ebed

• (bkz: ebedi)
• tahminimce boğaziçi üniversitesinde hazırlık okuyan yeni yazar, hoşgelmiş.
• gözyaşları içinde titreye titreye izlediği ezel dizisinin..
  o boktan finaliyle ilgili entry’m hoşuna gitmeyince gelip tırmalamaya çalışan..
  ayarını alınca da hepten kuduran ağlak ergen..
  
  ulan vaktinde baban seni ay yapım’a teslim edip "siz bunu artık kapınızın bi bekçisi bilin!" mi dedi ne dedi?..
  yazık, özenip kendine "ebed" nickini seçtin diye ramiz dayı‘nın sağ billuru mu sanıyosun kendini naapıyosun?..
  
  bende de kabahat var tabi..
  acıma ali‘ye gelir sıçar halıya..
  (bi şey diil şimdi de kerpeten’e laf çaktım sanıcak ham kestane..)
  
  ulan millet deliye biz akıllıya hasret..
• arapça asla/hiçbir zaman anlamı da taşır.
• (bkz: #47351300)
• (bkz: ebediyet)
  (bkz: ebediyyen)
  (bkz: ebeda)
• kelimedeki harfleri sondan başa doğru yazdığımızda debe oluyor.
• "ilim ile diri olan ebeden ölmez."
  
  hz. muhammed (s.a.v.)
• sonu olmayan zaman. tasavvufta "ezel" in (başlangıcı olmayan) karşıtı. bir valığın belli zaman ölçüsüyle ancak bir süre devam edebileceği kabul olduğuna göre, ileriye, sonsuza doğru süren zaman ebed denir. ebed için bir son düşünülemez. kelam ve felsefeye dair eserlerde, ekseriyetle ebediye ve ezliye soyut şekilde kullanılır. mutasavvıfların ve filozofların ezel deyimine karşı kelamcılar, kıdem, ebed'e karşılık da beka sözünü kullanırlar.