• (bkz: leather rebel)
    (bkz: the rebel)
    (bkz: rebel at heart)
  • orduyla kurtlerin yıldızının hic bi zaman barısmaması,hatta su anda kuzey ırakta kurulcak kurt devleti icin turkiye'nin politikası gibi konuları bile etkileyebilmis isyan.dersim mi tunceli mi olaylarıda burdan gelir.dersim diyenler kıllandırır devleti.
  • bu kötü hatıranın silinmesi için bölgenin dersim olan adı tunceli yapılmıştır.

    nihat genç'in deyimiyle devlet tunç yumruğunu indirdikten sonra ilin adını tunceli yapmıştır.

    aynı şey bozok -> yozgat isim değişikliğinde de görülür.

    bir de türkçe olmadığı için adı değiştirilen yerleşim birimleri vardır. (bkz: ama o başka bir hikaye)

    6 yıl sonra gelen ek: dersim->tunceli isim değişikliği ayaklanmalardan önce yapılmıştır. nihat genç de siyaset-tarih yazarı değil iyi bir edebiyatçıdır.
  • taraflar arası diyalog eksikligi,fransız zart,zurtunun kıskırtması,pis bölücüler demek isin kolayına kacmak,olayı saptırmaktır.ortada bu olaylar sırasında ölen 90.000 kisiden bahsedilmektedir.evet olay bir kalkısmadır,insanların bölgedeki konumları ve o zamanlardaki sartları geregi birden bire büyümüs ve hemen yayılmıstır.ama bunun karsıda,insanlar milliyetci duygularla hemen insanların üzerine kusmak yerine,olayı mantık dahilinde ele almalıdır.mantık der ki her ne olursa olsun devlet kendi eliyle cinayet islemez.olayın bas aktörü seyit ali rıza devlet emriyle asılmıstır fakat geri kalan 89.999 kisinin hesabı kimin üstünedir.bu kadar ölü karsında amacları ne olursa olsun,insan ilk önce vicdani hesabını yapmalı ondan sonra ölenlerin bunu hak edip etmedigini tartısmalıdır.
  • bir şehrin külliyen bombalanmasıyla bilinen isyandır.
    cumhuriyet gazetesi harekattan ve bütün şehir bombalandıktan sonra "dersim'e medeniyet geldi" diye başlık atmıştır.
  • arkasında "dersim dört dağ içinde" şeklinde başlayan çok acıklı bir türküyü bırakan isyandır
  • türkiye'de resmi tarihin adeta yok saydığı ayaklanma. rahmetli dedemin babasının askerliğini tam da o dönemde tunceli'de yaptığı ve ayaklanmayı bastırmak üzere bölgeye sevkedilen erlerden olduğu için duyduğum; böyle bir şey olmasa varlığını dahi öğrenememe ihtimalim olan hadise. dedemin babasının anlattığına göre çok fütursuzca şiddet uygulanmış ve kadın-çocuk-yaşlı demeden öldürülmüş, cesetlerle baş edilemeyince hepsi yakılmış. şehirdeki ilk devlet daireleri de öldürülenlerin kerpiç evlerinde kurulmuş. 12 eylül öncesi dönemde de olduğu gibi karanlık, acımasız; bir nevi ''iç savaş''tır. iki kez yaşamışız iç savaş benzeri bu dehşeti, allah bu ülkeyi üçüncüsünden korusun...
  • "günlerden bir gün emir geldi, tren yoluyla elazığ'a vardık, oradan da ilk durak pertek olmak üzere harekete geçtik. iki aya yakın dersim'de görev yaptım. okuyucularımdan özür diliyorum ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum." (muhsin batur; anılar, görüşler, üç dönemin perde arsası, s. 25)
hesabın var mı? giriş yap