• salt trt'den ibaret dönemlerde siyah fon üstüne ye$il bir dizi film ibaresi yer alırdı..televizyonculuk tarihinin gördüğü en süper logolardandır. 6 saniye boyunca ekranda kalır idi ayriyetten.
  • (bkz: dizi manyagi)
  • yerli dizi meraklıları için bir web sitesi.
    http://www.dizifilm.com/
  • batidaki anlamiyla :
    mini series : bolumler halinde yayinlanan uzun film. dort bes bolumde biter.
    series : her bolumunde farkli konu islenen sonu onceden belli olmayan kisa filmler dizisi.

    bizdekiler ikisinin karisimi olup, sonu onceden belli olmayan ama bolumler halinde yayinlanan uzun filmler gibidir.
  • bir dizi film çekmek için gereken optimum ekibi ve görevlerini gruplara ayırarak yazmak gerekirse;

    reji grubu
    - yönetmen -> a'dan z'ye kanala gönderilecek bantta görülen her şeyin sorumlusu iyiyse vezir kötüyse rezil olur...
    - yardımcı yönetmen -> yönetmen kendi rahat koltuğunda otururken, kendini bir şeyler yapıyor sansın diye elinden gelen her şeyi yapması gereken kişi. bir diziyi normal şartlarda yrd. yönetmen çeker. ve yrd. yönetmen gerçekten iyiyse yönetmene sadece "kayıt" ve "kestik çok güzel oldu teşekkür ederiz" demek düşer. türkiye de böyle yrd. yönetmen bulmak zordur çünkü hemen yönetmen olmak isterler...

    - şef asistan -> setin bütün yükünü nerdeyse çeken kişidir. oyuncuların hazırlanmasından, ışığın kurulmasından, aksesuarların kontrolünden, saç ve makyajdan bir fiil o sorumludur bunlardan her hangi birinde yaşanacak sorunda kabak onun başına patlar.

    - 1.asistan -> eğer işini iyi bilen bir asistansa şef asistanın yükünü hafifletir ve kayıt dendikten sonra sahne için devamlılığı ve time code'u tutar.

    - suflör -> eğer dizi sesli çekilmiyorsa oyuncular ezber ile zorlanmasınlar diye alttan senaryo'yu okuyan kişidir. sesli çekimlerde yoktur böle biri. özellikle oyuncu milleti ile başları derttedir. yönetmen oyuncunun performansını beğenmedi mi oyuncu direk suçu suflöre atar. "ama ben sufleyi duymadım ki" ya da "yanlış sufle verdi" diye sallar

    görüntü grubu
    - görüntü yönetmeni -> yönetmen monitörden baktığında görmek istediği görüntüyü bu arkadaşa söyler o da realize eder. normalde sadece monitörden bakıp hey sen kamerayı oraya koy pişt sende şuraya bir camlı binlik patlat hadi bakiyim demesi gereken kişiyken türkiye de genelde kamerayı da kullanırlar...

    - kameraman -> eğer görüntü yönetmeni kamerayı kullanmıyorsa görüntü yönetmeninin verdiği direktiflere göre kamerayı kullanması gereken kişidir.

    - kamera asistanı -> kamerayı taşıyan, bakımını yapan kamerayı kameramanın sadece kayıt düğmesine basacak ve gözünü vizöre koyup işine başlayacak raddede sürekli tutmakla yükümlü kişi

    sanat grubu
    - sanat yönetmeni -> efendim çok güzel bir isme sahip olsada setteki en çileli işlerden biridir. temelde yönetmenin hayalindeki mekanları ve aksesuarları realize etmesi gereken kişidir. ancak türkiye de sanat yönetmeni bulmak hatta iyisini bulmak son derece zordur.

    - sanat asistanları -> 1 veya 2 kişi olabilir setteki aksesuar devamlılıkları ve sahne geçişlerinde ki mekan değişimlerini vs. tutmakta sanat yönetmenini asiste ederler.

    yapim grubu
    - yapım amiri -> bütün ekibin çekim yapabilmesi için gerekli olan ne varsa yapması gereken kişidir. genel olarak yapımcı şirketin elemanıdır ve her halükarda şirketin hakkını koruması gerekir. türkiye de bunu her türlü isteğe hayır diyerek gerçekleştirmek bir ritüel olmuştur. tüm lojistik ihtiyaçları karşılaması gereken gruptur aynı zamanda. set denen makinenin yürümesi için elinden geleni ardına koymaması gerekir

    - yapım asistanları -> yapım amiri'nin yükünü paylaşan ve onu asiste eden 2 veya 3 kişidir.

    kuaför&makyaj grubu
    - kuaför -> adı üstünde oyuncuların saçı yönetmen tarafından o sahnede nasıl olsun istetniyorsa onu gerçekleştirmesi gereken kişi. ancak aynı saçı 3 gün sonraki devamlılıklı sahnedede yapabilecek yetenekte olması gerekmektedir. genelde bir tane de asistanı olur

