• hermetik geleneğe ait önemli metinlere verilen isim. http://www.sacred-texts.com/chr/herm/index.htm adresinde incelenebilir.
  • daemonarchin hermeticum albumunden

    my heart will become our shelter
    now that you turn my hands
    to the livings worlds
    and my fears grovel with the dark

    as the seal, i'm in disguise
    saniyaza
    i wear the bowel and there's my face
    i look down

    and i fear
    down on my hands of fornication

    and the children speak
    we'll be arised and touch the earth
    without a crown
    raphael will be sent to burn the ground

    to subcreate
    we'll fornicate to a new time
    hurry almost done
    and you will see through me again

    i will say join hands and greet us
    to wash him away in your silver light
    thus sever ??? on your grave

    you cannot save yourself
    i'll feel your fear
    i'll die you follow
    i win
    you will not save
    you will not save
    you will not save your lives
    i lose

    your lives

    when all is done
    the voice of the mute will announce the will
    the blind will see again
    when all is too dark to be seen

    the deaf will listen
    when all is too loud to be heard
    revelations to the world
    to finally follow their guilty god's

    i keep
    the share
    i fear
    intent
    i lust
    in pain
    i hide
    in sin

    when all is done
    you'll see my face again
    to finally follow their guilty god's
  • mart 2018 itibarıyla poimander bölümü ve devamındaki 16 bölümlük dialogları, mavi kalem yayınevi tarafından yayınlanmış külliyattır.

    https://www.mavikalemyayinevi.net/…orpus_hermeticum
  • muhtemelen 3.yüzyıla ait ilahi eser gibi duran yapıt. ışık fenomenli anlatımlar ihtiva eder. göksel ifadelere yer verir. tek tanrıcılık esası üzerine yazımlar bulunsa da ne denli ilahi kitap kestirmek zordur. tevrat, incil gibi düşünülebilir mi! kesin hüküm vermez zor.
  • (bkz: kybalion)
  • hermes trismegistus şaheseri.

    (bkz: hermetik öğreti)

    --- spoiler ---

    kozmostaki tüm ölümlüler ve kozmosun akılsız canlıları üzerinde tam bir yetkiye sahip olan insan, dairenin çemberini yarıp geçti ve sistemi incelemek için yüzünü aşağı eğdi.
    ve doğa, insandan asla usandırmayan güzelliği gördüğünde ve ayrıca, tanrının güzel görüntüsünün yanı sıra insanın kendinde yedi hükümdarın her birinin erkini de barındırdığını gördüğünde sevgi ile gülümsedi; çünkü doğa, insanın en saf yansımasını suyu üzerinde, gölgesini de toprağı üzerinde görmüş gibiydi. tıpkı doğa gibi insan da doğaya benzeyen suretini suda gördüğünde doğayı sevdi ve orada yaşamak istedi ve bu istekle aynı anda eylem gerçekleşti ve insan, akıldan yoksun formu meydana getirdi.
    böylece doğa sevgilisine kavuştu ve onu çepeçevre sardı ve onlar birbirine karıştı, çünkü onlar aşıktılar.

    --- spoiler ---
  • hermes trismegistus'a atfedilen ve dinler tarihi ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken büyük eser. kitap, mavi kalem yayınevi tarafından yayınlanıp hürrem gür türer'in emekleriyle hazırlanmış.

    eserde altı çizilecek yerlerin fazla olması bir tarafa, bu kitaptaki çıkarımlardan yola çıkarak onlarca kitap yazmak mümkün diyebilirim. ben birkaç kelamın unutmaması için not etmenin iyi olacağını düşünerek kitaptan küçük bir bukleyi aşağı iliştireceğim ama önce hermetik düşünceye dair bir kaç bilgi verelim.

    bu akım milattan sonra 1. yüzyıla tarihlenir. düşünce helenik felsefe, yahudilik, mitoloji ve klasik mısır dininden unsurlar barındırmaktadır. özellikle newton bu 'felsefeye' oldukça pozitif bakmaktaydı. islam felsefesinde de hermetik inançtan ciddi şekilde etkilenen ibn sina ve muhyiddin ibn arabi gibi kişiler görmekteyiz. aslında vahdet-i vücûd dediğimiz şey biraz da budur. ben açıkçası bu kitabı okurken sürekli spinoza'yı andım. özellikle bu kitabın ardından ethica okumanızı şiddetle öneririm. neyse artık alıntılara geçebiliriz.

    - "ey telaffuz edilemeyen, kelimelerin açığa vuramadığı, adını yalnızca sessizliğin telaffuz edebildiği.... " bu bölümü eklememin sebebi son okuduğum karanlık thomas adlı kitabın edebiyat ve ölüm hakkı adlı bölümde benzer ifadenin sürekli geçmesi oldu. maurice blanchot açıkçası felsefi anlamda bana çok ama çok uzak bir insan olsa da bu benzerlikleri bu kadar yakın zamanda görmek keyifli oluyor.

    -tanrı nedir? "tanrı, var olanların tersine var olmayandır, çünkü onların olma sebebidir."

    -"tanrıdan başka her şey iyinin doğasını içermekten acizdir. çünkü onlar cisim ve ruhtan oluşmuştur. iyiyi içerebilecek yerleri yoktur." abimiz cismi olan bir şeyin iyilikten uzak olacağını sadece daha az kötü olabileceğini ifade etmekte. cisim kötülüğü beraberinde getirmektedir.

