*

  • kulağının arkasında biz farklıyız diye çalan şarkıyı duymamaya çalışarak yaşamaya devam etmek. devam etmek, bu şarkının yaşamsal bir görüntüsü olana kadar..
  • başkalarıyla kişinin kendisi arasındaki indirgenemez mesafenin, görmezden gelindiği topluluklarda farklı olanın yüreğinde/zihninde meydana gelen, olduğu ile olması istenen arasındaki derin çelişkiden kaynaklanan yara.

    aynı zamanda ali tekintüre'nin sözlerini yazdığı bir müslüm gürses şarkısı.

    allah yazar, kullar çeker günahı
    bir eziyet bir isyanı getirir
    bağrımıza dostlar sıkar silahı
    bizi bu dost yaraları öldürür

    sevdi sanıp ölesiye severiz
    gün gelip terkeder, neden bilmeyiz
    yıllar geçer dağ olur hasretimiz
    bizi bu aşk yaraları öldürür

    yaşantımız sanki ateşten gömlek
    içimizden gelir bin defa ölmek
    hakkımız değil mi bizim de gülmek
    bizi bu fark yaraları öldürür
  • mine kosan tarafindan koyu bir arabesk yorumla seslendirilmistir, 80'lerin basinda. lime lime eder adami..
  • yıldırım türker bugünkü radikal 2'de yayımlanan yazısında şöyle diyor:
    "bu kıyamet provasından çıkıp bu cehennemden kurtulmanın yolu kendimize benzemeyenleri koruyup bizden sakınmak. bizden korkanları, bizim korktuklarımızı kucaklamak. kimseyi kendimize benzetmeye çalışmayarak. aksine karşımızdakinin farklılığından gurur duymayı, onun farklılığıyla beslenmeyi öğrenerek. farklı olanın farklılığını yaşayabilmesinin güvencesi olmalıyız."
    fark yaralarını güllerle bezemeliyiz yani...
  • geçen gün referanduım sonrası açık gazete'de müslüm'den çaldılar bu parçayı. sol cenah'ın iptal olduğunu ilan ettiler dünyaya :)
  • babamın bilinmeyen eserlerinden. ruhun şad olsun baba.

    https://www.youtube.com/watch?v=cualrxa-hki
  • müslüm babanın başyapıtlarından biri.
    loop’a al, sabaha kadar dinle.
  • arabeskin başyapıtıdır. bir kere dinlemek müptelası olmak için yeterlidir, içine alan, mod değiştiren şarkıdır.
  • kartal tibet'in 1981 tarihli "mutlu ol yeter" adlı filminde, sevdiceği (serpil çakmaklı) hayat kadını çıkan müslüm (gürses), arkadaşıyla (yılmaz köksal) dertleşirken başlar söylemeye:

    yaşantımız sanki ateşten gömlek
    içimizden gelir bin defa ölmek
    hakkımız değil mi bizim de gülmek
    bizi bu fark yaraları öldürür

    ali tekintüre'nin sözlerini yazdığı bu müthiş arabesk şarkı, 24 ocak kararları ve 12 eylül 1980 darbesiyle uygulamaya geçirilen neoliberal politikalarla artan yoksulluğun ve sınıfsal eşitsizliklerin, yoksullar tarafından "fark yaraları" olarak deneyimlenmesini anlatıyor. fark yarası nasıl deneyimlenir? kılık kıyafetle, oturulan evle, beslenmeyle, sevgiliyle, arkadaşlarla, eğitimle ve daha zibilyon tane şeyle. öyle ki gündelik hayatın hemen her anı "fark yaraları"na sahnedir.

    tabi, ali tekintüre'nin 80'lerde bahsettiği "fark yaraları" ile günümüz "fark yaraları" arasında belli başlı bir takım farklar olduğunu da görmek gerekiyor. 40 yıl önceki toplumsal yarıklar çoğunlukla zengin-yoksul, köylü-şehirli, dindar-laik gibi kalın farklar üzerinden oluşuyordu. şu an ise bunlar çok daha inceldi. şu son bir iki ay mitinglerde "toplumumuzun yapısı bozuluyor" diyerek fütursuzca küfür edilenlere bir bakmak yeterli: lgbt, istanbul sözleşmesi, mülteciler, suriyeliler, kürtler...yani önceki "fark yaraları"na toplumsal cinsiyet, etnisite, ırk, mekân gibi yeni unsurlar da eklendi günümüzde. dolayısıyla artık 80'lerin "fark yaralarının" çok daha özgül bağlamları mevcut.

    bu nedenle, müslüm babanın söylediği "hakkımız değil mi bizim de gülmek" dizesindeki o "isyankâr ama talepkâr" yoksul motivasyonu, akp islamcılığının bağış, yardım ve vakıflar üzerinden yoksullarla kurduğu ilişki nedeniyle "kanaatkâr ama talepkâr" bir niteliğe bürünmüş durumda. merhum ali tekintüre aynı şarkıyı bugün yazsa muhtemel sözleri şöyle olurdu:

    eğer hak yazdıysa hakkımızdır bizim de gülmek
    bizi bu fark yaraları devletimiz varoldukça öldürmez ama süründürür
  • yine ne üfürse debeye giren bir yazardan ağır saçmalamalar okuduk. arkadaş, adamın sevdiği kadın fahişe çıkmış, patlatmış bu parçayı. ne sınıf farkı ne ekonomisi! nasıl da edebiyat parçalamış ya, uydur uydur ipe diz. neyseki sadece 18 fav var, debeye eklediğinde çok daha azdır. moderasyon gittikçe çekilmez oluyorsunuz evladım ya.

    şimdi dönün şarkının tüm sözlerine tekrar bakın bakalım. fark denen ahlak farkı, sevgilinin öküzlüğünden ya da şerefsizliğinden kaynaklı cefası, ezası. konu, çok sevip hayal kırıklığına uğradığımız haysiyetsizlerle aramızdaki fark.
hesabın var mı? giriş yap