• for whom the bell tools'u güzel cover'lamış bir metal grubu.
  • birkaç saat önce ankara saklıkentte rock station festivali kapsamında sahne almış olan grup. mükemmel bir performans sergilediler.sayamadım ama tahminen dört kez bis yaptılar.
  • sanirim ilk defa headliner olmuş olmalarindan olucak , "sahne bulmuşuz hadi abi dayayalim sarkilari çalalim da çalalim böle ne var ne yok ne biliyosak oheyde hubareeey" tadinda bir grup. vokalist cidden sahaneydi. bide for whom the bell tolls cover i felan yaptilar milleti kudurttular. beğeni topladilar epey ama nebliyim biseyler eksikti sanki. klavyecileri de askerden kaçmiş gibi bir izlenim uyandirdi bende. nedenini bilmiyorum.
  • son albumlerinin promolarini dinledigim dinlememle beraber oldukca begendigim, ayrica rsf 7 de sahne alan performanlari mukkemmel olan grup. cok enerjikler. haggard'dan sonra en sevdigim alman grup.
    (bkz: http://www.dark-age.de/)
  • pierce brown‘un red rising serisinin en son ve en vahşi kitabı. kitapta resmen kan gövdeyi götürüyor, ve her zamanki kahramanımız köşeye sıkıştı lan gitti derken bir anda işlerin dönmesi var. fakat oha lan gitti baba gibi karakter denecek bir sürü yer de var. ilk kitap gerçekten evreni o kadar güzel yarattı ve devam kitaplarında karakterler o kadar güzel ilmek ilmek işlendi ki eğer karakter sayısından dolayı kafanız karışmıyorsa kitap akıp gidiyor. nasıl başladım nasıl bitirdim bilmiyorum. süprizleri çok dengeli ve zamanlamalar güzel, olaylarda dönüşler bir kaç yok artık denecek yer dışında dengeli.

    adam çok güzel evren oluşturmuş, ısrarla tavsiye ederim.
  • imzalisina sahip olduğum pierce brown kitabı. kapak tasarımı saheserdir.
  • ne yazık ki ikinci ve üçüncü kitap kalitesinde olmayan kitap. ve fazla gore. ilk üç kitapta verilen renkler arası güç dengeleri bozuk. olaylar zorlama ve basit.

    --- spoiler ---

    aslında yazar aynı formülü sunuyor bize. ilk üçlemenin ikinci kitabında işler kötüye gitmiş, cepheler belli olmuştu. ve üçüncü kitapta olaylar gelişip olan olmuştu.

    dördüncü kitap pek iyi değildi. tamam, ilk seri sonrasındaki politik durumu anlatmalıydı. ama bunun yolu lyria olmamalıydı mesela. neyse...

    bu kitap -söylediğim gibi- aynı formülde işlenmiş. sanırım yazar, savaşın ve insan psikolojisinin çarpıklığını bol bol gösterdiği için olumlu dönüş almış ve bu kitapta da aynı vahşeti bize dozunu arttırarak vermeye çalışmış. ama fazla arttırmış. aşırı gore söz konusu. absürt olaylar oluyor, victra'nın bebeğine olanlar gibi. bakın, merkürdeki ilk savunma sırasında milletin paramparça olup ölmesi falan serinin dozuna uygun. ama koca victra'nın gibip 2 tane red hand üyesine yakalanması gibi olaylar, "bebeği öldürüp vahşet oluşturayım" diye zorlanmış gibi.

    diğer bir çok olay fazla zorlanmış gibi. heliopolis nufusu karşısında 2 milyon rising'in gıkını çıkaramaması gibi. düşmanların öldürülmek yerine sürekli rehin alınıp, kaçıp sevdiğimiz bir karakteri öldürmesi gibi. darrow'un lysander'den kaçması, pixie'ye kaybetmesi gibi... gordonların koca drachenjäger grubunu silip atması gibi. alexander'in dandirik bir silahtan yavaş olması gibi. volga'nın veliaht prensesi çıkıp; sefi'nin güce tapan obsidienlerin ona boyun eğeceğini düşünmesi gibi. volga obsidien pixie'si be...

    ama ya işte bir dünya saçma sapan yer var ya. açıkçası bitse de gitsem modunda okudum. belki benim beklentimin fazla yüksek olmasındandır. umarım morning star'ın golden son'dan daha iyi oluşu gibi altıncı kitap da bundan iyi olur da seri pert olmaz.

    --- spoiler ---
  • bir alman elekronik rock/metal grubudur. almanya'da 1995 yılında eike freese (gitar ve vokal), andré schumann (bateri) ve oliver fliegel (bas gitar) tarafından kurulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap