• işyerindeki için;

    (bkz: mobbing)
  • çocuk istismarı kapsamında da ele alınan bir konudur, çocuğa uygulanan fiziksel ya da cinsel istismar gibi kolaylıkla kanıtlanamaz belki ama etkileri bir ömür boyu sürebilir, ayrıca genellikle ihmalle beraber adı geçer konuyla ilgili yayınlarda.
  • insanı delirtebilecek şey. verilen linkteki sorulardan özellkle bir tanesini inceleyelim:

    when you complain do they say that “it was just a joke” and that you are too sensitive?

    yani sizi küçük düşüren insana bunu söylediğinizde "sadece bir şakaydı, sen fazla alıngansın" gibi bir cevap alıyor musunuz?

    böyle bir hayat yaşıyorsanız bir süre sonra gerçekle yalanı birbirinden ayırdedemez hale gelebilirsiniz, dikkatli olun. çünkü bu insanın sizi aşağıladığı, sizi küçük düşürdüğü gerçektir. şaka bile olsa siz aşağılanmış hissediyorsanız aşağılanıyorsunuz demektir. o kişi bunu söylediğinizde durmalıdır. oysaki vatandaş size aşağılanmadığınızı, yanlış anladığınızı söyler. bu insana güveniyorsanız, bir süre sonra her şeyi yanlış anladığınızı bile düşünmeye başlayabilirsiniz. kendinize güveninizi kaybedersiniz.

    bir insan şu veya bu şekilde sizi rahatsız ediyorsa onu hayatınızdan çıkarın. çünkü bu hayatta birinin size yapabileceği en kötü şey, doğruyu yanlışı ayırt edebilme gücünüzü elinizden almak olur. sürekli sis içinde yaşadığınızı düşünün bir... hiç kimse size bunu yapamaz, yapmamalı.
  • çocuğun duygusal ihtiyaçlarının devamlı olarak engellenmesi ve bu ihtiyaçların yok sayılması ile açıklanabilir. sözel olarak aşağılamada söz konusudur.
  • (bkz: gaslighting)

    duygu ve vicdan sömürüsü, sürekli kendisini acındırma, sahip olduklarınızdan ötürü kişiye kendisini suçlu hissettirmek şeklinde de vuku bulabilir. mevcut toplumsal koşullarda, ki ekonomik krizden iş hayatındaki stres ve mobbinge kadar pek çok etken kaynaklıdır bu toplumsal cinnet hali, kimsenin kişinin kendisini yeterince akıllı ve tehlikelere karşı uyanık sanmamasını tavsiye ederim.
    insan ilişkilerinde güven çok temel bir ihtiyaçken, sürekli tetikte olmanın getirdiği duygusal yük ve paranoyaklaşmamak adına şahsi önlemim imkanlarım elverdiğince çevremi daraltmak ve bariyerleri güçlendirmek oldu. herkesin kendince bu tarz önlemleri alması gerekiyor. çünkü bir kişinin akıl ve ruh sağlığı tehlike altına girdiğinde, kötü etkilenme hali kişinin kendisi ile sınırlı kalmayabiliyor.

    farkında olmadan da insanlara zarar veriyor, istismarda bulunuyor olabiliriz. bir başkasının rahatsızlık duyduğu tavırları ya düzeltme yoluna gidilmeli, ya da çözülmeyen anlaşılmazlık durumunda ilişki sürdürmekte ısrarcı davranılmamalı.

    kurbanlardan yeni failleri sürekli olarak üreten kültürün önüne geçmek için de bireysel çaba azınsanmayacak denli önemli.

    kişi için son derece yaralayıcı bir istismar türüdür. üstesinden gelmek ciddi zaman alabilir.
  • aaa annem
  • oyunu bozmak bizim elimizde: “ben sitemle çalışmıyorum, suçlulukla çalışmıyorum” diyebilmek kendimize yapacağımız iyiliklerden bir tanesidir.

    bir silahı silah yapan şey o silahın kendisi kadar doğrulttuğu kişiyi öldürme, sindirme, kaçırma, korkutma, zarar verme ve incitme potansiyelidir. bize karşı uygulanan suçlama, mağduriyet, sitem pusuları gibi silahların işler hale getiren hep biziz. bizim bu silahları karşımızdakine karşı kendimizin kullanmaması ayrı bir mesele olmakla birlikte bu silahları bize karşı kullanımlarında işler hale getirdikçe bir kez üzerimizde çalışan silahın tekrar tekrar kullanıldığını da unutmamak gerekir.

    bu silahı hiç tanımadığımız kişiler taşıyabileceği gibi bazı eşik değerleri aştığınız kişilerde taşır ve bize bize karşı kullanır. duygusal istismar silahının bize karşı kullanılması durumunda darp raporu alamayacağımız, şiddet uygulayan kişiden resmi olarak şikayetçi olamayacağımız gibi aldığınız yaraları da kimseye gösteremediğiniz için zamanla kendinizi yetersiz ve değersiz hissederiz. insan ilişkilerinde güven çok temel bir ihtiyaçken, tehditlerin bize zarar vermesine izin verdiğimiz, “ben değilim, sana yapıyorum”la yaşadığımız sürece kendimiz için atmadığımız adımlarla yürümeye çalıştığımızda sürekli tetikte olmanın getirdiği duygusal yükü taşıyor oluruz. kendimiz olamadığımız için de mutsuzluk ve öfke kaplar bedenimizi; birazı kendimize, birazı etrafımıza birazı da hayata..

    bize kendimiz olmayı, kendimiz gibi davranmayı suçluluk gibi hissettiren birileri illa ki olacak hayatımızda. biz ne zaman ki bu tür duygusal istismarlarla çalışmayı reddedip, bu silahı bize doğrultanlara dur diyebildiğimizde ve bu silahı taşıyanların yanında artık durmadığımızda kendimiz olma sorumluluğunu alarak özgür olabiliriz.
  • "mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme."

    (bkz: jane austen)
  • “bir insanı sessizlikle cezalandırmak, duygusal istismarın normalleştirilmiş bir biçimidir. olgunlaşmanın mühim bir parçası da sessizliği ceza olarak kullanmak yerine nasıl iletişim kurulacağını öğrenmektir.”

    dr. nicole lepera
hesabın var mı? giriş yap