*

  • edebiyatta kadına karşı tutumu ortaya koymak için başlamiştir. romanlarda genelde iki klişe kadın tipi vardır: ya evin ideal meleği ya da deli/canavar. daha sonra bu insanlar yeni bir kadın söylemi yaratmaya çalişmişlardir.(derridadan etkilenerek) çünkü erkeğin konumunu destekleyen en güçlü eleman dildir. ikili karştlıklardaki hiyerarşinin (etken/edilgen, erkek/kadin, uygarlık/doğa... ) ideoloji ürünü olduğunu ve ortadan kaldirilmasi gerektiğini savunurlar.
  • çook derin bi konudur. o kadar derindir ki okulda (bkz: tiyatro eleştirmenliği ve dramaturji)* 3 senedir içinden çıkamadık. evet, 3 yıldır feminist teori ve eleştiri okuyan insanlar güruhu olarak bir kısmımız eşcinsel olmaya, bir kısmımız ise maço bir koca bulup ayaklarını yıkamaya karar verdi.

    şaka bir yana, aslında çevremizde ve günlük karşılaşılan durumlarda ne kadar gizli de olsa erkek-egemen toplum söylemleri verildiğini gösterir. bunun yanında amacı "erkek suçludur ölsün hepsi" demek değil, sadece en azından kadının kendi kadınlığını tanıması ve bastırmadan yaşamasını göstermektir.
  • washington eyalet üniversitesi’nden michael delahoyde'nin özetiyle feminist eleştiri:

    "feminist edebiyat eleştirisi, sosyopolitik feminizm ile dirsek teması yaparak yükselir ve ataerkil dili ve edebiyatı bunların ne şekilde maskulen ideolojiyi yansıttığını açığa çıkararak eleştirir. feminist edebiyat eleştirisi, cinsiyet politikalarını çeşitli yapıtlar içinde inceler ve maskulenite ve eminitenin ustaca yapılandırılışını, göreceli konumlandırmalarını ve marjinalleştirilmelerini irdeler.
    ...
    feminist eleştiri, cinsiyetlerin basmakalıp sunumlarına karşıdır.
    aynı zamanda dünyada göreceli olarak değeri bilinmemiş ya da tanınmamış kadın yazarları araştırır ve onların edebiyat çevrelerinde hak ettikleri yere gelmelerini sağlar, kadınların yaratıcılığının doğru biçimde anlaşılması ve takdir edilmesini sağlayan bir ortam yaratılmasına yardım eder."

    not: hala yorgunum ve alıntılarla idare ediyorum..
  • feministler, kadının toplumdaki yerini sorgularken yanlarında mücadeleye katılacak, kadınların seslerini geniş kitlelere duyuracak, bir aydınlanma ve aydınlatma aracına ihtiyaç duymuşlardır. sanırım bu konuda edebiyat amaca en uygun araç olmuştur.

    feminist eleştiri 1960’larda amerika’ da, ingiltere’ de, fransa’ da toplumsal ve siyasal bir savaşım olarak yeniden canlanan genel feminist hareketin edebiyat alanına da kaydırılması sonucu çıktı ortaya. deniyordu ki, edebiyat yapıtlarına bakıldığında, yalnız gerçek yaşamda değil romanlarda şiirlerde, oyunlarda kadının aşağılandığı, horlandığı ve böylece ataerkil düzenin bu yoldan da desteklenip sürdürüldüğü görülür. onun için feminist eleştiri, edebiyat yapıtlarında kadına karşı bu tutumu ortaya koymak amacıyla başladı ama kısa zamanda başka sorunlara da yöneldi.

    feminist eleştiri erkek yazarların eserlerinde kadına karşı takınılan tavrı, içindeki ataerkil yapının kendisini alttan alttan hissettirdiği yapıları meydana koymakla işe başlamış, kadın söylemi sorununu gündeme getirmiş daha sonra kadın yazarlara yönelmiş ve onların eserlerindeki özellikleri saptamıştır.
  • feminist eleştiri, 20. yüzyılın edebi-eleştirel kültürel hareketidir. feminist eleştiri, kültürel-sosyolojik, post-yapısalcı, neo-freudcu, vb. gibi çeşitli eleştirel yaklaşımların ve eğilimlerin kavşağında var olduğundan, yalnızca kendine özgü analitik araçlarına veya kendi yöntemine sahip olan herhangi bir ayrı özel okulu, grubu, veya kuruluşu temsil etmez. yazarları, kuramsalcıları birleştiren tek şey çoğu zaman radikal bir kadın kurtuluşu hareketine aittir. ve bu hareket ekseninde edebiyat analizleri yapılır, ona göre biçimler oluşturulur.
hesabın var mı? giriş yap