• devlet malzeme ofisinden farklı olarak yeşil pasaport, sahte kimlik, top tüfek tabanca dağıtan gizli kuruluş
  • türlü amaçlara hizmet edecek "derin operasyonlar"* için meczup, tetikçi ve ağzı sıkı eleman *** istihdamı, bu elemanların iaşe ve ibatelerinin temin edilmesi de bu ofisin görev alanına girmektedir.
  • aciga cikan malzemelerin bir kismi asagidadir:

    930647 seri nolu 9 mm. çapında saddam marka tabanca ile bu tabancaya ait şarjör, 9 adet mermi.
    u544265 seri nolu 9 mm. çapında baretta marka tabanca ve bu tabancaya ait 2 adet şarjör ile 10 adet mermi.
    l534618 seri nolu 9 mm. çapında baretta marka ve bu tabancaya ait bir adet şarjör ile 45 adet mermi.
    b178902 seri nolu 9 mm. çapında baretta marka ve bu tabancaya ait bir adet şarjör ile 10 adet mermi.
    a925710 seri nolu 22 calibre baretta marka tabanca ve bu tabancaya ait 2 adet şarjör ile 12 adet mermi.
    22 calibre tabancaya ait susturucu.
    21995 seri nolu 9 mm. çapında mp 5 makinalı tabanca ve 2 adet şarjör.
    c42952 seri nolu 9 mm. çapında mp 5 makinalı tabanca, iki adet şarjör ve 82 adet mermi.
    13 adet 7.62 mm. çapında bkc (biksi) mermi.
    100 adet 5.56 mm. çapında mermi.
    8 adet 22 calibre mermi.
    06 ac 600 plakalı araç adına düzenlenmiş, sedat edip bucak adına onaylı 0514 seri nolu tbmm araç giriş kartı ve 46 kalem muhtelif eşya ve belge.
    06 emr 15 plakalı araç adına düzenlenmiş uluç gürkan adına onaylı 1070 seri nolu tbmm giriş kartı.
    34 nul 63 sayılı iki adet sac plaka

    israrla "bunlar nedir" diyenler icin, "susurluk'da ortaya cikanlarin bir kismi" yeterli olacakti.
    kaynak: mit raporu.
  • ozel harekat (dairesi, jandarma, vs)'a ait olan tum techizatlar da bu kapsamda anilabilir zira devlet\ordu envanterlerinde kayitlari bulunmaz.

    (koca helikopterler tanklar vs'ler nasil kayit disi oluyor diye soran olacagini zannetmiyorum).

    hepsi de guzel insanlar tarafindan ulke icin kullanilir.
  • konuya iliskin diger ilgi cekici unsur ise kayit altina alinmamis olmalarina ragmen silahlarin temiz olmasidir.

    terorle mucadele, organize suclar vb gibi organlarin yuruttugu operasyonlar sonucunda ele gecirilen silahlarin proseduru farklidir ve ozel harekat tarafindan kullanilmazlar.

    ozel harekat'in direk kendine ait ortulu odenegi vardir, ordu butcesinden bagimsizdir, kayit disi tutulmasinin sebebi de;

    operasyonlar sonucunda herhangi bir acik verilmesi\hata yapilmasi durumunda izinin surulememesi(mermi, silah vs)
    muhimmat ve techizat etkinliginin saptanamamasi

    gibi nedenlerledir.

    fyi.
  • cephanenin saklandığı yeri gösterir matbu kroki örnekleri, matbu krokilerin altındada not mevcut; bu krokiyi usturuplu bi şekilde saklayın. ddmo matbası bsn 0102152
  • kantininde bir adet shallow grave posterinin asılı olduğu ofis.

    ofis girişindeki panoya ise "krokine, ajandana sahip çık" yazılı bir başka afişin asıldığı söylenmekte.

    bu afişin altına ise büyük türk büyüğü hürriyet paşayazarı oktay ekşi hazretlerinin "eline, beline, diline" başlıklı yazısının konmasının uygun olacağı değerlendirilmişmiş.

