• mario vargas llosa ustanın ilk kez eylül 2013'te yayımlanan romanı. zaman kaybetmeden de can yayınları aracılığıyla ülkemizde de yayımlanıyor. çeviri havva mutlu'ya ait.
  • nobel ödüllü yazar mario vargas llosa'nın bir romanı. türkçeye "ketum kahraman" adıyla çevrildi. 330.sayfaya kadar birbirlerinden bağımsız ilerleyen iki sürükleyici öykü anlatıyor llosa. ilk öykü; ölüm döşeğindeyken ikiz oğullarının "geberse de zengin olsak" sözlerini işitince ölümü yeniveren, daha sonra bu iki hayırsız ve şerefsiz çocukla mücadeleye başlayan zengin mi zengin ismael ve onun dostu, şirketinin genel müdürü rigeberto ile ailesinin zor zamanları anlatılıyor. ismail hizmetçisiyle çocuklarına miras bırakmamak amacıyla hızla evlenir, çocuklar deliye döner, olaylar gelişir. ikinci öykü; başka bir şehirde sıradan yaşamına devam eden iki çocuklu, mutsuz, eşini sevmeyen, eşini bir kadınla aldatan, nakliyeci felicito'nun bir gün "ya haraç ödersin ya da hayatını sana zindan ederiz" şeklinde bir mektup almasıyla değişiveren hayatı anlatılır. felicito haraç ödemeyi kabul etmez, olaylar gelişir.

    iki öykü de fazlasıyla sürükleyici. llosa peru'nun sosyoekonomik durumunu, toplumsal normları, şehirlerin günlük yaşantılarını öykülerine başarıyla dahil eder. öte yandan enfes karakterler mevcuttur. her karakteri derinleştirerek, ana öyküye bağlayarak sürükleyiciliği artırır. iki öyküyü 330.sayfaya kadar birleştirmez. 330.sayfada iki öykü de birleştirilince heyecan daha da artar. ayrıca, okuduğum diğer kitaplardan farklı bir tarafı var: anlatımı. heyecanla devam eden öyküsünü sıklıkla geçmişteki bazı diyaloglarla böler llosa. mesela bir kadının kaçırılmasını polisin ağzından anlatırken en heyecanlı yerlerde monolog/diyalogu kesip başka bir karakterin ruh halini bir paragraf boyunca irdeler veya geçmişteki bir diyalogu aktarır, sonra o heyecanlı konuşmaları devam ettirir. buna bir sürü romanda denk gelmek mümkün ama llosa bu anlatım biçimini kitabın sonuna kadar koruyor. bu anlatım şekli şüphesiz sürükleyiciliği artırıyor. ama bazen de heyecanlı anı, açıklamaları, itirafları vs yarıda kestiği için sinir bozabiliyor. sonuçta enfes bir roman.

    kitabın arkasındaki yazıda llosa'nın buradaki karakterlerden bazılarını önceki romanlarında da kullandığı yazılmış. diğer kitaplarını da okumak gerek.
  • günümüz peru'sunda geçmesine rağmen zaman zaman büyücüler ve hayalet hikayelerini de içinde barındırması ile büyülü gerçeklik lezzeti hissettiren fazlasıyla sürükleyici llosa romanı.

    yeni bitirdim ve gerçekten çok sevdim.
  • okuduğum ilk llosa romanıydı. yazarın kendine has yazım tarzını çok beğendim. bunun yanı sıra günümüzdeki peru'da hayatın nasıl olduğunu da güzelce anlatmış.
    özellikle peru'ya has yiyecek ve içecekleri tanıma fırsatı yaratıyor. her ne kadar yazar sahneyi çok güzel anlatsa da karakterleri o kadar canlı hissedemedim ben romanda. belki de gerçekten çok fazla birbiri ile ilişkili kahramanı olmasındandır. öyle ki bir not kağıdına kimin kim olduğunu yazmam gerekti bir süre sonra.

    eğer diğer kitapları da böyle ise severek okunabilecek bir yazar olduğunu söyleyebilirim llosa'nın.
  • karakterlerinin coca cola değil, inca kola içtiği kitap.
  • mario vargas llosa romanı. mario vargas llosa'nın daha önce hiç kitabını okumadım. latin amerika edebiyatını oldum olası sevmişimdir. rus klasiklerinden aldığım tada yakın bir tad bıraktı bende bugüne kadar okuduğum latin amerika kökenli eserler.

    bu kitabı da tamamen tesadüf eseri yıllar önce almıştım. çağımızın kitapseverleri gibi benim de kitap okuma hızım ile kitap alma hızım arasında dağlar kadar fark var. makas büyük olduğu için de evde okunmamış kitap sayısı giderek artıyor. bir yandan da kobo ile okuyorum. neyse nereye bağlayacağımı da iyice karıştırdım. heh bu kitabı tesadüf eseri bir kitap fuarından almıştım. yıllardır da ha bugün ha yarın okurum derken 30-40 kitap geçti bu kitabı okumamıştım. 15 gün önce 2 gün üst üste bomboş günüm olunc başlayayım artık ayıp dedim. aldım okudum ve dün itibariyle de bitirdim.

    kitap can yayınlarından havva mutlu çevirisi ile çıkmış. 414 sayfalık bir kitap. bendeki 1. baskısı (ağustos 2014)

    kitap kurgu olarak benim en sevdiğim şablonlardan birinde. birbirinden bağımsız görünen birden fazla karakterin hikayeleri anlatılıyor. bambaşka hayatların bir anda kesişmesiyle devam ediyor. tabii ben birden fazla ve birbirinden bağımsız hikayeleri görünce kitabın başında beklentiye girmiştim. bunlar kesişecek dedim içimden ve okurken de nasıl olacağını kestirmeye çalıştım.

    hikayeler ise çok büyük süprizli hikayeler değil ama gavurların twist dediği şeyler çok tatlı kullanılmış bir kaç yerde. dolayısıyla çok uzun süre tempo sabit kalmıyor. bir anda bir twist ile hikayeye olan konsantrasyonunuz artıyor.

    üslup bence yazarın en sıradan yanı. bir saramago, bir carlos fuentes değil. ama ortalama üstü diyebilirim yine de.

    peki bu kitabı kimlere tavsiye ederim? daha çok alengirli olayları (o bunu aldatmış, öbürü de diğerinin eltisinin uzaktan akrabasıymış... tarzı hikayeleri) seven insanlar beğenir diye düşünüyorum. latin amerika edebiyatına hastayım ondan okuyacağım derseniz çok da istediğiniz gibi olmayabilir. fakat yine de harcadığınız zamana kesinlikle üzülmeyeceğinizi garanti ederim.

    hiç latin amerika edebiyatından kitap okumadım diyorsanız da julio cortazar - sek sek veya carlos fuentes - kartal koltuğu ile başlayın derim ben.
hesabın var mı? giriş yap