damon

• dostu pythias'a olan guvenini canini tehlikeye koyarak gosteren bi yunan filozofu.bi dostluk kahramani ve sembolu.
• (bkz: damon albarn)
• milattan önce 5. yüzyılda ya$amı$ olan yunanlı filozofve müzisyen. sokratesin hocasıdır ayrıca.
• sütten pak, buzdağı gibi, bir efendi insan. kendisi pek iyidir ama arkadaş çevresi kötüdür: adanalısı var, marabası var, papaya vereni bile var. okumak için pek uzun yol teper bir de.
• saglam bir nba fani oldugunu dusundugum, altinci nesil yeni bir yazar.
• bu arkadaş ve ekürisi olan zatın yakında sırasıyla murat kosova ve kaan kural ikilisine dönüşmesinden endişe ediyorum. hem vaktiyle tv'de takılmışlığı da vardır.
  
  bir de ne alakaysa:
  (bkz: matt damon)
• malta'da sürgünde olduğu sanılan sözlükçü.
• arkadaş olduğumuz günden itibaren not ortalamasında gözlemlenen ciddi düşüşten ötürü vicdan azabı duyduğum, ense traşını sadece görmekle yetinmeyip yer yer diagonal de olsa düzelttiğim, az zamanda -özellikle alkollü gecelerde- çok şey paylaştığımız, basketbol bilgisi ve yeteneğiyle gönüllerde triple-double ortalamasına sahip yazar.
• her şey bilinçli ebeveynlerin, mük kemmel bir doğum takvimi planlamasıyla başladı; damon bir mayıs günü oksijeni derin derin çekti ciğerlerine ve hüveeeeaaaa hüleeeeaallaooo nidaları bıraktı semaya. popoya şaplağı yiyince şöyle bir sendeledi küçüğüm. elime doğdu yani. sonra büyüdü, kozasını çatlattı. ama çatlatıp kırdığı sadece kozası değildi maalesef. doğum günü kutlu olasıca, hediyen seni bekliyor.
• sohbet ederken varlığını hatırladıklarınızdan değil ortalıkta yokken yokluğuna hayıflandıklarınızdan... okur-yazar...