• osman f seden'in yazıp yönettiği, türkan şoray, zeki müren, ajda pekkan'ın rol aldığı 66 yapımı siyah beyaz türk filmi. ajda pekkan ile zeki müren'in birlikte kamera karşısına geçtikleri tek filmdir.
  • (bkz: şeb-i arus)
  • film şarkılı film anlayışının bir ürünüdür, nihayetinde ajda pekkan ve zeki müren rol alıyor. fakat öyle görüntüler vardır ki şarkılara eşlik eden gerçekten pes dedirtir. mesela alakasız bir şekilde zeki müren bir spor salonunda halter kaldırır, boks yapar ve bu fonun arkasında sözüme inan artık, bu yemin yalan değil şarkısı çalar. hele paraşütle atlama sahnesinin dünyada eşi benzeri yoktur. en güzel tarafı 40 sene önce istanbul neymiş demektir, bir de iki yabancıyı ajda-zeki ikilisinden dinlemek.
  • zeki muren ve turkan soray bu filmin sonunda bir yolcu ucagindan parasutle atlayarak literature gecmislerdir, yolcu ucagindan parasutle atlamanin absurtlugunu bir yana birakirsak (ustelik atlama sebepleri ucagin adanaya gitmesi, hayir git ordan tekrar bir ucaga bin gel, bu ne aksiyon sevdasi kardesim?) zaten atlarken sirtlarinda parasut cantasi da yoktur. onun disinda biraz incelersek;

    babasinin zoruyla zengin ama koylu bir kizla evlenmek zorunda olan zeki (isminden de belli oldugu gibi zeki muren oynuyor) "ayi" diye tabir ettigi kizla (turkan soray) evlendigi dugun gecesi birakip kacar. unlu bir ses sanatcisi olur, plaklari firlatilir (turk filmlerinde her meshur olanin yapildigi gibi). kulturlu bir kizla (ajda pekkan) beraberdir ama evlenmesine bir mani vardir; bir "ayi" ile evli olusu. bu arada olanlari gururuna yediremeyen "ayi" yurtdisina gider, her aktristin yaptigi gibi once gorunusu sonra kulturu degisir geri doner. zeki'nin calistigi gazinoyu alir kendini amerikadan gelmis bir kadin olarak tanitir. her zaman oldugu gibi esasoglan bu numarayi yer. zeki ne yapsa kiz "bizim amerikada boyle degil" diyerek kucumser. zeki kendini kabul ettirebilmek icin o naif vucuduyla boks, karate, judo allah ne verdiyse yapar. kartondan (cok belli oluyor) halterleri kaldirir. sonunda buyuk maceralardan ve yalanlarin ortaya cikmasindan gayri mutlu olurlar, ucaktan atlarlar. sanat gunesimiz bulutlarin arasinda son derece kibar edayla suzulur. ajda pekkan ve zeki muren'in duet sarkilari guzeldir. zeki muren'in sesi muhtesemdir, kendisi muhtesemdir, gerisi hikayedir.
  • senaryo ne kadar tanıdık gelse de, oyuncularıyla efsane kategorisine girmiştir aslında. ( gerçi sene 1966, senaryo özgündür o zaman belki)

    malum zeki'nin halter, boks ve bilumum dövüş sporlarını yapmaya karar vermesinin sebebi, türkan şoray'ın kendisini hanım evladı olarak nitelendirmesi ve sözüm ona beğenmemesidir.
    türkan şoray ile ajda pekkan hanımın saç saca baş başa kavga ettiği bir sahneyi de barındırır ayrıca.
    zeki müren 'in ayrılsak da beraberiz şarkısını seslendirmesi de -ki mükemmel şarkıdır- senaryoya cuk oturur.
  • burhan cahit morkaya'nin bir romani.

    --- spoiler ---

    taninmis bir insaat sirketinin sahibi olan cevdet bey, meclisteki milletvekili arkadaslari ve gazeteci tanidiklari vasitasiyla buyuk ihaleleri almayi basaran bir isadamidir. evli ve lise ogrencisi iki oglu oldugu halde is disindaki vaktini capkinlikla gecirir. cevdet bey, galip bey'in iflas ederek yurtdisina kacmasindan sonra hale ile ilgilenir. avrupa'da iken bir sefaret katibi ile evlenip bosanan hale, sadece maddiyata onem veren hirsli bir kadindir. cevdet bey, hale'ye macka'da bir ev satin alir. ona otuz liralik bir elmas kolye hediye etmeyi ister. cevdet bey, zigana'ya yapilacak barajin ihalesini kazanir ama devlet tarafindan baraj insaati icin odenen paranin otuz lirasi ile insaat malzemesi yerine hale'ye elmas kolye alir. zigana baraji, bitirildikten kisa bir sure sonra bentleri yikilir ve pek cok insanin olmesine sebep olur.

    --- spoiler ---

    oguz atay'in tutunamayanlar adli eserinde turgut ve metin'in pavyonda yaptiklari muhabbette anlatilan romandir.
    (bkz: #29889395)
hesabın var mı? giriş yap