• bir bok çukurunda debelendiği için her şeyin bokla ölçüldüğünü sanan bir salaktan çıkma olabilecek laf.

    hiç kusura kalma salak; tıp okumak da, doktorluk yapmak da olağanüstü bir zihinsel veyahut fiziksel kapasiteyi ge-rek-ti-rir. elbette bunu idrak edebilmek de asgari bir zihinsel kapasiteyi gerektirir.
  • 36 saat uyumadan calisip kalp kapagi degistirmenin olaganustu zihinsel ve fiziksel kapasite gerektirmedigini sanan uzaylilarin dusuncesi. muhtemelen kendisi nasa'da astronot olarak calisiyor.
  • cok buyuk bir oranda dogru olan acikli durum. ne yazik ki bu ulkede doktorlar kendillerinin ayakkabi tamircisinden hicbir farki olmayan bir meslek erbabi olduklarinin bilincine varamiyor.

    (bkz: doktor egosu)
  • her meslek grubunun kendi çapında kaprisi olduğu gibi doktorların da vardır. tabi ki atıyorum moda tasarımcısı ile doktorun, mühendisin sorumluluklarını, yaptığı hataların sonuçlarını kıyaslayamayız. bu sorumluluklar da mesleğin önemini yansıtır. kolay değil, bir insanın hayatı söz konusu. bugün 'doktorlar kendilerini bir bok sanıyor' diyen adam, yarın muhtaç olduğunda 'bokunu yiyeyim doktor bey nolur kurtarın anamı' diye salya sümük elini ayağını opebilir. aynı mühendisler gibi milimetrik hatalar insanların hayatlarına son verebilir. belli bir tolerans sağlanması lazım bu insanlara. ama baktın ki bunu kendilerini yüceltmek için kullanıyorlar, işte o zaman ayaklarını yere indirmek için 'kendilerini bir bok sanıyor' gibi argümanlarla geleceğimize onların da bu düzenin bir parçası olduğunu hatırlatmamız yeterli bence. şu düzenden hastanenin yapımındaki inşaat amelesini çıkar, o çark dönmez mesela. bunun farkında olmak her meslek grubunun şartı olması lazım. doktorluk dahil bir çok meslek dalı ile uğraşan insanlar bunu unutabiliyor ve sözünü ettiğimiz 'bok sanma' olayı gerçekleşebiliyor. ama sağlık ve insan hayatı söz konusu olunca, doktorluk ve mühendislik tarzı meslekler daha değerli oluyor. çok fantastik olacak ama mesela herkesin elinde sağlığını koruyabileceği bir şey olsa, yani doktorlara ihtiyaç kalmasa başka meslekler değerlenecek. bu durumda onları öpüp, koklayıp sarmalayalım ama ara sıra kulaklarını da çekmek yeterli.
  • bu argümanı duyan ve tam da bu argümanın muhatabı olan doktorların tek yapabildiği yine aşağılamak, küçük görmek, küfür etmek.

    işte bebeğim tam olarak ondan bahsediyoruz. şunu bileydin.
  • 20 gün içindeki onuncu 24 saatlik nöbetimden çıktıktan sonra tus için birşeyler okurken biraz kafa dağıtayım diye sözlüğü açtığımda denk geldiğim bok sanma durumu. tabi kim diyor bu şartlarda çalış diye ama ben tıp fakültesine girerken mecburi hizmet de yoktu. düşünün mesela, okurken birisi gelecek ve size diyecek ki sizi birtakım şehirlere göndercez, oralarda bir iki sene çalışmadan da diplomanızı vermeyecez. bırakır mıydınız o kadar emeği arkanızda, sanmam.

    neyse, bok sanma meselesi. günde ortalama baktığım hasta sayısı 200'e yakın, en az 1 hasta yakını olsun hepsinin, 500 falan kişiyle muhatap oluyorumdur günde. gözlemim şu, bu 500 kadar kişinin yaklaşık 100'ü kendini benim kendimi sandığımdan daha çok bok sanıyordur. düşünün bir kere, ben çalıştığım şehirde dımdızlak bir yabancıyım, oradaki herkes birilerinin birşeyi ve en ufak bir memnuniyetsizlikte o birilerini devreye sokup kuytuda bıçaklayabilirler, ya da iki kamyon adam toplayıp camı çerçeveyi indirebi,irler ki yapmadıkları şey değil. bir bok olmak nasıl bir şey bilmiyorum ama bir bok varsa o ben değilimdir şu koşullarda. hayati kararlar verme sorumluluk falan mevzularına zaten girmiyorum.

    yani birtakım arkadaşlarin yanlış anladığı sanmadır doktorların kendilerini bir bok sanması.
  • aynı dili konuşabilmek adına;
    "bırakın doktorlar kendilerini bir bok sansınlar" diye karşılık vereceğim görüş.
    hatta, "bırakın öğretmenler de kendilerini bir bok sansınlar" diye de devam edebilirim.

    bir ülkede öğretmenler ve doktorlar kendilerini bir bok sanmadığı, sanamadığı sürece, onların bir bok kadar bile değeri ve önemi olduğunu düşünmediğimiz sürece, o ülkede insan hayatı da bir bok değildir.

    bugün güzel ülkemde de, sırf bu sebeple bir insan hayatını kaybetmiştir, diğeri ise ağır yaralanmıştır.

    (bkz: hakan gülhan)
    (bkz: ersin arslan)

    edit: ikisinin de hayatını kaybettiğini yazarak büyük bir yanlışlık yaptım, uyaranlara teşekkürlerimi sunarım.
    umarım tez zamanda sağlığına kavuşur hakan gülhan.
  • çoğunlukla gerçektir. ayrıca çok agresifler...
  • vardır böyle bir şey... ulan türkiye'deyiz, tıp alanında bir boka katkın olmamasını geçtim adamı muayene bile etmeden sana ilaç nümessilinin pompaladığı ilacı reçete edip gönderiyorsun hastayı...

    kusura bakma ama bunu yapabilecek milyon tane insan var sokakta işsiz... bir de üzerine afralar tafralar; sanırsın ki hayat kurtarıyor.

    hayat kurtaran adamlar laboratuvarda bir şeylere çare üretiyor; bi diğeri o çareyi ambalajlayıp piyasaya sürüyor... sen ambalajın üstüne günde 3 kere tok yazdın diye artistlik yapma hakkını kendinde buluyorsun.

    defolun...

    cerrahlar hariç çoğu gereksizdir, hatta hepsi gereksizdir. eminim bu doktorlar olmasa bu kadar hasta da olmazdı! ulan adamı insan gibi muayene etmiyorsun ki, adam haftada bir geliyor işte mecburen.

    hayır sanki bu işi bedavaya yapar havalarındasın bir de, kardeşim hasta senin müşterin. başka hiçbir alanda yoktur ki müşteriye bu kadar artistlik yapılabilsin!

    bitin lütfen!
hesabın var mı? giriş yap