• aynı türün iki safkan ve uzak akrabasından, iki akrabanın da iyi özelliklerinin (hastalıklara dayanıklılık, daha gösterişli ürün, güçlü gövde yapısı gibi) bir sonraki nesile aktarılması amacı güderek geliştirilen* birinci nesil melez (hybrid) tohumlar. f1 ismi bu birinci nesilden geliyor (first filial). (bkz: gregor mendel)

    at + eşek > katır misali, birinci nesilde gayet işe yarar ürünler çıkıyor ortaya. o kadar ki, yerli köy domatesi tohumuyla örneğin dekarda 500-600 kg ürün alabilirken, şahane görünüşlü ama tatsız tuzsuz f1'lerde verim 5,5 - 6 tona kadar çıkabiliyor. stormtrooper ordusu gibi aynı parlak tipler, esas duruş, şekil o biçim. lakin iş f2'ye, yani bu tohumların ürünlerinden tohum almaya gelince işler boka sarıyor. katır + katır > no katır gibi. seneye tekrar tohum satın almak zorundasınız.

    bu tohumlar yıllardır türkiye'de. genetiği değiştirilmiş organizmalardan (gdo) farklı sınıflandırılıyorlar, bu yüzden rahatça ithal edilebiliyor ve hatta bazı enstitülerimizde üretiliyorlar. farkları, bu bireylerin doğal yollardan eşeylendirilebilir olmaları, domatesi al bakteri dna'sı ekle hastalıklara dirençli olsun gibi değil. buraya kadar pek güzel. ancak ithal edilen çoğu f1 tohum üretici firmanın gdo patentlerini ellerinde bulunduran şirketlerle anlaşmaları bulunması veya direkt bu şirketlerin bünyesinde olmaları, teoride aynı gen havuzundan faydalanıyor olmaları aralarında ne kadar fark olduğu konusunu da tartışmaya açık hale getiriyor.

    http://www.agaclar.net/…rum/biyoteknoloji/16399.htm
    http://www.saniterforum.com/showthread.php?t=659

    ayrıca bkz george lucas. adam taa o zaman çözmüş olayı, rebels vs clones işte al. domates salatalıktan bahsettiği kimin aklına gelirdi.
hesabın var mı? giriş yap