• norveç'in günümüz itibariyle dag solstad ile birlikte yurt içi ve dışında en popüler yazarlarından biri. basit bir dili ve özeleştirel bi yaklaşımı varmış, bilemiyorum, henüz romanlarını okumadım. ve fakat ben, "kurt3" adıyla çocuklar için edilen derleme hikayelerini aldıydım, bu seren direği gibi uzun bacaklı adama imzalattıydım (toplam boyum bir bacağı kadar). böyle olunca bu sevinçle (norveççe aslından tabii belirteyim) okumaya başladım ve tam bir komünist olduğunu bizzat tespit ettim. şeker ötesi ironik ve şairane ve vicdanlı bir imajinasyonun da sahibiymiş kendisi bunu da gördüm.

    son romanında ingiliz bir kadınla aşk yaşayan norveçli bir adamın öyküsünü sarkastik bir dille anlattığı da aldığımız duyumlar arasında.

    (bkz: naiv super)
    (bkz: muleum)
    (bkz: doppler)
    (bkz: tatt av kvinnen)

    erlend loe uktesini 3 yıl sonra doldurdunuz. ukteyi veren adına teşekkur ederiz!
  • doppler isimli romanı, kent yaşamı ve çağın insanlarını eleştirirken, ormana kaçan bir adamın umulmadık maceraları ve yaşama kafa tutan alaycı duruşu ile, oldukça derinlikli bir yaşam felsefesini son derece akıcı ve basit bir anlatımla dile getiriyor.
  • (bkz: doppler)
    (bkz: #73639238)
  • keşke (bkz: doppler) romanına değil de (bkz: naif süper)'e devam kitabı yazsaymış dediğim yazar. hoş, sade bir anlatımı var.
    mutsuz olan, kendi yerini bulamayan insanların sadece bu ülkede değil teee norveç'te bile olduğu gerçeği ile baş başa kalıyorsunuz yazdıklarını okurken ve şunu söylüyorsunuz "ulan norveç'tesin norveç'te!" ah şu varoluşsal sancılar...
  • doppler'i okudunuz ve beğendiyseniz devam kitabı olarak tanıtılan bildiğimiz dünyanın sonu isimli kitabını alıp okumayın çünkü o üçüncü kitap. yky aradaki kitabı yayımlamadı. bakın üçüncü kitabın takdimi de şöyle yapılmış:

    "eserleri yirmiden fazla dilde okunan norveçli yazar erlend loe’nun unutulmaz bir modern zaman figürüne dönüşen kahramanı doppler yuvaya dönüyor. “doppler” romanının devamı niteliğindeki “bildiğimiz dünyanın sonu” ormanın derinliklerinden sistemin derinliklerine uzanıyor: çemberin içinde duramayanların bütün oyunlardan kovulduğu bir dünyada özgür kalmak mümkün mü?"
  • istanbul'a gelen, ayağıma kadar gelen ama söyleşisine ve imzasına gidemediğim sağlam yazardır.

    naif.süper benim için çok manidar bir kitap oldu, kitabı okuduğumda karakterle aynı yaşta olup aynı şeyleri düşünmemden dolayı...

    daha çok yazsa da okusak.
  • (bkz: doppler)
  • başta sırf norveçli diye ilgi duydum kitaplarına ama pişman etmedi sahiden. yine de ilk okuduğum naif süper‘i ayrı tutacağım sanırım. hep söylendiği gibi çok yalın bir anlatımı var fakat kafası da bir tuhaf çalışıyor bu adamın. asıl hoşuma giden de bu sanırım. bu tuhaflığı sizi o karakterin hayatının içine alıyor ve kolayca bırakamıyorsunuz elinizden. ama bir handikapı da şu ki; böyle kendine has yönü güçlü yazarlar bulduğunuzda seri üretsin, seri çevrilsin, hep okuyalım istiyorsunuz. ama oluyor mu? olmuyor.
  • norveçli yazar. doppler serisinin kurgulayıcısı. andreas doppler ve sıra dışı hayatını anlattığı üç kitabından ikisi türkçe'de. (bkz: bildiğimiz dünyanın sonu) bir de naif süper isimli kitabı var. genelde rutin, şehir hayatından sıkılan iskandinavyalı bir kahramanın doğaya dönüşünü anlatıyor. liberal düzenden bir kaçış, para, refah ve kariyerin insanları nasıl tatmin edemeyebileceğini işliyor. türkiye'de yazdıklarının ciddi şekilde okunduğunu düşünüyorum. doppler kitabındaki anlatıyı captain fantastic filmine benzetmiştim biraz.
  • norveç edebiyatına girişte ilk sıralarda tercih edilmesi gerektiğini düşündüğüm yazar. hatta bu durum nordik edebiyatı için de geçerli olabilir. tercih ettiği eğlenceli dili akıcı ve sade bir biçimde kullanış standardı oldukça başarılı. bir röportajında kaçış edebiyatı yapmadığını, konuları toplumsal eleştiri kalıbında ele almamızı belirtmişti. halen genç ve aktif olması büyük şans.
hesabın var mı? giriş yap