetler gönüllerin imarı ile birlikte olmazsa, milletin üstüne bütün ağırlığı ile çökerler.

    ...o halde geliniz parti olarak, hükümet olarak bu milletin işlerinin üstüne daha geniş, daha ferah gönülle eğiliniz. cebir ve zoru, 'benim dediğim olacak' zihniyetini ve inadını bir yana atınız. kuruluş sebebi olan prensiplere dört elle sarılınız. hürriyetten korkmayınız, tek el idaresini bırakınız.

    sözlerime yanlış mana vermemenizi rica ederim. bunları kuruluş prensiplerine sadık ve ilk günlerin havası içinde düşünmeye alışmış bir insan olarak yazdım. kastım sizi kırmak değil, kanat ve müşahadelerimi izah etmeye çalışmaktır...

    son sözüm, büyük bir şairin şu niyazını tekrardır:

    'hür ve korkusuz bir dünyada, benim vatanımı da hür ve korkusuz olarak payidar kıl, allahım!

    hürmetlerimi arzederim.''

    16 ekim 1955 tarihli gazetelerde yayınlanmış.

    hakkında ertuğrul günay da bir yazı yazmıştır.
  • sıkı chp'li yakup kadri karaosmanoğlu'nun akrabası olmasına rağmen siyasi kariyerine sıkı bir demokrat partili olarak başlayan kişi. hayat ne ilginçtir ki, fevzi lütfü sonradan dp'ye muhalif olup hürriyet partisi'ni kuracak ve daha sonrasında hürriyet partisi chp ile birleşeceğinden * kendisi de chp saflarında siyasete devam edecektir.

    öte yandan yakup kadri benzer bir dönemde * 40 yıllık partisi chp'yi artık tanıyamadığını gerekçe göstererek chp'den istifa edecektir. yakup kadri'nin chp istifasına nedeni yeğeninin partiye katılımı değildir tabi. kendisinin politikada 45 yıl adlı eserinde de detaylıca anlattığı gibi ismet inönü'ye ve politikalarına duyduğu hoşnutsuzluktur.
  • bir eski siyasetçi.

    samet'in anlatımıyla;

    "daha birkaç yıl, işte demokrat parti'nin bir bakıma kurucuları arasında köprülü partinin dimağı ise, o hissi; menderes partinin aksiyonu ise, o ocakçısı; bayar partinin bayrağı ise o bayrak taşıyanı!"
  • ".... otorite, siyasi otorite, lider baskısı ve tahakkümü. yıllardan beri memleketin ufuklarını karartan bunlar değil mi?"

    bir hürriyet hikayesi, ertuğrul günay
hesabın var mı? giriş yap