• türkiye'nin bebekliği, anal ve fallik dönemi. bir problem varsa [çocukluğuna inmek lazım] dönemi.
  • osmanlı'da özellikle gerileme döneminde başlayan yozlaşmaya karşı cumhuriyet devrinde de hiçbir başarı sağlanamadı. osmanlı'nın son dönemlerinde -19 yy. itibariyle- ''ülkenin kurtuluşu'' adı altında çok sayıda farklı reçeteler sunuluyordu ve neredeyse tek tek her entelektüel bu tartışmaya katılıyor ve yeni bir yol haritası çiziyordu. bu haritaların çoğu basit bir iki viraj değil yolun tamamen yeniden inşasını öngörüyordu. yani açıkcası rejim değişikliği fazlasıyla önplandaydı. kemalist inancın aksine osmanlı'da artık herkes tarafından bir değişim beklenirken ve her ne kadar cumhuriyete karşı isyanlar olsa da -ki bunların bazılarında cumhuriyet'in bahane olduğu söylenir ama onu bile gözardı etsek- genel manada cumhuriyet ülkedeki çok farklı reaksiyonlardan destek almıştır. özellikle bunu birinci mecliste rahatlıkla görebiliyoruz.

    türkiye'de hep cumhuriyetin -sadece cumhuriyet olarak- tartışılması bu bakımdan suni bir tartışma olmuştur. tartışılan asıl kısım ikinci meclis zamanı, cumhuriyetin niteliği ve farklı alanlardaki devrimler. bugün aslında atatürkçüler için bir eleştiri olan ama devrimlerin içeriğini de akla getiren veya sorgulatan ya da öyle olması gereken gardırop devrimciliği akıllara geliyor. bir de bunun yanında osmanlı gibi bir mirasın ardından -dönemin- sert fransız tipi ulus devleti benzeri bir devlet inşa edilme çabası var.

    bu bahsi geçen çabanın ve gardırop devrimciliğinin -asıl kullanıldığı manada değil de yani sonradan ortaya çıkmış atatürkçülük eleştirisi bakımından değil de bu devrimlerin içeriğine bir eleştiri olarak- sonuçları bugünümüze etki ediyor ve fay hatları hala bu konulardan geçiyor.

    bu bakımdan orijinal bir model olabileceği gibi benzeri bir örnek olması bakımından amerikan sistemi, amerika kuruluş süreci iyi düşünülmeli bu noktada. osmanlı'nın son dönemlerinde başlayan bahsettiğim entelektüel tartışmada prens sabahattin'in görüşleri hep ilgimi çekmiştir. henüz o konuya tam vakıf değilim olduğum gün o konuda da görüşlerimi yazarım belki.

    kısacası türkiye'nin kuruluş dönemi öncesi ve sonrasıyla hep akıllarda ama bu konunun yeteri kadar konuşulduğunu düşünmüyorum maalesef. kısır tartışmalardan kaçınmak amacıyla kavramlar üzerinden yazdığım bu yazı umarım anlaşılır.
  • türkiye isminin yanına çok yakışan dönem, türkiye cumhuriyeti, memleketimdir.
    umarım ömrü uzun, aydını kuvvetli, demokrasisi cesur, halkı akıllı, başı dik, bayrağı göklerde, geçmişiyle barışık, insaniyeti yüksek, eşitliklerin ve umutların hiç tükenmediği bir ülke olarak, ismi hep baki olur...
hesabın var mı? giriş yap