• david lynch'in 1977 yapimi ayni zamanda hem asik olup hem de olesiye nefret edebileceginiz harika filmi..anlatmasi veya tarif etmesi oldukca zor, seyretmek lazim..
  • sabah 8 15 de, cocuklar sahane bi film seeredeciz bugun die derste serettirildigim, kaaveyle beraber super uyandiran film.
  • ing. "silici kafa"
    müzik setlerinin genellikle sadece b deck'inde bulunan parça. bu parça ilk kez kayıt yapılan kasetlerde birşey farkettirmese de tekrar tekrar kullanılan kasetlerde kalite kaybını azaltıyor. özellikle şarkı aralarında ses çok açıkken bir önceki kayıdın duyulması sorunsalını tamamen kaldırıyor.
  • sinema tarihinde düş'e en yakın şeylerden biri. anlatmaya ve çözümlemeye çalışmak hata olur, not bile almamalı. kubrick filmi hayattayken kankalarına tavsiye edermiş, filmdeki bebeği nasıl yaptığını öğrenmek için de para teklif etmiş, fakat lynch üstadı memnun etmemiş.
  • atmosferi,anlamlı sessizlikleri ve kimi grotesk tiplemeleriyle beni sarsan film.filmin başrol oyuncusu bundan 4-5 yıl önce börek satarken bir sokak kavgasını ayırmaya çalışmış ancak o esnada aldığı bıçak darbeleriyle hayatını kaybetmiştir.
  • "lost highway"i kafa karıştırıcı bulan,anlaşılmaz bulan eş dosta varlığından bahsetmemeyi uygun bulacağım bir film.baştan sona kadar mantık ihtiva eden bir tane aktivite bile yok.ayrıyetten diğer lynch filmlerine oranla,seyirciyi abandone etme isteğinin yanı sıra,seyircinin sabrının sınırını zorlama deneyleride gözümleniyor;özellikle ses bandı ve veledin(!) zırlaması çileden çıkarıyor izleyenini.istemeden,yanlışlıkla yapmıyor lynch bunları,izleyenine gül bahçesi vaadedipte bok çukuruna sokan bir adam değil kendisi.bilakis kafamızı uzatıp hayat denen bok çukurunu koklamamızı istiyor.

    insanın hayatında muhakkak birkaç kere yaşadığı berbat bir duygu vardır.yanınızda yatanın horlaması yüzünden uykunuzun kaçması ve bir de üstüne sivrisineklerle cebelleşmek,veya gecenin bir vakti soğuk havada vasıta olmadığı için eve dönememek filan gibi*.işte eraserhead aynen böyle bir hissiyatın,ruh halinin filme alınmış hali gibi;kabuslar,sinir bozucu sesler,keşke olmasaydı dedirten durumlar vesairelerle dolu bir film.

    ama sorun şu ki televizyon başında gecenin bir vakti neden insanı kanser edecek derecede sinir bozucu olmayı göze almış bir film seyredeyim?burjuva sinema kalıpları ayaklar altına alınıyor,seyirciye seyir zevki-özdeşleşme imkanı sunulmuyor,avangard,sıradışı bir eser meydana getiriliyorsa;ben bunu uzaktan uzağa takdir etsem olmaz mı?

    illaha izleyip sinir olmak durumunda mıyım?tamam eyvallah,görüntüler,kurgu süpper,imgelemler coşkun...ama sevemiyorum işte.en son bu çeşit bir hissiyatın yaşandığı film içün:
    (bkz: pi)
  • sooz'un odasında posteri olan film
  • içinde regl yapan pişmiş tavukların olduğu ve sanki silgi makinesine kafanızı koyduğunuzda silgi tozu çıkacakmış hissini veren film... (hayat bir silgidir, aklını silgiyle siliverirsin, hayatın tozunu üflemeden..)
  • filmden çıktığınızda kendinizi fena halde rahatsız hissediyorsunuz
  • seyredenlerin zamaninda "i saw it" diye pin taktiklari kult bir yapit. i saw it
hesabın var mı? giriş yap