*

  • yiğitlik destanı diziler berbattır, birde şarkıcı yükselişleri hedeleri falan...
  • tum prestij ailesi dizileri ile ibrahim erkal dizileri
  • askim daglarda gezer, deki yurek
  • manken kizlarimizla kro arabesk sarkicilarimizin oynadiklari bol sinirli bol delikanli bol gereksiz hoduklu, kirli sakalli, ben daha uzaga iserimli dizilerimiz. 15-16-17 yas bazi cocuklarimiz bu abilerinden etkilenip birbirlerini doverler ederler bi de dayak yiyip eve gelirler.
  • tvnin aptal kutusunu sıfatının hakkını verdiği yapımlardır... türk televizyonlarına bakınca görülüyor ki bu ülkede maalesef halen belli kalıplarla mizah(!) yapılıyor, temsil misal umut sarıkaya, emrah ablak, yiğit özgür gibi isimler nöronlarımızı çılgıncasına çalıştırıp bizi şaşırtırken "medya" halen bıraktığımız yerde otluyor (demek ki yapılabiliyormuş örneği). bir kaç kişi dışında medya içindeki herkes hiç düşünmeden özen göstermeden mekanik bir şekilde bir şeyler yapıyor(ya da zannediyor). işte bence televizyon bu yüzden kötüdür. birileri üretemiyor, sosyal programlarda dizilerde kimse üretmiyor, ya dışarıdan kopya çekiliyor ya da yıllardır ısıtılan temcit pilavı halen önümüze sürülüyor. toplum tabi aynı şeylerle muhatab olduğundan bir yerde tıkanıp kaldığından "ya aslında komik", "ya aslında doğru" diyebilmeye kadar kendini aşağı indiriyor. bırakın dizileri tv'deki şarkı türkü programlarında bile aynı türküler aynı eserler. bir insanın bir türkü programını izleyip bir çok anonim eseri duyması imkansız mesela. çünkü hep aynı şeyler var. aslında televizyon bize; "alın işte kafanızı çalıştırmanıza düşünmenize gerek yok, biz halen gani müjde'ye, fatih solmaz'a birol güven'e senaryo yazdırıyoruz. tartışma programlarında ajitasyonu dibinize kadar sokup, kadın aldatır mı, aldatmayan erkek var mı gibi hiç bi sike yaramayan tartışmalarla sizi mallaştırıyoruz. dışardan el oğlunun yıllar önce güldüğü, şaşırdığı şeyleri taklit edip, intihal ile para kaldırıyoruz. siz de bunu yiyorsunuz" demeye getiriyor. bir yapım tutunca hemen muadilini devreye sokuyorlar,televizyonu "furyacılık" ile idare etmeye çalışıyorlar. başka ülkelerde medya halka göre şekillenirken bizim ülkemizde maalesef alışma ve beraberinde gelen duyarsızlaşma şeklinde tvye uyum görülüyor. tabi ki şimdi fos enteller gibi televizyon izlemeyin demeyeceğim haddime düşmez ama en azından bir diziye, bir programa "yahu bu güzel yahu bu komik" demeden evvel düşünün. hayat tvnin yarattığı boğucu kafes içinde geçmesin. tahlil edin.
hesabın var mı? giriş yap