    -"görünen her şey, bir noktada görünür olduğu için tabii ki yaratılmıştır. fakat görünmez olan daima vardır ve daima olması sebebiyle görünür olmaya muhtaç değildir."

    -"tutkunun olduğu yerde iyiye yer yoktur.ve iyinin olduğu yerde tek bir tutku yoktur."

    -"güzele yalnızca bir yol gider. o da bilgiyle birleşen inançtır. cehalette kalanlar ve inanç yolundan gitmeyenler, insanlar iyidir ve güzeldir demeye cesaret ederler... oysa insanlar her türlü kötülük tarafından istila edilmiştir. insan kötülü durmaksızın kullanır ve ondan yoksun kalmaktan korkar."

    -"var olan şeylerin hiçbiri için ölüm yoktur. ölüm ölümsüzlük teriminden çıkan bir kavramdır."

    -"aslında daima canlı olmak , edebi olmaktan farklı bir şeydir. o(tanrı) asla var olmamıştır, ancak daima vardı."

    - "kozmosun tanrı tarafından, tanrı'da yaratıldığını fakat insanların kozmos tarafından , kozmosta yaratıldığını idrak et."

    "kozmos devinerek her şeyi canlı tutar."

    -"kendini tanrı'ya eş tutmadıkça tanrıyı anlayamazsın."

    -"zihin anlama eyleminde görünür, tanrı yaratma."

    -"yaşam; doğum demek değildir, yaşam farkında olmadır ve değişim; ölüm değildir, unutmadır."

    bunların dışında altı çizilecek daha çok bölüm var o yüzden mutlaka okuyun derim. özellikle gezegenlerin belli bir yörüngede seyretmesi, dünyanın hareket etmesi gibi konular ve hatta kozmosun küre olduğu gibi noktalar dikkat çekicidir.

    hasılı harika bir kitaptır.
  • “7. bölüm: hermes'ten tat'a: ortak zihin hakkında”

    1.

    hermes:

    ey tat, zihin tanrının özünden(essence) gelir -eğer gerçekte tanrı bir öze sahipse- ve yalnızca tanrı kesin olarak özün ne olabileceğini bilir.
    öyleyse zihin tanrının zorunluluğundan(asıl unsurundan) koparılmamıştır.
    deyim yerindeyse o güneş ışığı gibi yayılır. insanlardaki bu zihin, tanrı'dır.
    bu nedenle insanlardan bazıları tanrılardır, onların insanlığı tanrısallığa yakındır. çünkü iyi demon demiştir ki tanrılar ölümsüz insanlardır ve insanlar ölümlü tanrılardır. ancak akılsız hayvanlarda doğal dürtü vardır.

    2.

    canın(soul) olduğu yerde zihin de vardır, tıpkı yaşamın olduğu yerde canın olması gibi. fakat düşünemeyen hayvanlardaki can, zihinden yoksun bir yaşamdır. zihin beşeri canların yardımcısıdır. onları iyi'de etkilemeye çalışır. zihin akılsız şeylerde doğal dürtülerin ortaya çıkmasına yardımcı olurken, beşeri canlarda bu dürtüye engel olur. her can bedende var olduğu andan itibaren acı ve zevk tarafından ayartılır. birleşik bir bedende, acı ve zevk özsuyu gibi taşar; can içeri girerken, bunların içine daldırılır.

    3. zihin, hakim olduğu canlara kendi ışığını gösterir ve onların tercihlerine karşı koyar.
    iyi bir doktorun, dağlama demiri ve neşteri kullanırken hastalığa yakalanmış bedenin acı çekmesine neden olması misali zihin canı, onda her türlü hastalığı ortaya çıkaracak zevkten uzak tutmaya çalışırken onun acı çekmesine sebep olur.
    canın en büyük hastalığı tanrısızlıktır ve bunu kötü şeylerin ve iyi olmayan şeylerin fantezisi takip eder. bu nedenle tıpkı doktorun bedensel sağlığı sağlaması gibi zihin de can için iyi olanı sağlayarak bu hastalığa karşı koyar.

    4. öte yandan rehber olacak zihne sahip olmayan beşeri canlar, akılsız hayvanların canlarına benzer bir şekilde etkileniyorlar. zihin onlarla suç ortaklığı yapıp şiddetli arzulara teslim olduğunda, şehvetin hücumuna uğrayarak akılsızlığa vardıran şiddetli arzulara mecbur ediliyorlar ve tıpkı akılsız hayvan gibi mantıksız öfkelerini ve şiddetli arzularını asla durduramayıp katiyen(belirli bir miktar)kötülükle yetinemiyorlar. çünkü öfke ve şiddetli arzular, sınırları aşan akıldan yoksun kötülüklerdir. tanrı böyle canların üzerine ceza ve kınama olarak kanun getirir.
  • "giydiğin şu gömleği yırtıp atmalısın önce;
    cehalet elbisesini,
    kötülüğün temelini,
    çürümenin bağlarını,
    karanlık zindanı,
    canlı ölümü,
    duyumsayan ölüyü,
    taşıyadurduğun mezarı..."
hesabın var mı? giriş yap