• liberalliğindendir.

    alevileri darbeciilkle suçladığı meşhur yazısı şu:

    "geçen akşam, 's haber'deki rota programında, emekli yargıtay cumhuriyet savcısı ahmet gündel, yüksek yargıdaki krizle ilgili çok önemli ipuçları verdi.
    konuyu 'içeriden' bilen gündel, yüksek yargının, hâkimler ve savcılar yüksek kurulu (hsyk) tarafından uzun yıllardır sistemli biçimde siyasallaştırıldığını söyledi.
    gündel, yavuz baydar'a bazı kararların mezhepsel kaygılarla da alındığını belirtti.
    gerçekten de yüksek yargı kadroları belli bir mezhepten hukukçuların hâkimiyetinde mi?
    nüfusun yüzde 15'ini oluşturan bir mezhep üyelerinin, yüksek yargıdaki koltukların diyelim ki yüzde 50'sine oturmaları normal mi?
    hele hele, bu mezhepten vatandaşlar, istisnalar haricinde, kitlesel olarak chp'yi destekliyorsa... darbe amaçlı cumhuriyet mitinglerinde aktif olarak yer aldılarsa... ergenekon'un hükümetin uydurması olduğu propagandasını yapıyorlarsa... zihinler karışmaz mı?
    not: "sol kesim niye ergenekon davasına uzak duruyor" diye soranlar, olayı bu açıdan da düşündü mü?"
    http://www.sabah.com.tr/…inin_dedigi_mezhep_hangisi

    sol'da şöyle değerlendirilmiş:
    sivil darbeci ve alevi düşmanı emre aköz’e

    "şişmek deyince, emre aköz’ün adını zikretmemek imkânsız görünüyor. sabah’taki köşesinde engin sosyolojik birikimiyle iktidara güzelleme yazıları yazmaya devam eden, elindeki viski kadehiyle başbakana nasihat verecek kadar iktidarın merkezinde yer alan, bütün zihinsel mesaisini türkiye’de yeni bir rejimin, cehaletin, pişkinliğin ve kendi gibilerin el üstünde tutulduğu sivil faşist bir rejimin kuruluşuna adayan aköz bir süredir alevilerle uğraşıyor. aleviler yeni rejimin kendilerine çizdiği yol haritasına direndikçe, bu hegemonyanın içerisinde yer almayı reddettikçe, akp’nin açılımlarına itibar etmedikçe, başta aköz olmak üzere diktatoryanın organik aydınlarının hedefi haline geliyor, bu bir zorunluluk olarak beliriyor.

    hâkimler savcılar yüksek kurulu’nda yaşanan kriz esnasında aköz, olanca nefreti ile hsyk’da çoğunluğu alevi hukuk adamlarının teşkil ettiğini ve bu nedenle ergenekon savcılarının görevden alınmak istendiğini yazdı. üstelik bununla da yetinmedi, çok viski içmenin de verdiği yaratıcılıktan olsa gerek, alevi nüfusu türkiye’deki toplam nüfusa oranlayarak, nüfusun yüzde 15’ini oluşturan bir mezhebin, herhangi bir kurumda bu oranla kıyaslanamayacak çoğunlukta temsil edilemeyeceğini iddia etti, yazısını ise cumhuriyet mitingleri’ne katılanların çoğunun alevi olduğunu belirterek bitirdi. türkiye’de mezheplerin ya da etnik grupların kamu kurumlarında toplam nüfus içerisindeki oranlarına göre temsil edilmediklerine ilişkin gerçeklik bir yana, bir an için böyle düşündüğümüzde, diyanet işleri başkanlığı’nda görevli personelin kaçta kaçının alevi olduğunun ya da bürokrasinin kilit noktalarında kaç alevi’nin yer aldığının sorulması gerekiyordu ki bunlar, aköz’ü aşan sorular olurdu. "

    enver aysever ise şunları yazmıştı:
    "alevi köylerine yardım etmek, ziyaret etmek suç sayılır bir asker için, sırf asker olduğu için bu kişiye yargısız infaz yapılmasına ses çıkarmazlar...
    köşelerinden tüm alevilere cuntacı derler , köylü, görgüsüz derler, utanmazlar..."
    --enver aysever

    konuyla ilgili diğer kaynaklar:

    http://www.alevilerbirligi.com/…wthread.php?t=12355
  • sadece alevi düşmanı olsa gene iyi,
    aynı zamanda balkan kökenlilere de düşmandır.

    özetle: sahibinin sesinden farklı ses çıkaran herkese düşmandır.
    bu açıdan bakıldığında sadık bir dosttur.

    her eve lazım, özellikle de bahçe varsa...
  • bu "liberal" yazarın yazdığı aşağıdaki şu cümleyi tekrar okumak lazım:

    "nüfusun yüzde 15'ini oluşturan bir mezhep üyelerinin, yüksek yargıdaki koltukların diyelim ki yüzde 50'sine oturmaları normal mi?"

    fişlemeden filan, vakit gazetesi tarzı başlık atmaktan bahsetmeyeceğim. türkiye nüfusunun %15'ini oluşturan "bir mezhep" üyelerinin yargıtay koltuklarının %50 sine oturmasını anormal buluyor. dikkatinizi çekerim kendisi aleviliği eleştirmiyor, alevilerin dinle ilgili herhangi bir kriteri olmayan bir yerde bulunmasını "anormal" buluyor. bu "elit" mezhebin inananına göre aleviler toplumun hiçbir yerinde toplu halde bulunmamalı galiba. yakında parkta yanyana yürüyen alevilerileri de parklardaki oranı bozdukları için gözaltına almalı, bunu yapan eşitlikçi polis memurlarına üstün hizmet madalyası verilmeli.

    peki unutun aleviyi filan koyun yerine sünniyi bakalım kulağa nasıl geliyor:

    "nüfusun yüzde 82'ini oluşturan sünni mezhep üyelerinin, anayasa mahkemesindeki koltukların diyelim ki yüzde 100'üne oturmaları normal mi?"

    saçma oldu di mi?

    (bkz: parkta yanyana dolaşan alevilerin parktaki altın oranı bozması)
    (bkz: islamın jakoben bir din olması)
  • kadrolu bir alevi düşmanı olduğu için çeşitli irin dökümü alevifobik yazılarını bulmak mümkündür. tabi bu yazıları ayıkken mi, yoksa yine ekseriyetle içip içip geldiği anlardan birinde mi yazmıştır tartışma konusu..

    http://www.sabah.com.tr/…_su_meseleyi_bir_konusalim

    kendisi bu yazısında; "isim vermedim ama alla alla aleviler neden üzerine alındı" demiş. karşıdakilerin zekasına hakaret ederken, aslında kendi zeka düzeyini açığa sermiştir. şöyle bir nufüs artış oranlarına, gerici ayaklanmalarda yüzyıllardır katledilen alevilere, mevcut iktidara, egemenlikteki ezici şakirt dağılımına bir bakıldığında, hayırdır bu paniği, bu korkusu nedendir diye merak etmemek elde değil. hani acaba o tüyler ürpertici paranoyasına anlam verebilmek için sorası geliyor insanın; kendi cenahı kaç defa katledildi, kurşuna dizildi, yakıldı, asıldı bu aleviler tarafından? ki bir de bu sorunun aynısını o dehşetle andığı insanlara sorsaydı, paranoid olası korkularından değil, geçmişin her alanına işlenmiş ölüm kalım mücadelelerinden söz ederlerdi. belki sonra bir daha düşünürdü kimin kimden böyle ürkmesi gerektiğini..
hesabın var mı? giriş yap