• delphine in bir döneme damgasını vuran mükemmel oyunu.enfes grafik ve anlatım, çok akıllıca tasarlanmış bir cinayet hikayesi ile birleşince ortaya bu oyun çıkmış idi.
    fransızlardan adam çıkmaz kanımızı yenmeye başlamıştık ki, amiga tarih oldu.y ada bizim oyunu üreten firmaların menşei ile ilgilenmemiz tarih oldu.
  • gectigimiz senelerde bir abandonware sitesinden (bhlegends) indirip bitirdigim bu oyunun sonunda katili bilemez gibi yapmis, olan biteni gormek istemistim. neticede katili bilemediginizde "katil bu degildi galiba, yaktik basini" diye iclenen bir mufettis grafiginin ardindan "tekrar denemek ister misin?" opsiyonu oldugunu farkedince "eee ne ki bu simdi?" demistim. oyunun sonuna oyle ya da boyle ulasan herkes katili save/restore ile bulabiliyor, olan bitenden bi halt anlamasa bile son ekrandaki izahatten jetonu dusurebiliyordu.

    buna cok benzer bir zaman ilerleme/sahne degistirme esprisi icinde gelisen laura bow serisinde boyle bir sapsalliga izin verilmediginden oyunu bastan oynamak incelemek zorunda kalmistik.

    misal dagger of amon rada ki katilin(veya katillerin) kim oldugunu, olaylarin nasil gelistigini, katilin veya katillerin neyi neden nasil ve nerede yaptigini izah edemeyen son ekrani goremiyor, muradina eremiyordu. sierra bu acidan bir cok alanda gerisinde kaldigi cruise for a corpse u gecmeyi bilmis, oyunun gerekliliklerini de hatirlayacak kadar sorumluluk hissini ustunde tutabilmisti. bu yuzden olsa gerek hala gidin bakin sierra dag gibi tas gibi duruyor da, delphine bir tatli huznu alinsin diye abandonware koselerinde surunuyor.
  • delphine'in future wars ve operation stealth kadar keyif vermeyen ve sürüklemeyen adventure oyunu.
  • 1991 yilinda delphin software tarafindan amiga icin yapilmis (pc icin de yapilmis ama killik olsun diye soylemiyorum) ve pek fazla ilgi gormemis adventure oyunu . ilgi gormemesinin sebebi olesiye yavas olmasi herhalde. yani siradan bir yavaslik degil cidden sabir zorlayacak kadar agir calisan bir oyundu amiga'da. ama bunun yaninda 1991 icin (hatta yillar sonrasi icin bile) muhtesem grafikleri olmasi cok buyuk bir artisiydi. dedektiflik ve cinayet konulu romanlarla benzer bir senaryosu olmasi o zamanlar icin buyuk bir arti olsa da oyuncuyu yonlendiren bir yapisi oldugu icin kolay bitiyordu (da ben sabrim yetmedigi icin bitirememistim, zaten 93 de falan oynamistim ve o tarihte oynayacak bir dolu daha guzel oyun vardi). ozellikle siz birseyleri dogru yaptiginizda saatin ilerlemesi sayesinde "aha dogru yaptim" diye diye birsey anlamadan da devam edebiliyordunuz.

    winuae ile tekrar calistirinca agirligin sebebinin dusuk konfigurasyon oldugunu anladim. eger islemci ve ram i yukseltirseniz (hepsi beles nasilsa, winuae sagolsun) gayet hizlaniyormus. tabii bunu 15 sene sonra ogrenmenin bir yarari olmuyor o ayri mesele. yine de grafiklerin nasil 91 yilindaki bir oyun icin bu kadar iyi oldugunu anlayabilmis degilim. 5 disketlik orta karar bir oyun iste, bitirirseniz sonunu bana da soyleyin icimde ukte kalmasin.

    ek: sayin solak hemen imdada yetisti ve sonunu soyledi, bu sayede bir dertten daha kurtulmus oldum (adamdaki derde bak), tesekkurler ederim kendisine, benden daha sabirliymis demekki agirligina ragmen oyunu bitirmis. katil usakmis... saka be saka ne usagi? nerde cinayet olsa gariban usak milletinin ustune kaliyor zaten. katilin kim oldugunu oynayin ogrenin ya da solak'a sorun.
  • (bkz: another world) isimli efsane oyunu yaratmış olan 'delphine software'in meşhur "cinematique" tekniği ile yapmış olduğu enfes polisiye adventure oyunu. hiç bir zaman eskimeyecek oyunlardandır. hakkında spoiler verilmemesi gereken, şu ana kadar oynamamış adventure oyunları meraklısı bünyelerin mutlaka bir şekilde edinip oynaması (emülatör vb.) gereken oyundur.
  • cruise for a corpse ara ara hatırladığım leziz bir oyundu. agatha christie tarzı hikâyesi, poe'yu andıran cümleleri vesaireyle birçoğumuzu ekrana bağlamıştı. kendisi çıktığı tarih olan 1991 itibarıyla yeni dalga dijital ekranda oyun kurgusuyla sinematik anlatımın başyapıtlarından biridir. ilklerden olmasının yanında verilen emek, ekranlar ve hikâye anlatımı/kurgusu açısından da başyapıttı. şu an çok tahammül edemesem de bir gün oyunun tüm videosunu yütüpü'nden izleyeceğim. o sıralar cm oynadığım ve maçım olduğu için kankalardan ayrılmış, sonunu görememiştim. sonra da medal of honor çıktı, "yuh böyle hikâye mi anlatılır vay künks" falan derken mecburen öyle kaldı.
hesabın var mı? giriş yap