• oğuz tekin kitabı.
  • iletişim yayınlarının 2002 yılında piyasaya çıkardığı kitap.

    günümüz batı uygarlığını anlayabilmenin yolu, öncelikle eski yunan tarihini ve uygarlığını bilmekten geçer. fakat şu da bir gerçektir ki, eski yunan uygarlığının filizlenmeye başladığı yer batı anadolu, özellikle lonia’dır. kent-devlet-lerinin ortaya çıkışı, sikkenin icadı, ilk doğa filozoflarının yurdu ve biilmsel düşüncenin temeli lonia’dadır. bu kitapta, eski yunan tarihi kronolojik bir düzen içinde ana çizgileriyle ele alınıyor. ilk bölümde, ege dünyasının tarihöncesi dönemi, yani yunanlıların gelişinden önceki dönem kısaca anlatıldıktan sonra, ikinci binyılda bölgeye yunanca konuşan akhaların gelmesi ile başlayan yunan tarihine giriliyor. i.ö.5. ve 4. yüzyılın büyük savaşlarından sonra ele alınan hellenistik dönem, büyük iskender’in imparatorluğu ve onun ölümünden sonraki diadokhlar mücadelesini kapsıyor. prof. dr. oğuz tekin’in titiz bir çalışmasıyla kaleme aldığı eski yunan tarihi, tarih, arkeoloji, klasik filoloji ve sanat tarihi gibi eskiçağ bilimleri ile ilgili dallarda öğrenim gören öğrenciler kadar, konunun uzmanı olmayan meraklı okurlar için de temel bir başvuru kaynağıdır.

    kaynak : kitap kapağı
  • eski yunan tarihi elbette ki oğuz tekin'in kitabının adı ama aynı zamanda hem bu kitabın hem de daha nicelerinin içeriğini oluşturan koskoca bir mazinin hikayesidir..
    eski yunanlar anadolu, hellas, adalar, kıbrıs, girit, balkanların bir kısmı, italya ve hatta ispanya'yı dahi içine alacak kadar geniş coğrafyaya adlarını, kültürlerini, hakimiyetlerini götüren bir ulustur. dini inançları, kültleri, giyimleri, kuşamları, dilleri, yönetimleri, felsefeleri, bilimleri ile roma imparatorluğu ve günümüz avrupa medeniyetinin temellerinin atılmasına ön ayak olmuşlardır. özellikle inanç sistemleri ve mitolojileri o kadar gelişkindir ki roma imparatorluğu'nun inanç dünyasının belirlenmesine kaynak oluşturmuşlardır. avrupa mimarisinde ve sanatında bile izlerine rastlamak, mitolojik betimleri görmek mümkündür.

    eski çağ tarihinin başlangıcını ııı. binin başları olarak belirlemek doğru olacaktır. sümerler tarafından yazının icadı ile başlayan bu dönem tarihsel kaynakların gelmeye başlaması nedeniyle araştırma dünyası açısından önemlidir. eski yunan tarihinin başlangıcını ise m.ö. 2500-1850 erken helladik devir olarak verebiliriz. bunun öncesinde minos kültüründen bahsetmek yerinde olacaktır. çünkü göçlerle hellas'a geldikleri düşünülen akhalar'ı büyük ölçüde etkileyen girit ekolü, myken adı verilen bir kültürün doğuşuna ön ayak olacaktır. herkesin bildiği meşhur troia savaşı akhalar ve anadolu halkı olan troialılar arasında gerçekleşmiş ve homeros destanlarında anlatılmıştır (ilyada ve odysseia). savaşın ardından gelen ege /dor göçleri (m.ö. 1200'ler) ile tüm hellas ve anadolu'da yer yerinden oynamış, tarih birçok halkın peşi sıra hareketlenmesine tanıklık etmiştir. bu akış mısır'da durdurulmuştur. akhalar tam olarak son bulmamasına rağmen ciddi ölçüde tahrip olmuşlardır ve hellas farklı milletlerin birleştiği bir yer haline gelmiştir. öyle ki dor'lar, aiol'ler ve ıon'lar hem hellas'ta hem de batı anadolu'da yayılım göstermişlerdir. bunun neticesinde de dor, aiol ve ıon lehçeleri ortaya çıkmıştır.

    ardından attika'da polis'in doğuşu ve demokrasiye geçiş adımları kendini gösterecektir. kolonizasyon (750-550) ile öncelikle ekonomi, toprak paylaşımı ve soyluların yönetimdeki etkinliği dikkat çekmiş, buna bağlı olarak da anayasal alanda bazı düzenlemeler yapma ihtiyaçları doğmuştur. drakon ile başlayan bu süreç, solon ve peisistratos tiranlığı ile devam eder, kleisthenes reformları ile zirveye ulaşır.

    ardından hellenleri bekleyen en önemli sınav persler olacaktır. doğudan yükselen ve büyüyüp büyüyüp başa çıkılamaz bir güç haline gelen persler önce ıon isyanı ile durdurulmaya çalışılacak, fakat başarısız olununca başka savaşlara zemin hazırlayacaktır. özellikle atina'nın başarıları ve diğer hellen kentlerinin destekleri ile perslere büyük bir darbe vurulduğu görülmektedir. atina'nın denizlerdeki gücü ile mö. 449 salamis ile vurulan bu darbe başka sonuçlara da gebe kalmıştır. atina'nın yükselişi, ardından kurulan attika-delos deniz birliği, ardından 2. deniz birliğinin kuruluşu ve sparta ile girişilen hakimiyet mücadelesi peloponnessos savaşı ile neticelenecektir. savaş sparta'nın lehine olmasına rağmen salgın hastalıklar ve ekonomik sıkıntılar hellenlere ciddi zararlar vermiştir. mö. 338 ıı. philippos ve 336 alexandros yönetimleri hellenizm devri içersinde kabul edilir. dolayısıyla hellen tarihini; hellenik devir ve hellenistik devir olarak ele almalıyız. hellenistik devir doğu tarzını içeren, hatta doğuya hellen, hellen'e doğu aktarımları yaparak kültürel kaynaşmayı sağlayan oldukça önemli bir dönemdir.

    baş tanrı zeus etrafında toplanan panteon ise homeros ve hesiodos'un eserleri ile temelleri atılan din anlayışı içersindedir. kültürü de din ve polis şekillendirmiştir.
hesabın var mı? giriş yap