• ikili sarmal olarak turkce'ye cevrilmistir. (bkz: tubitak yayinlari)
  • james watson tarafından yazılan ve tübitak sayesinde ülkemizde de yayınlanmış dna konulu kitap
    (bkz: tubitak)
  • altbaşlığından da anlaşılacağı gibi*, doğrudan dna üzerine olmaktan çok dna'nın araştırılması süreci üzerine bir kitap. elbette dna ile ilgili de pek çok ayrıntıyı barındırıyor, ancak akademik dünyadaki ilişkiler, keşfe giden yoldaki rastlantılar üzerine de hoş hikâyeler var.
  • james d watsonin dna nin yapisinin cozumlenisini anlattigi eglenceli kitap. adamin acik acik "linus pauling boyle bi yapinin olabilirligini onceden cakmis, notlarinda gordum - hadi asilin kureklere nobeli ondan once biz alalim" demesi kitabi ayri bir eglenceli kilar.
  • nobel'e giden yolun öyküsü olarak, bilim dünyası üzerine olduğu fikriyle okumak eksik bir okuma olabilir. çünkü dna'nın keşfi şaibeli ve günümüze kadar hakkında en çok dedikodu yapılan bilimsel konulardan biridir.

    watson'ın böyle bilimsel içeriği olmayan bir öykü kitabı yazma sebebinin kendisini temize çıkarmak olduğunu söyleyenden tutun da, watson'ın bu kitapta yazdıklarını ispat olarak göstererek crick ve watson'ın nobel'i hırsızlıkla aldıklarını iddia edenler bulunmaktadır.

    watson kitapta zaten ikili sarmalın yapısını kafasında önceden canlandırdığını ve maurice wilkins kendisine rosalind franklin'in çektiği x ışını fotoğrafını gösterdiğinde tüm sonuçtan emin olduğunu, o dönemde de zaten wilkins ve franklin'in dna konusunda bir sonuca ulaşamadıklarını düşünerek dna üzerinde çalışmayı bırakma kararı aldıklarını belirtmektedir.

    öte yandan güzel insan linus pauling'in de aynı x ışını fotoğrafı görse aynı sürede bu makaleyi yayınlayabileceğinin bilinmesi, franklin'den habersiz watson'ın bu fotoğrafları görmüş olduğu iddiası ve franklin'in çektiği fotoğrafların olmadan sarmal yapısının ispatlanmasının mümkün olmaması şüpheleri ayyuka çıkarmaktadır.

    hele ki maurice wilkins'in bile dna'nın keşfi konusunda ismi bolca zikredilirken, dna'nın x ışını fotoğraflarını çekmiş, sarmalı ispatlamış güzel insan rosalind franklin'in adını pek fazla duyamıyor olmamız, kitabın sonlarına doğru ise watson'ın franklin hakkında "genç yaşta öldü yetenekli kızcağız güzel resimler çekti, halbuki biz onu kötü bilirdik ama aslında çok iyi insanmış, biz anlamamışız" şeklinde kıvırması beni de iyice işkillendirmiştir.

    (bkz: rosalind franklin)
    (bkz: linus pauling)
  • insanlığın kilometretaşlarından birinin keşfini anlatması nedeniyle değerli bir kitap. fakat james watson'ın saldırgan dili, kendisi dışında herkesi, özellikle kadınları aşağılaması, rosalind frankline üstten bakışı ve onun x-ray çalışmaları olmasa dna'nın yapısını nah bulabileceklerini kabullenememesi, pauling'in hatalarını bulduklarında sırf nobel alabilmek için kimse adama hatalarını anlatmasın diye tembihlemeleri gibi bilimsel etik açısından kabullenilemez bir durumu çok doğalmış gibi anlatması kitabı çekilmez kılıyor. sanki insanlık tarihinin en büyük keşfinin hikayesi değil de gossip girl okuyormuş gibi hissettiği oluyor insanın. en sondaki yapımcının basmak için şart koştuğu iddiaları bulunan tabiri cazise watson'ın franklin'le ilgili günah çıkadığı epilog da watson'ın samimiyetine gölge düşürmüş. adam tüm kitap boyunca herkesi, özellikle franklin'i, öylesine aşağılamışken, en sonunda kafasına bir şey düşmüş gibi onların katkılarından bahsedecek durduk yere. de getin arkadaş. keşke şu hikayeyi watson değil de objektif olabilecek birisi yazsaydı.
  • muhtesem bir sithu aye sarkisi.
  • bir collagen kadar havalı olmayandır.
hesabın var mı? giriş yap