• (bkz: demiurgos)
  • insanligi büyük bir ilüzyona hapseden ve sonra ortaliktan kaybolan kisidir. astaroth demiurge'ü aramak icin pesine düsmüstür ancak hala bulamamistir zira varliginin anlamini kaybetmistir. kimse nereye gittigini ve niye gittigini bilmez.

    (bkz: kult)

    kult sistemi incelenirse görülecektir ki demiurge bizim bildigimiz tanriya denk gelmektedir.
  • cathar inancinda evreni yarattigi du$unulen varlik. cathariler evrenin ve dunyanin $er olduguna inandiklari icin, hem bu yaratici varligin, hem de yaratma i$ini 6 gunde yapan, eski ahitte anlatilan tanri'nin aslinda semavi dinlerdeki $eytan olduguna inanirlardi. demiurgos olarak da bilinir, ancak, demiurgos yunan felsefesinde yer alan daha degi$ik bir halidir.
  • alev alatlının son kitabı dünya nöbetinde sıkça bahsettiği kavram. eğer yanlış anlamadıysam alev alatlı kavramı sahte bir tanrı, bir varlık olarak değil de insanın gerçek tanrıyı ve onunla beraber katışıksız ve aldatmacadan arınmış saf gerçekliği bulmasını engelleyecek her türlü inanış ya da düşünce sistemi olarak kullanıyor. böyle olunca da pozitivzimin saf akılcılığının etkisinde oluşan modern bilim şu anda varolan en büyük demiurge haline geliyor. şu an var olan haliyle bilimin (varolan bilgi birikiminin değil; şu andaki bilimsel yöntemin ve anlayışın) tümden reddi ve yeni bir bilim arayışı zorunlu hale geliyor. yepyeni bir metodoloji ve epistemoloji yani, ki çok büyük çaplı ve çok sancılı bir proje olur kanaatimce. ayrıca her türlü sistematiğin er yada geç yeni bir demiurge haline geleceği ya da insan denen yaratığın tembelliği ve kaypaklığı nedeniyle demiurge haline getirileceği göz önüne alındığında önümüzde duran tek olasılık bir "anarşist bilim" projesi oluyor. sanırım mesele bu entrynin çapını çok aşan, uzun uzun tartışılması gereken derin bir meseledir. ama tartşılmasının zorunlu olduğu muhakkaktır.
  • neprijatelj (2011) filminde çok güzel işlenmiş. ilk kişi , dünyayı zihninde canlandırıp yaratan kişi demekmiş plato'ya göre.
  • meshuggah'nın 2012 çıkışlı koloss albümünden iş makinesi gibi şarkı.

    writing and embraced
    retribution. soul eclipse turns solid
    energized. sucking vomit acting like its honey
    deprived of i
    falling while thrusting squares through circles
    serving one single new dimension

    terror rising. agnostics nemesis. a prophet of extinction

    i scorch the skies before your very eyes
    my deliverance - enslavement labelled: love

    just trust this nemesis to sign and seal extinction.
  • çalarken headbang yapması en zevkli şarkı listesine inmemek üzere birinci sıradan giriş yapmıştır. saçları kestirmekten vazgeçtim ameka.
  • bu şarkının bir girişi var, sanki demirle kafana kafana vuruyorlar, kulaklıkla dinlerken boşluğuna gelirse zıplatır adamı.
  • eski ahit'in genesis bölümünde tanrı için, ibraniceden gelen ve "tanrı" kavramının çoğulunu karşılayan "elohim" sözcüğü kullanılır.

    "haydi, insanı kendi görüntümüzde yaratalım"-genesis 1:26

    ayrıca ilk olarak genesis'in ikinci bölümünde adı geçen "yahweh", ibraniceden "efendi" olarak çevrilebilir.

    "orduların efendisi" anlamındaki ve buradaki ordu kavramı, ibranice cennetin orduları olgusunu karşılayan sabaoth sözcüğünden geldiği için "efendi tanrı" ile eş anlamlı başka bir kavram da eski ahitte tam 261 defa geçer.

    burada "yahweh" efendi, "elohim" de tanrılar sözcüklerini karşıladığı için yukarıda sözü edilen "efendi tanrı" kavramı "yahweh elohim" olarak çevrilebilir. elohim sözcüğünün çoğul yapısı düşünüldüğünde ise bu kavram rahatlıkla "orduların/tanrıların efendisi" olarak okunabilir.

    bu noktada, istemeden yapılan bir hatadan çok ısrarla üzerine gidilen bir çoğulluk vurgusu çok net hissedilebilir; konunun ağırlığını anlamak içinse, bilinen en eski hristiyan yazınları olan ve katolik anlayış tarafından küfür sayılan nag hammadi incillerinde yer alan "efendilerin işleri" kısmını okumak gerekir:

    "efendiler(elohim) planlarını yaptılar ve "gelin, topraktan bir insan yaratalım" dediler. dedikleri gibi insanı sadece topraktan yarattılar ve en son o(yahweh) insanın yüzüne nefesini verdi. böylece insan bir ruha sahip oldu ancak uzun bir zaman yerinden kıpırdamadı"

    yukarıda sözü edilen "orduların efendisi" kavramı, alıntı yapılan metin boyunca da defalarca kullanılır.

    buradan çıkan anlam ise; insanın yaratılışında birden çok tanrısal varlığın rol oynadığı ama "yahweh" denilen varlığın bu işte daha önemli bir rolü olduğu.

    yine aynı metindeki başka bir bölüm ise yahweh'nin nasıl küstahlaştığını ve kendisini tek tanrı olarak gördüğünü anlatıyor:

    "onların efendisi kördür; çünkü gücü, cahilliği ve küstahlığı yüzünden dedi ki: "tanrı olan sadece benim, benden başka bu makama layık olan yok". ve bunu dediğinde, her şeye karşı ihanet etmiş ve günah işlemiş oldu. böylece söyledikleri sonsuzluğa kadar gitti ve sonsuzluktan bir ses işitti: "hata yapıyorsun, samael"- ki o körlerin tanrısıydı"

    yani özet olarak: fiziksel dünyayı yaratan varlık, ulaşılmaz ve idrak edilemez tanrıdan ziyade tanrının fiziksel varlıklar üzerinde gücü olan, sonradan yoldan çıkmış bir hizmetkarı, demiurge.
  • "kutsal kitabın yehova'sı alevler üzerinde oturandan başkası değildir." william blake
hesabın var mı? giriş yap