*

  • simgesel olarak ::)
  • ilkokulda şişko öğrencilerle beraber en çok acı çeken öğrenci grubu.hele şişko ve dörtgöz olanlara hep çok acımışımdır.gözü dört açmak hüner sayılırken,dörtgöz olmanın daşşakoğlan olmaya yol açması ise tamamen bir şanssızlıktır.
  • zaten bir kimlik arayışında olan gözlüklü çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen itham kalıbı.
    yakışıklı bile olsa hoşlandığı kızın yanında kendisini kıskanan bir g.toğlanının kullanmakta gecikmeyeceği bu sözcük, mevzu bahis kızın dörtgöze tebessümünü geçtim normal şekilde yüzüne bakmasıyla bile yaşamı kabusa çevirir. hele birde kızın acıyıp savunmaya geçmesi durumu vardır ki delikanlı adamı bile yıkar.

    alternatifleri:
    (bkz: vitrin)
    (bkz: camekan)
    (bkz: şişe dibi)
  • görmeye dayalı iki baş gözü ve sezmeye dayalı iki gönül gözünden oluşan görme, sezme organı.
  • ben birine böyle seslenince "sen nesin sanki hıyarağa" karşılığını alırım genelde.
  • erhan gökay aksoy (ega), sezgin kurt (sez), duygu özcüler (dyg) ve kamer ece çelik (kec) isimli 4 fotograf sanatçısının kurdugu tadına doyulmaz lezzetteki fotografların yer aldıgı site http://www.4goz.net/

    edit: http://dortgoznet.blogspot.com/
  • çocukken gözlüklü olanların sık duydukları alay.
    ailede gözlükçü olduğundan, benim de bin çeşit gözlüğüm olduğundan bana kimse dörtgöz filan demedi aslında. hatta ilkokulda çok zengin olduğumuzu, benim gözlerim bozulunca gözlükçü satın aldığımızı filan düşünüyorlardı. yine de benim bu lakabı mağduriyet bahanesi olsun diye kullandığım olmuştur.

    daha ilkokuldayız. babam eskilerin ısrarla sanaat okulu dedikleri (zanaat okulu?) bugünün endüstri meslek liselerine tekabül eden liselerin birinden mezun. bunların okulda da toplasan üç beş kız varmış, onlara da herkes sürekli laf atıyor filan. bi gün yine bu kızcağızlardan biri okul bahçesinde yürürken arkasından gelen 3 erkek laf atıyor ısrarla. kız bir susuyor, iki susuyor sonra yapıştrıyor bandotolyoyu çocuğun surata. bilmeyenler hareketi şuradan izleyebilir. bir taekwondo (tekvando) hareketi. bacağını kaldırıp dönerek adamın suratına ayağının içiyle küüt diye vuruyorsun. neyse bizim kız çocuğa böyle tekmeyi yapıştırırken babam da görüyor. kız bildiğin kahraman zaten de, babam da hayatının kararını veriyor: herkes tekvando bilmeli, çocuklarım olursa hemen öğrenmeli.

    işte ben de bu ulvî görevi yerine getirmekle mükellef çocuk olarak tekvandoya yazdırıldım neredeyse doğar doğmaz. çok da karizmatik hissediyorum, tekmeler, kuşaklar, yumruklar filan. 4. dan siyah kuşak bi hocamız var, o kadar çok mekik çektiriyor ki arada bir yere uzanıyoruz, karın kaslarını sıkıyoruz, hoca üstüne çıkıyor. adamın nasıl bi manyak olduğunu bile anlayamıyorum, o derece çocuğum düşün. babama her akşam bandotolyo'da ne kadar geliştiğimi gösteriyorum. gel gelelim başka yerde hiç deneyemiyoruz hareketleri. işte böyle bir zamanda, mahallenin herkese salça olan, hiç sevilmeyen, salak kızıyla karşılaştım. kız yine saçma sapan bişeyler söylüyor filan, benim kolumda bi poşet, iki ekmek almışım, bakkaldan dönüyorum. dur bi deneyeyim dedim, arkamı döndüğüm gibi küüüt diye indirdim kızın suratına bandotolyo'yu. nasıl gelişmişsem artık, tam denk geldi, kız yıkıldı yere. film gibi dayak yedi diye şaşkın o da, bi bakıştık mal gibi. dayak nedir, niye atılır filan hep kafada uçuşuyor. neyse kız deli gibi ağlamaya başlayınca, kaçtım tabii. hemen koştum eve gittim, hiç çaktırmıyorum, bekliyorum bakalım ne olacak diye. aradan 20 dk bile geçmedi, kapı çaldı. kız anasıyla beraber gelmiş, beni anneme şikayet ediyorlar. annemin gazabından nasıl kurtulurum onu düşünüyorum o birkaç saniyede. tam annem bana döndü, neden yaptın diyecek, ben de tınn! diye bişey yandı. vallahi orada olsanız sesi bile duyardınız, öyle bir tınn. bi anda acayip dramatik hareketlerle gözlüğü çıkardım, gözümdeki hazır yaşları bıraktım ve gözlüğü fırlattım.
    "bana dörtgöz dedi o da yaa" dedim.
    ta-taa! yahu nereden aklıma geldi hiç bilmiyorum. resmen iftira attım elin sümüklü kızına. annem hemen bişeyler dedi, kapattı kapıyı. geldi bana sarıldı, teselli etti filan, aferin bile dedi be!

    haha, özür dilerim mahallemizin deli kızı, hem tekme için hem azardan yırttığım için. bana dörtgöz diyen 3-5 hüdaverdi varsa da, onların dayaklarını sen yemiş oldun. pardon.
  • normalde olmam gereken fakat olmadığım, gözlük kullanmayarak örtpas ettiğim eylemdir.

    dörtgöz aslında kelime anlamıyla pekiştirirsek özünde her şeyi görebilen gözünden bir şey kaçmayan olarak algılanması gerekir. fakat bizim halkımızın ibneliği sağolsun dörtgöz kelimesini kalıplaştırarak gözlük takan insanlara bağlamışlardır.
  • türk dil kurumuna göre yazımı dört göz olan kelime.
hesabın var mı? giriş yap