*

  • 1950 ve 1956 yillari arasinda yalniz bir kez yenilmis, wembley de ingiltereye alti atarak yuh artik dedirtmis futbol takimi..
  • türk milli takımından bir hazırlık maçında üç tane yiyerek türkiye'de macaristan deyince akla ilk bu hadisenin gelmesini sağlayan takım...
  • 1. gyula grosics
    2. jeno buzanszky
    3 .mihalay lantos
    4. jozsef bozsik
    5. gyula lorant
    6. jozsef zakarias
    7. laszlo budai
    8. sandor kocsis
    9. nandor hidegkuti
    10. ferenc puskas
    11. zoltan czibor
  • bazılarına göre dünyanın ilk total futbol oynayan ekibi. bir destanın üst başlığıdır adeta efsanevî macar millî takımı. mighty magyars da denir bunlara malum wembley'den kalma bir kuyruk acısı var. allah'ım bazen rastlarım ya o maçtaki puskas klasiğine. billy wright'ı rezil rüsva eden, şişko, malum sağ pabucunu hiç eskitmemiştir oyunculuk kariyerinde. ne diyebilirim ki gözlerim dolar, bir efsane, diğer bir efsaneyi taşak oğlanına çevirir, arvo'ya da gözlerini silmek düşer.
    ikinci dünya savaşı'nın yarattığı iki ülke vardır adeta futbolda. ferenc deak ile kanatlanan macarlar, nordahl biraderlerinden, grenoli trio'suna, kurt hamrin'e uzanan isveçliler. işin garibi her iki ülkeyi de olimpiyatlara borçluyuz. 1948 londra olimpiyatları'nın şampiyonu isveç ile, 1952 helsinki olimpiyatları'nın şampiyonu macaristan. lakin macarlar daha da sert esmişlerdir futbolda. aslında bir kurmacanın ürünü macaristan, en azından bu satırların yazarının düşüncesi bu. macaristan'ın 1948 ila 1956 yılları arasında yaşadığı süreç, özetidir bu kurgunun. ordunun kuvvetlenmesini müteakip bir gecede honved kurulur. bir de bakarız assolistler bu takımda, garnitürler mtk'da. hep birbirleri ile oynamaktan coşarlar zira bir takım olurlar. o isimlerle anamı sahaya çıkarsanız ilahe olurdu ya neyse. baskının, stalinist diktatörlerinin bir manada sözcüsü olmuştur bu takım. bazıları ise umudun adı olduklarını yazmıştır. önüne geleni pestile çevirip devam etmişlerdir yollarına. 1954 isviçre dünya kupası deseniz, bir mucizeye evsahipliği yapmıştır zira bu mucizenin ne olabileceği das wunder von bern adıyla belgesel olarak gösterilmiştir. polemikleri bırakıp, sepp herberger mucizesini bir daha alkışlayalım ancak devam edelim macarlara.
    hakoah wien efsanesi bela guttmann'a ne demeli ki. honved'in başı bir gün puskas ile papaz olur ardından açılır dünyaya. oynattığı futbol bir devrimdir kimilerine göre. 1958 isveç dünya kupası'nın şampiyonunun taktiği de bu adama aittir kimilerine göre. bela, bela olmuştur futbol dünyasına. benfica ile coşmuş ve coşturmuştur. bugün bile mezarında ağlar benficalılar, nedeni mi? nedeni, 31 mayıs 1961 benfica barcelona maçı ile 2 mayıs 1962 benfica real madrid maçında saklı. efsane ve macar kelimesi akıllara gelince düşer elbet bela'nın adı, ağzımda elbet macar salamı.
    geyiği bırakıp dönelim zira efsanevî macar millî takımına dahil olmayan bir efsane var. bir zeitgeist hikâyesinin de mimarı. sarı fare değildir birçoklarına göre barca'nın gelmiş geçmiş en önemli adamı, laszlo kubala'dır onların has adamı. kubala bir sessiz direnişin yüzü olmuştur adeta. franco'yu en çok üzenlerden biri olduğunu söyleyeyim ve efsanevî macar millî takımına devam edeyim.
    yıl 1956. macaristan karışır. iklim değişir bir anda. kaçan kaçar, kalan sağlar macarların olur. nandor hidegkuti dışında efsaneler çil yavrusu gibi dağılır. macarların dünya futbolunda kulüp takımları ile esmelerinin zamanı başlamıştır artık. gabriel hanot geç döşemiştir makalesini yoksa avrupa kupaları ellilerin başında başlasa ne olurdu hiç düşündünüz mü? grenoli trio, honved'e karşı oynayacak ve büyük bir ihtimalle bu maçlar üzerine türkçe bile kitaplar yazılmış olacaktı. yengeye sakal eklemeyelim ve devam edelim. düşünelim, bu takımın üyeleri ya da onların hocası sayesinde yıllarca şampiyon kulüpler kupası bir macardan diğerine gitmiştir. gurbette arkadaşlar azarken, ne yazık ki alttan gelmemiştir yeni kuşaklar. millî takım deseniz, alınan ikinci vatandaşlıklar sayesinde zayıflar ve gerisi malumunuz olur...
    bugün üç üyesi yaşıyordu bu takımın. solak şişko, buzanszky ve grosics. galiba kaleci kendisine yapılanlara inat, en son göçecek bu takımdan. ona ne mi yapıldıydı...
    (bkz: gyula grosics)
  • (bkz: gusztav sebes)
  • 1954 isviçre dünya kupasında grup maçlarında 8 attıkları almanlarla finalde bir kez daha karşılaşan ancak 2-0 öne geçtikleri maçı 3-2 kaybederek 16 yıl önceki abilerinin izinden giden (bkz: 1938 fransa dünya kupası) ve dünya şampiyonluğu'nun kapısından dönen milli takım. gelene 5 gidene 10 atıp karşılarındaki her takımı sikertmeyi kendilerine amaç edinen bu efsane milli takımın 32 maç ile elinde bulundurduğu uluslarası müsabakalardaki en uzun süre yenilmeme rekoru bu yıl içerisinde ispanya'nın eline geçmiştir ki 34 maçın sonunda abd ispanya'ya "bir dur" demiştir.
  • 1954 dünya kupasında toplam 27 gol atarak, dünya kupaları tarihinde bir kupada en çok gol atan takım olmuşlardır.
  • güzel bir derleme için : http://futbolunrengi.blogspot.com/…otal-futbol.html

    not : verilen bazı bilgiler yanlış. örneğin: 1954 dünya kupası finalinde puskas, macarların yalnızca ilk golünü atmıştır. ikinci golü czibor atmıştır.
  • 1954 isviçre dünya kupası finalini aradan çıkarırsak, 1950'den itibaren 1956'da türkiye'den aldıkları 3-1'lik yenilgiye kadar başka yenilgi görmemiş efsane takım.
hesabın var mı? giriş yap