• pek karismamis bir halkin yasadigi bolge olmakla beraber tacitus 'un yazdığı bir eserdir. kimi yerlerde sadece germania diye de geçer. eserin türkçesi; "germania 'nın yapısı ve insanları üzerine" dir.

    tacitus un yazmis oldugu textin bir kisim turkce hali icin;
    http://www.latince.net/germania.html

    "..
    tacitus, agricola'dan sonra hemen germania'yı yayınladı. (aynı yıllarda) orta avrupa'da yaşayan german kabilelerini ve bölgenin coğrafyasını, savaş, ticaret ve diğer yollarla roma'lılara ulaşan bilgilere dayanarak anlatan bu ünlü esere bir miktar söylenti ve söylence karışmış olması ve verilen bilgilerin kusursuz olmaması doğaldır. tacitus, burada gereğinden çok "uygarlaşmış" ve lüks yaşama dalmış roma'yı germanların ilkel basitliğiyle karşılaştırmakta ve bu ilkel "soyluluğu" idealize etmektedir. zira şunu demeliyiz ki; yazarın amacı tarih değil, ethik bir eser yazmak idi. tacitus'un, malzemesini seçişi ve sunuşu öyledir ki; german boylarının ilkel ve basit toplum yaşamlarını, kendisinin dejenere olmuş ve çökmüş olarak gördüğü bir uygarlığın (romalıların), karmaşık geleneklerine ve adetlerine daima üstün gelecek bir biçimde göstermektedir.

    örneğin; "germania'da hiç kimse ahlaksızlığa gülmez ve dejenere olmak ya da dejenere etmek -modernlik- diye adlandırılmaz."

    yani tacitus, germania'nın (ilkel ve basit) adetleriyle, uygar (!) romalı'ya dersler çıkartıyordu. alaylı örneklerle romalıyı, roma imparatorluğunu ve roma uygarlığını küçümser, küçültür. fakat bu yapısı, eserin değerini düşürmez. orta avrupa'nın durumunu anlatan -o dönem ki- günümüze ulaşmış tek eser, tek blelgedir. bu yüzden yüzyıllardır büyük bir özenle incelenmiştir. ."

    kaynak:
    http://www.latince.net/tacitus.html

    eserden biraz alıntı;

    "6. demir bile bol degildir,bunu silahlarinin cinsinden anlamak mumkundur.kilic ve uzun mizraklar nadiren kullanilir:kargilar yahut kendi dillerinde framea denilen silahlar tasirlar .bunlar kisa dar basli fakat bir o kadar keskin ve kullanislidir ki ayni silah ihtiyaca gore yakindan veya uzaktan kullanilabilir.suvarileri kalkan ve mizragi kafi bulur,askerler kargilar yagdirirlar.her asker bunlardan bir cogunu tasir ve uzun bir mesafeye atabilir.ciplak veya hafif bir kaputla dovusurler ,gosterisli susleri yoktur.yalniz birbirlerinden ayirt edilebilmek icin kalkanlarini parlak renklere boyarlar.pek azi zirh giyer,migfer veya baslik giyenleri hemen hemen yok gibidir.atlari ne sekil ne de surat bakimindan iyi degildir.suvarilerine bizim suvarilerimiz gibi daireler cizmek ogretilmemistir.,fakat atlarini dosdogru ileriye veya tek bir döonusle saga surerler.donerken saflarini o kadar sik bulundururlar ki hicbir asker geride kalmaz .genel olarak düusunulurse askerlerin daha kuvvetli oldugu dusunulur.bunun icin karisik bir sekilde dovusurler.butun askerlik yasinda olanlar arasindan secme bir piyade mufrezesi asil kuvvetlerin onune konur,bu adamlar o kadar hizli hareket ederler ki suvarilerle bile dovusmeye elverislidirler.bunlarin sayilari da tespit edilmistir:her koyden 100'er kisi cikar.bunlar kendi koylerinde ^yuzler^ diye anilirlar.bu suretle ilk once alelade bir rakam ifade eden kelime simdi serefli bir isim olmustur.germenlerin saflari kama seklinde birliklerden olusur,onlarca mevziden cekilmek ,tekrar ilerlemek sartiyla ,korku degil ihtiyat gostermek sayilir.olulerini ,neticesi belli olmayan savaslardan sonra bile ,geri gotururler.kalkani kaybetmek en buyuk serefsizliktir.boyle bir duruma dusen kimse kurban kesilirken veya bir toplantida hazir bulunamaz .bir bozgundan sonra sag kalanlardan cogunun namuslarina surulen lekeyi temizlemek icin kendilerini astiklari gorulmustur."

    not: ayrıca bu eser, hamit dereli tarafından çevrilmiş olup, milli eğitim bakanlığı yayınları'ndan yayınlanmıştır.
  • ilginç bir şekilde hitler 'in arı ırk anlayışına neredeyse iki bin yıl önce şöylesine destek veren eserdir;

    "..ben sahsen germanlarin kiz alip verme yuzunden baska kabilelerle karismadiklarini,fakat ayri,bozulmamis,sirf kendilerine benzeyen bir irk olarak kaldiklarini sananlarin fikirlerini kabul ediyorum."

    kaynak:
    http://www.latince.net/germania.html
  • "super sexaginta milia non armis telisque romanis, sed, quod magnificentius est, oblectationi oculisque ceciderunt. maneat, quaeso, duretque gentibus, si non amor nostri, at certe odium sui, quando urgentibus imperii fatis nihil iam praestare fortuna maius potest quam hostium discordiam."
    tacitus, germania 33.2

    *

    "altmış bin adam romalıların okları, mızrakları olmadan (güzel olan da bu zaten) yere serilip gözlerimize bayram ettirdiler. bize karşı sevgi beslemiyorlarsa, dilerim, bu kavimler arasında her daim böyle çatışmalar olur; ya da en azından birbirlerinden nefret ederler. imparatorluğumuzun geleceği yazgıyı belirledikçe, kader bize düşmanlarımız arasında anlaşmazlıktan daha büyük hiçbir nimet sunamaz."
  • tacitus'un ms 98 yılında kaleme aldığı, antik çağda germania bölgesinde yaşayan kavimlerin genel özelliklerini, yaşayış biçimlerini ve kültürlerini anlattığı eseri. tacitus'un tüm o romalı kibriyle, gıcık olduğu komşusunu çekiştirir gibi bir üslup takınarak yazdığı kısımlar gözden kaçmamıştır.

    bunlar at binmeyi bilmez, bunlar tembel, bunlar üşengeç, bunlar barbar barbar...
  • "yani tacitus, germania'nın (ilkel ve basit) adetleriyle, uygar (!) romalı'ya dersler çıkartıyordu. alaylı örneklerle romalıyı, roma imparatorluğunu ve roma uygarlığını küçümser, küçültür. fakat bu yapısı, eserin değerini düşürmez. orta avrupa'nın durumunu anlatan -o dönem ki- günümüze ulaşmış tek eser, tek blelgedir. bu yüzden yüzyıllardır büyük bir özenle incelenmiştir. ."

    germania icin yukarida alinti icinde alman kavimlerin o donemki durumunu anlatan tek eser oldugu soylenmis ancak romali tarihcilerin tarihine baktigimiz zaman karsimiza
    aufıdıus bassus adinda bir tarihci cikiyor, tacitus'dan evvel yasamis ve kitabinin adi
    bellum germanicum(the history of the german wars). bazi kaynaklarda tacitus'un onunu acan bir eser olarak degerlendirilmekte bu kitap. ama maalesef internetten bu kitaba da ulasamadim.
hesabın var mı? giriş yap