    hani şu "eline, beline, diline hakim ol, ileride başını belaya sokabilecek işlere bulaşma ha" mesajından çok "ne yaptınsa yaptın, dilini tutsan a kardeşim" meali de çıkartılabilecek yazı.

    işte fi tarihindeki o yazı:
    (bkz: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…=4838206&yazarid=1)
  • derin devletin sığ akıllı ideologları:

    siyaset biliminin temel kavramlarından olan “devlet” kuramına baktığımızda devletin işlevi ve varlığını korumak adına yarattığı kurumlar üzerine yüzlerce hatta binlerce sayfa bilimsel tespite ulaşmak mümkündür. bugün arkaik geleneği olan imparatorluk artığı devletlere de baksanız tarihi 300 yılı geçmeyen hatta geçen yıl kurulan bir devlete de baksanız ortada hiç değişmeyen bir kurumsal yapıdan söz edebiliriz rahatlıkla, o da “devletin ideolojik aygıtları”. fransız althuser ve italyan gramsci –marxist sözcüğünün başına post ekleyerek kuramlarını okuyup anlamadan küçümseme alışkanlığı olan bir sol politik kültürün varlığına rağmen- de uzunca bahsi geçen bu ideolojik devlet aygıtları mevzusu üzerinden kendi devletimize ve onun iktidarının ideolojisini yeniden üretmesine göz atmak istiyorum...

    osmanlı’nın kültürel olarak kesintiye uğratıldığı ideolojik olarak bir devamı olan yeni cumhuriyet kurulurken devlet aklı “benim ideolojik araçlarımın nesi eksik” diyerek ve kendisine örnek aldığı batı medeniyetlerinin iktidar aygıtlarını kopyalayarak bir ulus-devlet inşaasına girişmiştir. üstyapısal bütün değişim ve dönüşümler bu reorganizasyon içinde ele alınabilir. (harf değişikliği, şapka takma zorunluluğu, diyanet işleri başkanlığı vb. örnekler çoğaltılabilir) bir devletin kendi varlığını ontolojik olarak koruma ve kollama adına bu tür faaliyetlere girişip ordu kurması, asker, polis, silah edinmesi kendi devlet mantığı açısından iktidarlar açısından “normal” karşılanmalıdır. aile, din, medya gücü gibi ideolojik araçlarının da yaratılması iktidarın devamı için zorunlu ve gerekli araçlardır. bugün bir alman devletinin ya da abd, israil, rus ya da çin devletinin ideolojik aygıtlarının ya da derin devletinin aklıyla bu yapılanmaların oluşması doğal karşılanmaktadır.

    bu bağlamda bütün devletleri ortadan kaldırıp dünyayı cennete çevirme arzusunda olan komünistlerin mücadele ettikleri iktidarı daha iyi tanımak ve ona göre plan strateji geliştirmesi önem kazanmaktadır. bu durum o kadar hayatidir ki sosyalist stratejiyi kopyala yapıştır modeller zorlaması ile ithal ikameci kuramlarla bu topraklara monte etme çabasıyla yaklaşık bir 50 yıl kaybettiğimiz herkes tarafından kabul edilmektedir. bu konu başlı başına başka bir makalenin konusu olabileceğinden burada susuyorum.