    - makyaj -> yine adı üstünde olduğu üzere oyuncuların makyajlarını yapar, rol gereği yapılması gereken özel bir şey varsa mesela yara bere gibi onu da yapabilmesi gerekir. psatik makyaj bilenleri son derece makbul insanlardır. genel olarak onlarından bir asistanları vardır.

    kostüm grubu
    - kostüm sorumlusu -> oyuncuları yönetmenin direktiflerine göre giydirmesi gereken kişidir. yoğun baskı altında kalması son derece muhtemeldir. bir yandan yönetmen kendi beğenilerine yönelik direktifler verirken bir yandan da oyuncu giydiği hiç bir şeyi beğenmez ve kostüm sorumlusuna baskı uygular. zor iştir. bir sponsor firmalar ile uğraşmak zorundadır. bir tane asistanı olması normaldir.

    set grubu
    - set amiri -> setin kurulması, setin devamlılığının sağlanması ve setin genel bakımının yapılması için sette bulunan teknik elemanlar olmaları gerekir genelde. ama ülkemizde set grubu genelde setin hamallığını çeker, 3-4 asistan + setin çay ihtiyacını karşılayacak bir kişi set grubuna aittir. arabaya vantuzu, sete şaryoyu türkiye de set amirleri kurar genelde

    diğer
    dizi için gerekli olabilecek bazen bir bölüm bazen on bölüm boyunca sete girip çıkan teknik elemalardır saymak gerekirse;

    - sesçi -> aslında ses teknisyeni olması gereken frekans nedir desibel nedir çekim esnasında duyduğu şey yayın bandında nasıl çıkar miksajdan nasıl geçer bilmesi gereken kişidir. türkiye de bu işi hakkıyla yapan çok kişi yoktur. o yüzden diziler genelde dublaj çekilir sinema filmlerinde ise yurt dışından çağırılır

    - boom operatörü -> ses alınırken mikrofonu boom denen uzun sopanın ucunda tutan ve nerde hangi açıyla tutması gerektiğini bilmesi gereken kişidir. genelde reji masasından yükselen kadra boom girdi sesinden sonra yüzü asılan kişidir aynı zamanda.

    - jimmy jib operatörü -> özellikle maçlardan bildiğimiz kale arkasındaki o ucunda kamera asılı olan aleti kullanan kişidir. vakti zamanında pek çok yapım firması dünya paralar vererek türkiye yi bir jimmy jib çöplüğüne çevirmişlerdir. adam gibi kullanan kişi sayısı ise pek de fazla değildir.

    bu saydıklarım tamamen dizi sektörüne yönelik olup kesinlikle bir sinema film ekibine karıştırılmaması lazımdır. bir sinema film ekibi bunun yaklaşık iki katı kadar insan barındırır bünyesinde...
  • bi haftalık konusunu ikiye bölüp diğer yarısını gelecek hafta gösteren, bu sayede hep bi sonraki hafta ne olacak diye merak uyandıran, ilgi çekmesinin de tek nedeni bu olan gereksiz vakit geçirgeci. bi kere seyrettin mi abi hakkaten sardı denilerek bağımlısı olunur. ben o diziyi seyretmem modundan, bi kere seyret bak hasta kalacaksın moduna geçilir. bu yüzden hiç izlememek en güzel çözüm.
  • bizim evlerde genellikle kadınların çokca karşısında vakit harcadığı.. yaşayamadığı aşkları bu dizilerde aradığı, bazı dizilerde kimin şeyinin kimin şeyinde olduğu tam anlaşılamayan, bazen de spekülatif ve kamuoyu oluşturma amaçlı çekilen...çekildikçe reyting, para, politika vb. bulamaçların da görülebildiği ironi...
  • biçim olarak üçe ayrılan televizyon anlatı türü.
    1- series: bunlar istediğin zaman bir bölümünü izleyebildiğiniz, her bölümünde bir olayın olduğu ve o bölümün sonunda da olayın bir yere bağlandığı, yani son diye bir şeyi beklemediğimiz diziler. türkiye'de yok.
    2- serial: türkiye'deki yaygın dizi film biçimi. bunlar bir sene, iki sene süren, bu süreç boyunca takip ettiğimiz, hikayenin bir yerde çözümlendiği ve muhakkak bir sonu olan diziler.
    3- sitcom: durum komedisi. bunların da sonu yok fakat "series" biçiminde olayların nereye bağlanacağını takip ediyorken, durum komedisinde iki-üç kişi yanyana geliyor, bir salaklık oluyor. ona gülüyoruz.
  • türkiye'de %99'u hatunlara hitap eden ıvır zıvır. adam gibi izleyecek bişi yok lan. bir de ek bölümlerle üç dört saat gidiyor ağır ağır oha yani. ama sonuçta kadınlar için yani. ayşe, fatma teyze bir taraftan mutfağında işini yaparken diğer taraftan da gelip kaldığı yerden devam edebiliyor ağır sahneler eşliğinde.
hesabın var mı? giriş yap