    ama şunu açıklıyorum dostlar, yoldaşlar, kardeşlerim... bizim devletimizin sığ bir aklı vardır. elalemin derin devletinde sosyologlar, siyaset bilimciler, stratejistler, sabah akşam çalışıp iktidarlarını ayakta tutmak için kafa yorar, kitap okur, anket yapar, dünyayı izler, değişimi önceden kestirme gayretine girer, toplumu izler, gözetler, reflex ölçer. aldıkları maaşı hak etmek ve devletlerine bağlılıklarını kanıtlamak için kafa patlatırlar. bizim derin devletimizin bize layık gördüğü akıl, mehmet metiner’in aklının kategorileri ya da yiğit bulut’un jöle kutusu büyüklüğündedir. beyni jöle kutusunda hapsolmuş arkadaşımız geçen günlerde ülkedeki en büyük sosyalistin başbakanı olduğunu ifade etti. bir kadın başbakan da bundan yıllar önce ortadoğu’daki tek sosyalist devleti yıktıklarını güle oynaya ilan etmişti. şimdi bu jölelinin sosyalist kavramıyla, kadın başbakanın sosyalist kavramı ve biz komünistlerin sosyalist kuramı bir midir? eğer öyleyse ben sosyalist değilim bundan sonra da olmaya niyetim yok kardeşlerim. devşirme olan diğer maaşlı ideolojik aygıt da yakın zamanlarda cemevlerinin terörist yuvası olduğunu buyurmuş. camiye ayakkabısız giren bu ideolojik aygıt meclise de kafasız girmiş olmalı ki böyle bir önermeyi ortaya atabiliyor. milyonlarca insanın manevi değerlerine inançlarına küfür olarak okunabilecek bu saptırma cümle karşısında devletimizin ideolojik aygıtlarının nasıl işlediğini bütün çıplaklığı ile görebiliyoruz. daha önceki yazılarımızda dile getirdiğimiz nefret suçları kapsamına giren bu tür açıklamalar ve toplumu yönlendirme çabaları bu sığ akılların üretimi olmanın dışında ne ifade ediyor toplum için soruyorum sizlere. ve başka bir soru daha soruyorum; biz böyle derin devletin böylesi sığ akıllarını hak edecek ne yaptık kardeşlerim? sömürü dediniz, işçinin emekçinin emeğine el koydunuz, kürt isyancılarının yaşamına kast ettiniz, memleketi inşaat şantiyesine çevirdiniz, ormanı yaktınız, ağacı kestiniz, sokak ortasında gençlerimizi, gazetecilerimizi ense köklerinden vurdunuz bir şey demedik isyan etmedik gık demedik. e peki biz bu akılsızları hak edecek ne yaptık? gezi mi diyeceksin ey devlet, gezi direnişindeki çaresizliğini mi koyacaksın ortaya? lağım kokan gazetelerinde, kanalizasyon televizyonlarında propaganda adı altında çocuk çıkartıp konuşturup “gezide 3 ay kaldım, evden kaçtım, orada çadırlarda fuhuş yaptılar, ben gitmedim teklif ettiler, onu bunu yaptılar” diye 4 yaşındaki çocuğa anlatsanız “hadi oradan” diyecek sözde haberlerle ideolojik aygıt mı olur kardeşim? az toplumunuzun akıllı insanlardan oluştuğunu kabul edin ve siz de devletinizin ideolojik aygıtlarını akıllı insanlardan seçin, okuyan düşünen insanlar olsun. çirkef, aşağılık, küfürbaz, iki yüzlü, sığır ideoloğu hak edecek ne yaptık biz sevgili devletim? cemevlerini camiye dönüştürme projeleriniz kursağınızda kaldı diye milyonlarca insanın inançlarıyla dalga geçmek ve onları aşağılamak bir devlete yakışır mı? hem madem cemevlerini camiye dönüştürüp bir tür kardeşlik köprüsü kurmak istiyorsun, git o köprüyü madımak’a kur, yozgat’a kur. neden alevilerin değerlerine küfür eder gibi gidip tuzluçayır’a kurmaya kalkıyorsun. az da sünnilerin bu köprü için inşaatta çalışsın. alevilerin ödediği bedeller yetmedi mi sayın devlet? kürtlerin ödediği bedel yetmedi mi sayın devlet? anadilde eğitimi “parası olan” alsın kurnazlığı ile paketleyip önümüze atıyorsun. ben bu önüme atılan kemiği hak edecek ne yaptım sana, söylesene bana hele?

    benim amerikan vatandaşından, almandan, isveçliden ne farkım var? onlar vatandaş, biz “halk”mıyız? e-maillerle gazeteci tehdit eden valileri, kamusal alanları açıp kapatıp artema musluk reklamlarındaki şener şen’i hatırlatan valileri hak edecek ne yaptık? bana bu nefretinin kaynağı ne sayın devletim söyle? söz sana kızmayacağım, sen dürüst ol yeter...
    nazmi orçun çoban gelecek gazetesi köşesinden...

    http://gelecekgazetesi.org/…akilli_ideologlari.html
hesabın var mı? giriş yap